

Cep telefonları yaşamımıza gireli uzun zaman oldu. Girdiğinden beri de oldukça evrimleşti. Akıllı telefon satışları her geçen gün daha çok artıyor ve akıllı telefon sahiplerinin telefonu kullanım amaçları da değişiyor. Akıllı telefonlar yaşama biçimimizi, çalışma, iletişime geçme, eğlenme, paylaşma biçimlerimizi baştan şekillendiriyor.
Bugün pek çok kullanıcı telefonu amacı dışında –telefon görüşmesi yerine- farklı özellikleriyle kullanıyor. Örneğin fotoğraf çekmek, o fotoğrafı o anda paylaşmak, paylaşılanlar üzerinden yorum yapmak, beğenmek hepimiz için vazgeçilmez bir dürtü haline geldi.
Bugün bir konsere gittiğimizde sahnede belki hayatımız boyunca bir daha asla canlı canlı göremeyeceğimiz bir müzisyeni kendi gözlerimizle izlemek yerine akıllı telefonlarımızla kaydetmeye, fotoğrafını çekmeye çalışıyoruz. Kaydedilen ses de görüntü de bir daha o videoyu izlemeyeceğimizin garantisi olsa bile. Sanki profesyonel kaydedilmiş DVDsini piyasada bulamazmışız gibi. O videoyu, o fotoğrafı çekerek oradaki mevcudiyetimizi sanal dünyada paylaşmak, o etkinliği yaşamaktan daha önemli bir hale geliyor.
Son dönemde konserlerinde sürekli bir cep telefonu kalabalığıyla karşılaşmaya başlayan bazı müzisyenler (Jack White, She&Him, Eagles gibi isimler) seyircilere “lütfen şimdi telefonlarınızı aşağıya indirin ve performansımızın tadını kendi gözünüz ve kulağınızla çıkarın” diye seslenmeye başladı.
Beyonce de bu isimlerden biri. Aşağıdaki videoda Atlanta konserinde 20.000 seyirci karşısında bir hayranına “şu lanet olası kamerayı aşağıya indir!” diye sesleniyor.
Anı yaşamak mı anı kaydetmek mi? Mobil internetin artan yaygınlığı ve hızı insanların paylaşma dürtüsüyle birleşince bu kaçınılmaz ikilemle karşı karşıya kalmış durumdayız.
Boston Consulting Group’un geçtiğimiz günlerde yayınladığını yeni bir rapor* Avrupa’da Mobil İnternet Ekonomisinin durdurulamaz yükselişine göz atıyor. Rapora göre Avrupa’da akıllı telefon satış fiyatları düşüyor, mobil internet kullanımı artıyor, bununla beraber sektör büyüyor, yeni iş olanakları doğuyor.
Ama bu arada rapor çok çarpıcı bazı sonuçları da gözler önüne seriyor. Rapora göre cep telefonları halen daha çok geleneksel olarak konuşma ve SMS için kullanılsa da online mesajlaşma ve sosyal medya en çok kullanım amaçlarından birini teşkil ediyor.
Yapılan araştırmaya göre tüketicilere “mobil internetinizden 1 hafta vazgeçmektense neden vazgeçmeyi tercih edersiniz?" diye sorulduğunda geleneksel medya ciddi kayıp yaşıyor. %70’i gazete, %52’si kitap okumaktan %38’i ise televizyon izlemekten vazgeçebileceğini söylüyor.
İnsanlar mobil internet için bir hafta başka neden vazgeçer diye merak ederseniz;
%77’si fastfood’dan, %68’i çikolatadan, %58’i alkolden, %49’u kahvesinden vazgeçmeye hazır.
Sadece %22’si arabasından vazgeçerken, %17 seks yapmaktan, %9 ise duş almaktan vazgeçebileceğini söylüyor.
Akıllı telefon sayısı artmaya, mobil internet hızlanmaya ve mobil internet ekonomisi büyümeye devam edecek. Nesnelerin İnterneti kavramı yaşamımıza ciddi anlamda girmeye başladıkça her an online olmaya başlayacağız. Anı yaşamaktansa anı paylaşmak gitgide daha çoğumuzun tercihi olacak gibi gözüküyor.
Peki ya online olmak uğruna daha nelerden vazgeçeceğiz dersiniz?
