hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Bu hafta albümü çıkacaktı | Tayfun Talipoğlu neden öldü?

    Bu hafta albümü çıkacaktı | Tayfun Talipoğlu neden öldü
    expand

    Ansızın geldi ölüm haberi, Türkiye'de bir anlığına "bam teli koptu". Oğul Candaş Talipoğlu "Tayfun Talipoğlu neden öldü" sorusuna İzmir Adli Tıp Kurumu önününde cevap veridi. 21 Mart 2017 tarihinde gece saatlerinde usta gazeteci birden fenalaştı, sağlık ekipleri evine gelerek ilk müdahaleyi yaptı. Vakit geçirmeden hızlıca usta gazeteci İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirildi. Doktolar 45 dakika kalbine müdahale yaptı. Olmadı... Usta gazeteci vefat etti. Oğul Candaş Talipoğlu, 45 dakika müdahaleyi Adli Tıp Kurumunun önünde söylerken zorlandı. Babasının bu hafta albümü çıkacağını söyledi," babam göremedi albümünü, kısmet olmadı" açıklamasını yaptı.Sosyal medyada "Hoş geldin eskiyen yüzümünün yeni gülümseyişi" şiiri en fazla paylaşılan şiiri oldu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Ölüm haberi Türkiye'de şok etkisi meydana getirdi. Candaş Talipoğlu, Tayfun Talipoğlu'nun kalp krizinden dolayı vefat ettiğini açıkladı. Konuşmakta zorlanan oğul Talipoğlu, babasının 3 kez kalp krizi geçirdiğini söyledi. Son kalp krizinden sonra kalbine stent takıldığını, kalp krizlerinin yakın aralıklarla geldiğinden ötürü bu sefer bedeni dayanamadı açıklamasında bulundu. Bu hafta yeni bir albümün çıkacağını söyleyen Talipoğlu, babasının bu albümü göremediğini, kısmet olmadığını söyledi. Defin işlemleri için, cenazenin Ankara'ya gideceğini, yarın olmazsa perşembe günü cenazesinin kalkacağını açıkladı.

    Tayfun Talipoğlu İzmir'de vefat etti

    Usta gazeteci Tayfun Talipoğlu bu gece saat 01:00 sularında İzmir’de kendi evinde fenalaşması durumunda, evinde bulunan arkadaşı sağlık ekiplerini aradı. İlk yardımın eve gelmesiyle ilk müdahale yapıldı. Hemen İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Doktorların tüm müdahalelerine rağmen usta gazeteci hayatını kaybetti. Vefattan sonra hastaneye nöbetçi savcı geldi. Savcı inceleme ardından ölüm sebebi araştırılmasından ötürü İzmir Adli Tıp Morgu’na kaldırıldı.

    Bam Teli'nin sunucusu, usta gazeteci Tayfun Talipoğlu kimdir?

    Usta gazeteci 1962 yılında Kars’ta doğdu, 2017 yılında İzmir’de vefat etti. Eğitim hayatı boyunca “Bam teli” misali gezdi. İlk okulu iki şehirde okudu: Malatya ve Eskişehir. Orta okulu Eskişehir de bitiren gazeteci, liseyi Ankara’da okudu. Üniversiteyi Ankara’da okuyan Talipoğlu Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi’nden 1983 yılında mezun oldu. Siyasi görüşlerinden ötürü Kaymakam olamayınca farklı sektörlerde çalıştı. Birçok işte çalıştıktan sonra basın dünyasına geçti. Star’da, ATV’de, Milliyet’de muhabirlik yaptıktan sonra Türkiye’de tanınmasına sebep olacak olan program olan Bam Teli’ni 1995 yılında ATV’de çekmeye başladı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Kaleme sevdasıyla bilinen usta gazeteci Benim Yolum, Ne Çoktular Ne Kadar Çocuktular, Eskiyen Yüzümün Yeni Gülümseyişi, Çoluk Çocuk Yazıları, Eşekle Gelen Aydınlık kitaplarını yazdı.

    Hoş geldin eskiyen yüzümün yeni gülümseyişi şiiri öldükten sonra en çok paylaşılan şiirlerinden biri oldu. İşte o şiir:

    Çizebilseydim,
    Bahar olacaktı yüzün?
    Yazabilsem,
    En uzunu şiirlerin?
    Olmadı, beceremedim?
    Adını duvarlara yazacak çağım da
    Çoktan geçit benim.
    Yasak sevdamın
    Gözaltı tarafı?
    Çaresiz,
    Seni yüreğimde erittim.
    Ama yine de
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,

    Bu hafta albümü çıkacaktı | Tayfun Talipoğlu neden öldü

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hoş geldin!
    Seni olmadığın zamanlarda da sevmiştik,
    Olmadığın baharlarda da?
    Ama hiç bu kadar telaşlanmamıştık.
    Beklememişiz üstelik birbirimizi?
    Birlikte ıslandığımız yağmurlarımız yok?
    Ne kavgalarımızın adı bir olmuş,
    Ne 'dost? diye baktığımız yüzler?
    Ayrı ayrı akmış göz yaşlarımız.
    Ben, asırlardır okşamamışım yanağını,
    Senin yüzün ağlamaktan yorulmuş?
    Ama yine de
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,

