Filistinliler bundan 76 yıl önce Nakba'yı yani büyük felaketi yaşadı. Binlerce kişi İsrail tarafından göçe zorlandı. Nakba'ya şahit olan Filistinli Gazeteci yaşadıkları o acıyı CNN TÜRK'e anlattı. Mehmet Şimşek ve Kameraman Mehmet Onur'un özel haberi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Filistinli Gazeteci Muhammed Sewwan , ''Yaklaşık 36 genci caminin bahçesinde topladılar ve onları ellerindeki silahlarla infaz ettiler. Daha sonra idam edilmeyi bekleyen başka gençlere ölüleri gömdürdüler.'' dedi.

Tek tek öldürüldüler, ve arkadaşlarının cesetlerini gömmek zorunda bırakıldılar. Ardından da sıranın kendilerine gelmesini beklediler...

Sewwan, ''Gençlerden ikinci grup geliyordu ve kendilerinden önce öldürülen arkadaşlarını gömüyorlardı.'' şeklinde anlattı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Önce akıl almaz katliamlar yaptılar, ardından da binlerce kişiyi göçe zorladılar. İsrail 14 Mayıs 1948'de işgal ettiği topraklar üzerinde bağımsızlığını ilan etti. Bu gelişmeden bir sonra ise Filistinliler "Nakba'yı" yani felaketi yaşadı. Binlerce kişi göçe zorlandı.

Sewwan, ''STERN ve HAGANA terör örgütleri bizim köyümüze yakın bazı köylere saldırdı. Nakba'dan birkaç gün önce bizim köyümüzde de bazı çatışmalar yaşandı. 20'ye yakın Filistinli genç orada şehit oldu.'' ifadelerini kullandı.

Sewwan, ''Bir veya iki gün öncesinde insanlara zorla köyü boşaltmaları söylendi. Ardından da kuzeye veya Lübnan sınırına göç başladı. Köyü üç taraftan kuşattılar ve insanların çıkması için bir çıkışı boş bıraktılar ve ve insanları buradan sürdüler.'' dedi.

Binlerce Filistinli yaya olarak yollara döküldü ve ata topraklarından sürüldüler...

Sewwan, ''Gece olduğu zaman yollarda yatacak yerimiz olmadığı için ağaçların altında yatıyorduk. Acıktığımız zaman civar köylerden yemek istiyorduk.''

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

GERÇEKTEN YENİDEN FİLİSTİNE DÖNEBİLECEĞİNİZE İNANIYOR MUSUNUZ?

Sewwan, ''Elbette inanıyorum. Topraklarımıza evlerimize dönme hakkımız kutsaldır. Bu hak zaman aşımına uğrayacak bir hak değildir. Süre ne kadar uzarsa uzasın.'' dedi.