

İki konuda hemen yorum yapayım. Öncelikle bu otobiyografiyi yazmasını iki oğlu Carlo Jr. ve Edoardo Ponti önerdi. Anneleri de onları kırmadı.
İkincisi, sevgili dostum Eren Yücesan Cendey harika ve akıcı bir üslupla kitabı tercüme etmiş tutkuyla, zevkle, sabırsızlıkla okunacak hale getirmiş.
Napoli’nin varoşu Pozzuoli’den çıkan ve Oscar’a giden yolda inanılmaz bir hayat hikayesi ile karşılaştığı erkekleri kendisine aşık eden Sophia Loren bugün 80 yaşında.
Hatıratlarında samimi. Her kimle film çevirdiyse bilinçli veya bilinçsiz kendisine aşık etmiş. Tabii es geçtiği aktörlerde var. Kamera karşısında ki rol arkadaşları kadar kamera arkasındakiler de Sophia Loren’e bağlanmak istemişler. Ama sanırım itiraf sıkıntısı çekmişler. Ret edilmek korkusu. Örneğin Oscarlı “Bisiklet Hırsızları” filminin unutulmaz yönetmeni Vittorio De Sica. Loren’in oynadığı bir çok filme imzasını atan “Dün, Bugün,Yarın” ın mimarı çapkın Vittorio.
Sophia Loren, beyazperdede pek çok yapıtta kadim rol arkadaşı “Latin Lover” olarak tanımlanan yakışıklı Marcello Mastroianni ile özdeşti. Hemen söyleyeyim. İkisi arasında olası bir aşk her zaman kapıdan döndü. Çünkü Sophia Loren, Marcello’nun eşi Fiora Carabella’ya namus sözü vermişti. Marcello Mastroianni de kendi eşini bir dost gibi severdi. Aklı, kalbi ve çapkınlığı hep dışardaydı. Boşuna “Latin Lover” lakabı takmamıştı İtalya’nın Hollywood’u Cinecitta camiası. Marcello, Sophia tesellisini önce Faye Dunaway sonra Catherine Deneuve’de buldu. Fiora ise karalara büründü yine de ses çıkartmadı.
Tekrar Sophia Loren’e dönersek. Hayatına yaşça çok büyük Clark Gable bile girmek istedi. Yan çizdi Napoli güzeli hem de Napoli’de birlikte çevirdikleri film sırasında. Bekar olması ve mesleğinde büyük başarı kazanması albenisi ile altmışlı yıllarda Loren’i uçurdu. Ama o hiç şımarmadı. Napoli’de ki gecekondudan çıktığı günü ve atıldığı macerayı hep göz önünde tuttu. Erkekler peşindeydi. Hepsi ünlü, hepsi zengin, hepsi yakışıklı. Korunması gerekiyordu. Evli ve iki çocuklu yapımcı Carlo Ponti ilk gördüğü andan itibaren kendisinden 22 yaş küçük Sophia Loren’e aşıktı. Yaşlıydı, tontondu, kısa boyluydu ve de çirkindi. O sıralar Loren erkeklerin üzerine gelmesinden bunalıyordu. Hele biseksüeller. Cary Grant, Sophia Loren için geberiyordu ama erkek arkadaşı ünlü western filmlerinin gediklisi Randolph Scott’tan da vaz geçemiyordu. Beş evliliği de göstermelikti. Sophia Loren, Cary Grant’i sevdi. Ama evliliği düşünemezdi. Sığınacak yer aradı ve Carlo Ponti’nin evlenme teklifine zorunlu “evet” dedi. Ne var ki Katolik olan Ponti’nin o dönemde boşanması dini açıdan olanaksızdı. Gidip yurt dışında Paris’te evlendiler ve Loren kendisi güvence altına aldı.
Clark Gable’dan, Cary Grant’a, Marcello Mastroianni’ye, kendi kendilerine gelin güvey olan Marlon Brando’ya, Ömer Şerif’e, Liz Taylor’dan çekinmesine karşın kendisine kur yapan Richard Burton’a, rol arkadaşı Peter Sellers’e yüz vermedi Sophia Loren.
Ama hayatında bir tek kişi onun için çok anlamlıydı. O’nu uzaktan da olsa sevdi. Adı geçtiğinde yüzü kızarırdı. Hatta onunla aynı filmde oynamak için teklif bile aldı. Ama “Come September” kadrosu oluşturulurken başka bir film için sözleşme imzalamıştı. Rolü ezeli rakibi Gina Lollobrigida’ya kaptırdı. Bu Rock Hudson’du. Sonradan AİDS’ten ölen ve bu hastalığın simgesi haline gelen yakışıklı aktör uzaktan yakından kadınlarla ilgilenmiyordu. 1965’te Bambi Ödülleri töreninde Sophia, Rock Hudson’un kolları arasında dans ederken mutluluktan bayılacaktı. O kadar.
Hayatını birleştirebilecek iki erkek onu etkiledi. Ama ikisinin de tercihi başkaydı. Onun için Ettore Scola’nın Mussolini dönemini anlatan yapıtı “Özel Bir Gün” Loren için anlamlıdır. O filmde Marcello Mastroianni’nin rolünü üstlendiği öğretmen Gabriele geydir ve Loren’e kendi yaşamından çağrışımları gözü önüne getirmiştir.
İtalyan sinemasının ikonası bugün seksen yaşında. Hızlı ve başarılı geçen bir hayatın muhasebesini yapmış hatıratlarında. Etrafında dönen o kadar erkek ve o erkeklerini çoktan seçmiş. Biri orkestra şefi büyük oğlu Carlo Jr. diğeri ise babası Carlo Ponti gibi yapımcı ve ek olarak yönetmen mesleğini seçen Edoardo.
