İşadamı H.B. ise, polis memuru İ.D.'nin eşi T.D. ile aralarında gönül ilişkisi olduğunu anlatırken, şunları anlattı:"Sürekli kendisine para ödüyordum. Eşinden boşanacağını ve ayrı evde kalmak istediğini söyleyince ev tuttum ve ev alması için 150 bin lira verdim. Beni oyaladığını anlayınca, kardeşine parayı iade etmesini söyledim. Aramızdaki ilişkiyi bitirip, verdiğim 150 bin lirayı almak için Silifke'ye gittim. Kardeşinin verdiği numarayı aradığımda T.D.'nin eşi ile birlikte beni Mazıdağı'nda beklediğini söylediler. Mazıdağı'na gittiğimde arabada uyurken yeğenim polislerin anons yaptığını söyledi. Araçtan inince T.D.'nin eşi beni görür görmez, tüfeğin dipçiğini suratıma vurdu, beni yere yıktı. Yerdeyken İ.D. ile bir polis birlikte bana vuruyordu. Beni yerden kaldırıp, kelepçe takmadan emniyete götürdüler. Emniyet'te İ.D. telefonlarımı aldı. Beni duvara yaslayıp sopayla sırtıma vurdu ve cep telefonumun şifresini istedi. Sonra yumrukla vurmaya başladı. Bu sırada diğer iki sanık sopalarla vurmaya başladı. 3 polis birlikte bana vuruyordu. Kan kusmaya başladım. İ.D. çömelerek benim bu halimi telefona kaydediyordu. Sonra bir kağıt imzalatmak istedi. İmzalamayınca yanaklarımı sıkarak, ağzımın içine tükürdü. O sırada bir sanık 'Bu adam ölecek, başımıza iş gelecek, hastaneye götürelim' dedi. Beni hastaneye götürdüler. Hastanede İ.D. gelerek kafama yumruk attı."