Bruce Lee, ölüm yıl dönümünde anıldı

Küçük Ejder lakaplı Bruce Lee ölüm yıldönümünde sosyal medyada yapılan paylaşımların ana konusu oldu. 27 Kasım 1940 yılında, San Francisco’da dünyaya gelen Lee, Aslen Wing Chun Kung Fu ustasıydı. Bruce Lee dövüş sanatlarındaki ustalığını oyuncu olarak sürdürdü. Hollywood ile başlayan ünü sayesinde dövüş sanatını tüm dünyaya yayan bir sinema oyuncu oldu. İşte Bruce Lee’nin yaşamı ve Türk izleyicilerine olan etkisi…

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Lee’nin Bruce ismini doğduğu hastanenin bir hemşiresi tarafından verildiği ifade ediliyor. Asıl adı Lee Jun Fan olan yıldız, Çin takvimine göre ‘Ejder Yılı’ adı verilen yıl içerisinde doğdu. Doğduğu yıl nedeniyle Bruce Lee’nin lakabı ‘Küçük Ejder’ olarak anılmaya başlarken Lee kısa sürede birçok ülkede popüler hale geldi. Türkiye’de ise sinemalarda 1970’li yıllar ve 80’li yılların sonundaki dönemlerde Lee filmleri ile birçok genç sinemaseveri etkilemeyi başarmıştı.

Peki, Bruce Lee kimdir?
27 Kasım 1940’da San Francisco’da Chinese Hospital’da doğdu. Bruce isminin doğduğu hastanedeki bir hemşire tarafından verildiği söylenir. Asıl adı Lee Jun Fan’dır. Yarı-Alman olan annesi Grace ve Çinli babası Lee Hoi-Chuen'un Çin operasında oyuncu olarak yer almaları nedeniyle Bruce Lee de çok küçük yaşta oyunculuğa başladı. Babasının sayesinde çocuk oyuncu olarak birçok yapımda yer alan Lee, sinema kariyerine asıl adımını, henüz 8 yaşındayken babasının son filminin yönetmeninden aldığı oyunculuk teklifiyle attı.

Sokak kavgalarında yenilip küçük düşme korkusu dövüş sanatlarına yönelmesine neden oldu. İlerleyen yaşlarda daha da fazla merak sardığı dövüş sanatlarında zamanla ustalaştı. Yip Mans Wing Chun eğitimi almaya başlayan Lee, Bay Yip tarafından çok sevildi ve Wing Chun Kung Fu'sunun gizli tekniklerini öğrenerek bu dövüş sanatının ustası haline geldi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Henüz 22 yaşındayken Chinese Kung-Fu (Kendini Korumanın Felsefi Sanatı) adlı kitabı yayımlandı. 1964 yılında felsefe mastırını tamamlayan Lee, öğrencisi olan Linda Emery ile evlendi ve 1965 yılında Brandon ve birkaç yıl sonra da Shannon adını verdikleri 2 çocukları oldu.

1964 yılında Ed Parkers’la ilk uluslararası çıkışını yapan Lee, bu dönemde dizi ve filmlerde ufak roller almaya başladı ama bu rollerin ona pek faydası olmadı. Ancak 1970’li yıllara gelindiğinde Bruce Lee, Hollywood’un inanılmaz teklifler yağdırdığı bir isim olmuştu. Hollywood ve Hong Kong arasında gidip gelen Lee, sırtından rahatsızlandı ve doktorları dövüş sanatı ile uğraşmasını yasakladı. 6 ay boyunca sırtüstü yatan Lee, aynı zamanda Jeet Kune Do Tao adlı kitabına başladı. 20 Temmuz 1973 yılında beynindeki tümör nedeniyle ölen Lee’nin kitabını ise karısı tamamladı.

Lee’nin Türkiye sinemasına etkisi
Bruce Lee, Hollywood’da artan popülerliğinden Türkiye’de nemini almıştı. Yazlık sinemalarda ‘vurdulu kırdılı’ adı altında toplanabilecek filmlerin hınca hınç dolduğu dönemlerdi. Gazete bayilerinde ise neredeyse sektör haline gelmiş bol resimli, dövüş sporları tekniklerinin tanıtıldığı dergilerle doluydu. Bu dalganın yayılmasıyla dövüş sanatlarının en büyük kahramanı olarak görüldü Bruce Lee. Lee’nin Türk sinemasına etkisini Cüneyt Arkın filmlerinde de görmek mümkün. Bir dönem iş çığırından çıkaran gençlik, 80’li yılların sonlarında ‘karate bilenler’ ve ‘bilmeyenler’ olarak ikiye ayırıyorlardı. 33 yaşında hayatını kaybeden Lee, ölümünün üzerinden 44 yıl geçmesine rağmen halen, dövüş sanatlarında gösterdiği felsefesi ve başarılı aktörlüğü ile anılmaya, teknolojinin bütün nimetlerinden faydalanılarak yapılan aksiyon ve bilimkurgu filmlerinin birçoğunda felsefi sosta ya da dövüş tekniklerinde Bruce Lee’nin izlerini görmek halen mümkün.