Cep telefonları yaşamımıza gireli uzun zaman oldu. Girdiğinden beri de oldukça evrimleşti. Akıllı telefon satışları her geçen gün daha çok artıyor ve akıllı telefon sahiplerinin telefonu kullanım amaçları da değişiyor. Akıllı telefonlar yaşama biçimimizi, çalışma, iletişime geçme, eğlenme, paylaşma biçimlerimizi baştan şekillendiriyor.
Bugün pek çok kullanıcı telefonu amacı dışında –telefon görüşmesi yerine- farklı özellikleriyle kullanıyor. Örneğin fotoğraf çekmek, o fotoğrafı o anda paylaşmak, paylaşılanlar üzerinden yorum yapmak, beğenmek hepimiz için vazgeçilmez bir dürtü haline geldi.
Bugün bir konsere gittiğimizde sahnede belki hayatımız boyunca bir daha asla canlı canlı göremeyeceğimiz bir müzisyeni kendi gözlerimizle izlemek yerine akıllı telefonlarımızla kaydetmeye, fotoğrafını çekmeye çalışıyoruz. Kaydedilen ses de görüntü de bir daha o videoyu izlemeyeceğimizin garantisi olsa bile. Sanki profesyonel kaydedilmiş DVDsini piyasada bulamazmışız gibi. O videoyu, o fotoğrafı çekerek oradaki mevcudiyetimizi sanal dünyada paylaşmak, o etkinliği yaşamaktan daha önemli bir hale geliyor.
Son dönemde konserlerinde sürekli bir cep telefonu kalabalığıyla karşılaşmaya başlayan bazı müzisyenler (Jack White, She&Him, Eagles gibi isimler) seyircilere “lütfen şimdi telefonlarınızı aşağıya indirin ve performansımızın tadını kendi gözünüz ve kulağınızla çıkarın” diye seslenmeye başladı.
Beyonce de bu isimlerden biri. Aşağıdaki videoda Atlanta konserinde 20.000 seyirci karşısında bir hayranına “şu lanet olası kamerayı aşağıya indir!” diye sesleniyor.
Anı yaşamak mı anı kaydetmek mi? Mobil internetin artan yaygınlığı ve hızı insanların paylaşma dürtüsüyle birleşince bu kaçınılmaz ikilemle karşı karşıya kalmış durumdayız.
Boston Consulting Group’un geçtiğimiz günlerde yayınladığını yeni bir rapor* Avrupa’da Mobil İnternet Ekonomisinin durdurulamaz yükselişine göz atıyor. Rapora göre Avrupa’da akıllı telefon satış fiyatları düşüyor, mobil internet kullanımı artıyor, bununla beraber sektör büyüyor, yeni iş olanakları doğuyor.
Ama bu arada rapor çok çarpıcı bazı sonuçları da gözler önüne seriyor. Rapora göre cep telefonları halen daha çok geleneksel olarak konuşma ve SMS için kullanılsa da online mesajlaşma ve sosyal medya en çok kullanım amaçlarından birini teşkil ediyor.
Yapılan araştırmaya göre tüketicilere “mobil internetinizden 1 hafta vazgeçmektense neden vazgeçmeyi tercih edersiniz?" diye sorulduğunda geleneksel medya ciddi kayıp yaşıyor. %70’i gazete, %52’si kitap okumaktan %38’i ise televizyon izlemekten vazgeçebileceğini söylüyor.
İnsanlar mobil internet için bir hafta başka neden vazgeçer diye merak ederseniz;
%77’si fastfood’dan, %68’i çikolatadan, %58’i alkolden, %49’u kahvesinden vazgeçmeye hazır.
Sadece %22’si arabasından vazgeçerken, %17 seks yapmaktan, %9 ise duş almaktan vazgeçebileceğini söylüyor.
Akıllı telefon sayısı artmaya, mobil internet hızlanmaya ve mobil internet ekonomisi büyümeye devam edecek. Nesnelerin İnterneti kavramı yaşamımıza ciddi anlamda girmeye başladıkça her an online olmaya başlayacağız. Anı yaşamaktansa anı paylaşmak gitgide daha çoğumuzun tercihi olacak gibi gözüküyor.
Peki ya online olmak uğruna daha nelerden vazgeçeceğiz dersiniz?