İki konuda hemen yorum yapayım. Öncelikle bu otobiyografiyi yazmasını iki oğlu Carlo Jr. ve Edoardo Ponti önerdi. Anneleri de onları kırmadı.
İkincisi, sevgili dostum Eren Yücesan Cendey harika ve akıcı bir üslupla kitabı tercüme etmiş tutkuyla, zevkle, sabırsızlıkla okunacak hale getirmiş.
Napoli’nin varoşu Pozzuoli’den çıkan ve Oscar’a giden yolda inanılmaz bir hayat hikayesi ile karşılaştığı erkekleri kendisine aşık eden Sophia Loren bugün 80 yaşında.
Hatıratlarında samimi. Her kimle film çevirdiyse bilinçli veya bilinçsiz kendisine aşık etmiş. Tabii es geçtiği aktörlerde var. Kamera karşısında ki rol arkadaşları kadar kamera arkasındakiler de Sophia Loren’e bağlanmak istemişler. Ama sanırım itiraf sıkıntısı çekmişler. Ret edilmek korkusu. Örneğin Oscarlı “Bisiklet Hırsızları” filminin unutulmaz yönetmeni Vittorio De Sica. Loren’in oynadığı bir çok filme imzasını atan “Dün, Bugün,Yarın” ın mimarı çapkın Vittorio.
Sophia Loren, beyazperdede pek çok yapıtta kadim rol arkadaşı “Latin Lover” olarak tanımlanan yakışıklı Marcello Mastroianni ile özdeşti. Hemen söyleyeyim. İkisi arasında olası bir aşk her zaman kapıdan döndü. Çünkü Sophia Loren, Marcello’nun eşi Fiora Carabella’ya namus sözü vermişti. Marcello Mastroianni de kendi eşini bir dost gibi severdi. Aklı, kalbi ve çapkınlığı hep dışardaydı. Boşuna “Latin Lover” lakabı takmamıştı İtalya’nın Hollywood’u Cinecitta camiası. Marcello, Sophia tesellisini önce Faye Dunaway sonra Catherine Deneuve’de buldu. Fiora ise karalara büründü yine de ses çıkartmadı.
Tekrar Sophia Loren’e dönersek. Hayatına yaşça çok büyük Clark Gable bile girmek istedi. Yan çizdi Napoli güzeli hem de Napoli’de birlikte çevirdikleri film sırasında. Bekar olması ve mesleğinde büyük başarı kazanması albenisi ile altmışlı yıllarda Loren’i uçurdu. Ama o hiç şımarmadı. Napoli’de ki gecekondudan çıktığı günü ve atıldığı macerayı hep göz önünde tuttu. Erkekler peşindeydi. Hepsi ünlü, hepsi zengin, hepsi yakışıklı. Korunması gerekiyordu. Evli ve iki çocuklu yapımcı Carlo Ponti ilk gördüğü andan itibaren kendisinden 22 yaş küçük Sophia Loren’e aşıktı. Yaşlıydı, tontondu, kısa boyluydu ve de çirkindi. O sıralar Loren erkeklerin üzerine gelmesinden bunalıyordu. Hele biseksüeller. Cary Grant, Sophia Loren için geberiyordu ama erkek arkadaşı ünlü western filmlerinin gediklisi Randolph Scott’tan da vaz geçemiyordu. Beş evliliği de göstermelikti. Sophia Loren, Cary Grant’i sevdi. Ama evliliği düşünemezdi. Sığınacak yer aradı ve Carlo Ponti’nin evlenme teklifine zorunlu “evet” dedi. Ne var ki Katolik olan Ponti’nin o dönemde boşanması dini açıdan olanaksızdı. Gidip yurt dışında Paris’te evlendiler ve Loren kendisi güvence altına aldı.
Clark Gable’dan, Cary Grant’a, Marcello Mastroianni’ye, kendi kendilerine gelin güvey olan Marlon Brando’ya, Ömer Şerif’e, Liz Taylor’dan çekinmesine karşın kendisine kur yapan Richard Burton’a, rol arkadaşı Peter Sellers’e yüz vermedi Sophia Loren.
Ama hayatında bir tek kişi onun için çok anlamlıydı. O’nu uzaktan da olsa sevdi. Adı geçtiğinde yüzü kızarırdı. Hatta onunla aynı filmde oynamak için teklif bile aldı. Ama “Come September” kadrosu oluşturulurken başka bir film için sözleşme imzalamıştı. Rolü ezeli rakibi Gina Lollobrigida’ya kaptırdı. Bu Rock Hudson’du. Sonradan AİDS’ten ölen ve bu hastalığın simgesi haline gelen yakışıklı aktör uzaktan yakından kadınlarla ilgilenmiyordu. 1965’te Bambi Ödülleri töreninde Sophia, Rock Hudson’un kolları arasında dans ederken mutluluktan bayılacaktı. O kadar.
Hayatını birleştirebilecek iki erkek onu etkiledi. Ama ikisinin de tercihi başkaydı. Onun için Ettore Scola’nın Mussolini dönemini anlatan yapıtı “Özel Bir Gün” Loren için anlamlıdır. O filmde Marcello Mastroianni’nin rolünü üstlendiği öğretmen Gabriele geydir ve Loren’e kendi yaşamından çağrışımları gözü önüne getirmiştir.
İtalyan sinemasının ikonası bugün seksen yaşında. Hızlı ve başarılı geçen bir hayatın muhasebesini yapmış hatıratlarında. Etrafında dönen o kadar erkek ve o erkeklerini çoktan seçmiş. Biri orkestra şefi büyük oğlu Carlo Jr. diğeri ise babası Carlo Ponti gibi yapımcı ve ek olarak yönetmen mesleğini seçen Edoardo.