    Bu hafta albümü çıkacaktı | Tayfun Talipoğlu neden öldü

    Hoş geldin!
    Bir, yüzün vardı görmediğim,
    Bir, sesin?
    Hiç duymadığım?
    Kokunu çiçeklerle tanımlayamazdım.
    Dokunmadım, bilemezdim
    Ellerinin beyazlığını.
    Hangi şarkının neresinde,
    Hangi şiirin en sevdalı sözünde
    Çıkacaktın, bilemezdim.
    Dilimin ucundaydın hep,
    İşte; şimdi düşüverdin!
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Bu hafta albümü çıkacaktı | Tayfun Talipoğlu neden öldü

    Hoş geldin!
    'Ağır ağır çıkılan bir merdiven? yok?
    Eskittiğin yıllardan değil,
    Sızlayınca yüreğin, anlıyorsun:
    Yine gecikmişsin?
    Sen, yeni yeni öğreniyorsun sevmeyi,
    Bense çoktan düşürmüşüm aklıma ölümü.
    Gönlün bedene baş kaldırdığı yerdeyim?
    Ama yine de
    HOŞ GELDİN,
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,

    Bu hafta albümü çıkacaktı | Tayfun Talipoğlu neden öldü

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Hoş geldin!
    Unuttum, bana ne vakit gelmiştin,
    Saklayacaktım seni.
    Yüzün gözümde kalacaktı.
    Bilmeyecektin böylesine sevildiğini.
    Uykusuz gecelerimde büyüyecek,
    Sensiz sabahlara uyandığımı duymayacaktın?
    Olmayacaktın sıradan?
    Eskitmeyecektim sevdamı?
    Yoksa yine mi beceremedim?
    Ama yine de hoş geldin,
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,

    Bu hafta albümü çıkacaktı | Tayfun Talipoğlu neden öldü

    Hoş geldin!
    Ben, bir bu dağları eskitemedim,
    Bir de sana düşmüş yüreğimi?
    Gittiğim yolları hiç hesaba katma!
    Düşünü görmediğim uyklular zaten haram.
    Gökyüzünü boyayacak zaman da kalmadı?
    Haydi sar kolarını?
    'Ayrılık? diyeceğim,
    Dilim varmıyor?
    Daha yeni söylemiştim;
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,

    Hoş geldin!

    Saatin zembereği boşaldı.
    Bodrumlu Balıkçı İsmail
    Çoktan denize açıldı.
    Antalya'da barlar kapanalı
    Yaklaşık bir saat,
    Kars'ta saçakları çatıların,
    Hala buzları taşımakta.
    Ve ben hala üşümekteyim
    Sensizlikten.
    Düşlerimi hiç terketmedin?
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,

    Hoş geldin!

    Deniz tuzunu saklıyor.
    Çizdiğim beyazlarda
    Karlar çürüdü?
    Suyumuz ekşi,
    Gönlümüz kırık.
    Sevip de kaçanların hiçbiri,
    Yüzyıllardır yakalanamadı.
    Firarinin umudu tükenmiyor,
    Yaşamadan bitmiyor kör olası?
    Ama yine de
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,
    Hoş geldin!
    Bu hikayenin gecesini uzun yazdım?
    Bir tek, elin kalacak elimde.
    Sıcak tut, söndürmesin terim.
    Kapat gözlerini,
    Sabahı geciktirelim?
    Yorgun olduğu kadar
    Suskundu gönlüm.
    Senden evveli anılara yükledim?
    Sevdaya dair ne varsa duyduğum,
    Yetersiz şimdi.
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ?
    Ne Nâzım benle içti,
    Ne Cahit Sıtkı?
    Onlara geciktiğim gibi
    Geciktim sana da.
    Yaşını yaşıma erdirip bir yol,
    Yazılan onca şiiri,
    Tutulan onca şarkıyı
    Ne yaparız şimdi?
    'İkinci perde? deyip yeniden başlayamam ki!
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ?
    Bir tarafımızı Eylül'de budamışlardı,
    Kalanı, sevdana kurban?
    İçtiğim içkiye seni düşürdüm,
    Bu akşam gözlerimi
    Küllükte söndürdüm.
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,
    Hoş geldin!
    Yaşlı yüzümü değdirmek için yüzüne,
    İlişmek için gözüne,
    Ben yaktım ışıkları?
    Uzaktan sevmenin çok ağırmış faturası.
    Düşünsene, nasıl uzun beklemişim?
    Bağışla sevgilim, ben geciktim?
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,
    Hoş geldin!
    Korkunun bittiği yere
    Yazdım adını,
    Dağların en kuytu yerine?
    Sonsuzluk değildi beklediğimiz,
    Bir parça 'mutluluk? diye diretmiştik.
    Çok mu geldi bilmem ki
    Tanrının gözüne?
    Ama yine de
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,
    Hoş geldin!
    Eskidi saatler.
    Zamanı geldi,
    Yeniden düşmeliyim yollara?
    Geceler sırtımda,
    Cebimde sevdalarım?
    Yardan öte söyleyecek
    Sözüm vardı benim?
    Düşlere saklamalı şimdi yari,
    Uyanmamacasına!
    Yükselmeli ateşim,
    Kanamalı, sıkmaktan
    Avuç içlerim.
    Terleyip atmalıyım içimden seni.
    Kimseler bilmemişti,
    Görmemişti gelişini,
    Benden gidişindeki gibi?
    Ama yine de
    HOŞ GELDİN
    ESKİYEN YÜZÜMÜN YENİ GÜLÜMSEYİŞİ,
    Hoş geldin!

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow