Cumhurbaşkanı Erdoğan: 16 Nisan'dan sonra sürprizlerle karşılaşabilirsiniz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden yapılan canlı yayında Doğan TV Ankara Temsilcisi Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı. Referandum süreci ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Avrupa ülkeleri ile olan krize de değinen Erdoğan, '16 Nisan'dan sonra sürprizlerle karşılaşabilirsiniz onlar da karşılaşabilir' dedi. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, halk oylamasında yüzde 52'nin üzerinde evet oyu çıkacağına inandığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan CNN TÜRK- Kanal D ortak yayınında gazeteci Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı.
Erdoğan anayasa değişikliğindeki maddeleri sıraladı. Muhalefetin eleştirilerine yanıt verdi. Gündeminde ise Avrupa ülkeleri ile yaşanan gerginlik de vardı. Almanya'nın Cumhurbaşkanı Steinmeier'e, 'Erdoğan, Türkiye'nin inşaa ettiği her şeyi tehlikeye atıyor' sözleri için teessüf etti. Daha önce Steinmeier'i tebrik etmek için Almanya'ya gitmek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı, 'Şu anda böyle bir gündemimiz yok' dedi.
Referandum süreci hakkında ise , 'Halk yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı seçti. Şimdi halk oylamasında yüzde 52'nin üzerinde evet oyu bekliyorum' şeklinde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
- Türkiye'de bu düzenleme yapılırsa tek bir kişinin aşırı güçlenmesi durumumu olacak? Neden 18 yaşında vekil olmakla ilgili bu kadar eleştiri geldi? Buna benzer birçok eleştiri ve yanlış anlama var. Bu konulardaki değerlendirmeleriniz nelerdir?
Bir defa televizyonlarda, ekranlarda bu hazırlanan yasayla ilgili yaklaşım tarzlarının hazmedilerek gündeme getirilmediğini düşünüyorum. Onun tamamen dışına çekilirelerek konuşuyor. Bu 18 madde nedir, önce ona bakalım. Bu 18 maddeyi hazmedelim. Bunların dışına çıkıp konuşursak bu bir aldatmaca olur. Biz ülkemizin kaderiyle ilgili ciddi bir adım atıyoruz. Bu anayasa değişikliği referandumu 339 oyla Meclis'ten geçti. Ama 367 ile geçse de hükümetimiz biz millete gideceğiz dedi. Şimdi böyle olmadı ama AK Parti ve MHP 339 oyla bu referandumun önünü açtı.
Şimdi karar milletimizin. Burada baktığımızda 18 maddeye, birinci maddede şunu görüyoruz; yargının bağımsızlığına bir de tarafsızlık eklenecek. Yani yargı hem bağımsız hem tarafsız olacak.
Türkiye'nin 80 milyon nüfusu var. 550 milletvekilimiz var. 143 bin kişiye bir vekil düşüyor. Bu temsilde adaleti getirmiyor. Biz istiyoruz ki temsilde adalet olsun.
- Bu milletvekili sayısının artmasıyla ilgili durumu aktardınız.
Evet. Bu yüzden 600'e çıkarmak istiyoruz. 339 milletvekilinin oyuyla halk oylamasına karar verildi. Ha kalkar da benim milletim uygunsa çıkacak der, uygun değilse yapılacak bir şey yok. Çıkacak karara evet diyeceğiz. Milletvekili seçilme yaşının 25'ten 18'e indirilmesi konusu. Benim en çok olması gerektiğine inandığım konu bu. Bugün bizim çok dinamik bir parlamentoya sahip olmamız gerektiğine inanıyorum. Bu dinamik parlamentoyu açtığımız zaman bu gençlerimizin ufkunu genişletecektir. Benim gencimin bu ülkenin kaderinde rol oynaması gerek. Benim gencim belki üniversitede okurken ben varım diyecek siyasette rol alacak.
Ben dünyayı geziyorum gördüm ki AB üyesl ülkelerde bile durum çok farklı. 51 ülkede milletvekili seçilme yaşı 18. Fakat AB üyesi ülkelerde yüzde 73'ünde milletvekili seçilme yaşı 18.
İngiltere, İsveç, Almanya, Avusturya, Belçika, Finlandiya, Hollanda, İzlanda öyle. Bu kadar açık ve net bir durum ortada ve biz hala öyle mi böyle mi onu konuşuyoruz. Bunlar bu yaşta seçilirken bakan olma şansı yakalayanları da biliyorum. 25'in altında bakan olanlar var. Neden biz gençlerimize, gençliğimize güvenmiyoruz?
600'de 600 seçilen vekillerin yaşı 18 ile 25 arası olacak değil. Şu an 25-30 yaş arası 5 kişi var. Niye bu kadar çekiniyoruz?
Demek ki ana muhalefet bu tür gençlere güvenmiyor. Bu tür gençleri aday göstermekten de çekiniyor. Ben diyorum ki bu gençliğe güvenin.
Erdoğan: Milletvekili seçilme yaşı 18 olacak
- Siz de genç siyasete atıldınız.
Ben 18 yaşından itibaren sosyal hayatın içindeydim, 21 yaşından sonra siyasete girdim. Yaklaşık 40 yıldır siyasetin içindeyim.
Şimdi diyoruz ki milletvekili seçimleri de 4'den 5'e çıksın. Halbuki 4 yıllık bir süreç bir ülkenin yönetimi için istikrarı getirmez. O da, başkanlık seçimi de 5 yıl da bir olacak. Biz bileceğiz ki 5 yıl sonra bugün hem başkanlık hem milletvekilliği seçimi olacak. Bu istikrarı ve güveni getiriyor.
Bizim 14 yıldaki sihir kavramımız istikrar ve güvendir.
Meclis'in Bakanlar Kurulu'na KHK yetkisi verebilmesi iptal ediliyor. Güven oylaması da kaldırılıyor. Çünkü güven oylaması hakkı için millet benim diyor. Artık 5 yılda bir onun kararını ben vereceğim diyor.
Artık gensoru da kalkacak. Bu suistimal ediliyor. Şu ana kadar 484 gensoru verildi. Biliyorlar ki bunu verenler; benden bundan netice alamayacağım ama yine de veriyor. Meclis'teki çalışmayı tıkamak için bunu yapıyorlar. Bunun 4'ü kabul edildi sadece. Neden parlamentoyu tıkıyorsun be kardeşim? Neden hızımızı kesiyorsun? Çok çalışmamız lazım.
Gensoru uygulaması kaldırılıyor Meclis araştırılması, yazılı soru yollarıyla Meclis'in denetlenmesi güçleniyor.
Cumhurbaşkanı'nın görev süresi 5 yıl ve bir kişi sadece iki kez seçilebilecek. Millet kararını nasıl verirse öyle devam edecek.
- Dünyadaki diğer ülkelerde de iki kez oluyor sanırım...
Mesela 100 bin seçmen bir cumhurbaşkanı adayı gösterebilir. Bak bu yok, ilk defa gelecek. Bu millete duyulan güvenin simgesi.
Seçim kanunuyla ilgili değişikliklerin yapılması bana göre gereklidir. Ama şu anda gelende bunlar gündeme gelemedi. Buna da pek yaklaşılmadı.
Cumhurbaşkanı ile başbakanın yetkileri birleştiriliyor. Ana muhalefetin başındaki zat ne diyor; cumhurbaşkanı ile başbakan başka partilerden, tartışılarlarsa ne olacak dedi. Onun tashih de etse bunu kurtaramaz. Her geçen gün yalan makinesi konuşuyor. Mesela Gül ve ben başbakanlarımızla uyum içerisinde çalışıyoruz. Çünkü aynı ekolden geliyoruz. Mesela sayın Sezer ile bu uyumu yakalayamadık. Bunların olmaması gerekirdi fakat atamalarda biz bunları yaşadık.
Aynı ekolden geldiği halde Sayın Sezer ile Bülent Ecevit bir sorun yaşadı.
Cumhurbaşkanı'nın fesih yetkisi yok. Saf tipler var bazıları televizyonlara çıkıyor. Cumhurbaşkanı'nın böyle bir yetkisi yok. Yeni düzenlemeyle beraber böyle bir yetkiye sahip olmadığı gibi ülke erken seçime gitme durumundaysa kararı parlamento alır. Cumhurbaşkanı'nın erken seçime götürme yetkisi dahi yok. Bunu ancak Meclis'te yapabilir. Bunun da oranları var. O oranı yakalayamadığı takdirde bunu da sağlayamaz. Böyle bir seçime gitmek, sadece parlamento ya da cumhurbaşkanı değil. Aynı anda ikisi de. Böyle bir erken seçim. Sistem olarak uzlaşmanın içine itiyor. Bundan dolayı ülkede istikrar oluyor.
Erdoğan: Cumhurbaşkanı'nın TBMM'yi fesih yetkisi yok
"100 yardımcı diye safsata bir şey olmaz"
"Artık Başbakanlık yok. Türk tipi Cumhurbaşkanlığı'ndan bahsediyoruz. SAyın Kılıçdaroğlu'nun söylediği gibi kusura bakmayın, o da kusura bakmasın 100 yardımcı diye safsata şeyler olmaz ya. Biz göreve geldiğimizde 36 tane Bakan vardı. Bunu 25'e indirmek oldu ilk işim. Niye? Devlet Bakanları zaten icrai özelliği de yok, istedik ki icrai özelliğe dönüştürelim. Biz bu hizmeti bu anlayışı kabineye yerleştirmiş bir zihniyetiz. Boşta kalana bakanlık verelim anlayışıyla gelmedik. Onların hayal edemeyeceği bu uygulamaya koymak suretiyle çok daha pratik bir anlayışı getireceğiz.
-Erken seçim olur mu?
Bu yapı 2019'un Kasım'ına kadar böyle gidecek fakat hükümetin Bakanlar için tasarrufu olabilir. Hükümet herhangi bir oylama yapar mı yapmaz mı bilmiyorum. Mevcut anayasa 16 Nisan'dan sonra bu hükümet kalkıp yerine yenisi gelmesi gibi zorlama söz konusu değil. Hükümet böyle bir karar alır mı hükümetin kendi tasarrufudur. Şu andaki görüntüde 2019 Kasım'a kadar gidecek bir hükümet var. Başbakan biz erken seçimi düşünmüyoruz diyor. Bana sorulsa ben de aynı kanaatteyim. Erken seçimlerle idare edilen ülkede istikrarı bulamazsınız.
Düşünebiliyor musunuz ülkemizin belli bir kısmında ülkeler var, ama bir kısmında yok. O ilçeye gidebilenler gidebiliyor, yoksa gidemiyor. Ama biz ne dedik 81 ülkeye de üniversite kuracağız dedik. Şu anda 181 üniversite var. Artık bir genç ilimdeki üniversitede okurum derse orada okur.
Öğretmende açığımız çok. Ki biz milli bütçemizin yarısını öğretmen atamalarına ayırdığımız halde açığımız var. Mesela; kitabı yok. Biz tekstil kağıtlarında okuduk, oradan yaralanarak geldik. Şimdi biz yavrularımıza bunu çektirmeyelim dedik. Şimdi yavrularımız okula geldiklerinde kitaplarını buldular. Hiçbir dönemde olmayan bursları verdik. Buralara geldik. Bunlar üretimi gerçekleştirecek olan geleceğin temel taşlarıdır.
Sağlıkta bir reforma gittik. Şu anda ilçelerde hastanelerimiz. Yetmez dedik şehir hastanelerine girdik. Asıl hedefimiz bizim 30 büyük şehrin tamamında şehir hastanelerini açmak. Şimdi bu bir mesaj. Dünya Türkiye'ye bu şekilde bakıyorsa bu onlara bir mesaj. Biz şimdi beyin göçünü de buraya çekelim istiyoruz. Tıp fakültelerinin ötesine geçtik. Sağlık üniversiteleri kurduk. Hem devlet hem özel sektör olarak kurduk. Süratle doktor sayımız artsın dedik.
Bir hasta kendisini tedavi edenin bir doçent, profesör olduğunu görünce psikolojik olarak kendini daha rahat hissediyor. Sağlıktaki bu gelişme inanıyorum ki vatandaşımı farklı bir şekilde geleceğe sevk edecektir.
- Adalete dönük güvende bir türlü istenilen noktada değil sanırım...
Dünyanın hiçbir yerinde adalet sorun olmaktan çıkmaz. Mesela Amerika, Amerika'da adaletten şikayet etmemek gibi bir şey var mı? Avrupa'da var mı? Bakın şurada bu ülkede devleti yıkma eylemine giren terörist başı FETÖ'yü bütün evrak ve belgeleri göndermemiz rağmen alamadık, alamıyoruz. Şu anda hala belge gönderiyoruz.
PKK, FETÖ terör örgütlerinin 4500 dosya Almanya'ya verildiği halde Almanya bölücü terör örgütün PKK'nın teröristleri teslim etmiyor. Nerede adalet?
Bugün ülkemizden kaçıp giden bazı hakim savcılar dün onlar o makamdaydı, neden kaçıp gittiler? Çünkü o makamlarda bulundukları zaman yaptıkları yanlışlar nedeniyle şimdi bağımsız yargı tarafından yargılanacaklarını gördükleri için kaçıp gitmek durumda kaldılar. Şu anda da Avrupa'da yaşıyorlar.
Bir diğer adım; Türkiye'nin tarihinde yoktu. Neydi o; hızlı tren. Yüksek hızlı tren kilometrelerini arttırıyoruz. Hedef 2000 km'lik hacmi kapsayalım ediyoruz. Otoyolların, otobanların üzerinde duruyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün üzerinde duruyoruz. Onun üzerinden de hızlı tren geçecek. Marmaray'ı yaptık. Şu ana kadar Marmaray'dan 200 milyon insan geçti. Osmangazi Köprüsü'nü yaptık. Bütün bunlarla beraber Türkiye'de hayat modernize ediyor, ucuzlatıyoruz. Bir de büyükşehir belediyelerimiz raylı sistemde bir devrim yaşıyorlar. Bütün bunlar üretim değil mi? Bunlar bu ülkeye hizmet değil mi? Bunu görmezsek yazık olur. Kişi başına milli gelir şu anda 11 milyon dolar. Koalisyonların hışmına uğramamış olsaydık bu rakam 22 milyon dolar olacaktı.
AB ile ilişkiler
Avrupa Birliği'nin komiserleri şusu busu kimsenin Türk halkının demokratik haklarını belirleme yetkileri yoktur. Fransa ne yapıyor? Yarı başkanlıkla idare ediyor, İtalya bir anayasa değişikliği yaptı. O süreç çok farklı şekilde oluştur. Türkiye şu anda AB masasında müzakere sürecinde. Bizi 63'ten beri oyalıyorlar. İşte vizeler, mültecilerle ilgili destek meselesiydi... Hepsi bir oyalama taktiği. Son zamanlarda AB'de olan tüm haklar, özgürlükler, demokratik hakların kullanılmasına karşı Türkiye'nin bakanlarına uçuş yasağı koyanlar böyle bir şeyi konuşmaya hakkı yoktur. Türkiye'nin Cumhurbaşkanına diktatör diyenlerin bunları söyleyemeye hakkı yoktur.
Almanya, Hollanda, İsviçre, Danimarka seçimi atlatalım öyle gelin diyorlar. Bu ne demek ya?
Kalkıp hayır kampanyası yapanlara kapını açıyorsun hatta Almanya'nın parlamentosundaki kendi milletvekilleri hayır kampanyası yapıyor ama Türk bakanların önünü kesiyorsun. Böyle bir şey olabilir mi? AB'nin değerlerini çiğnediler. Bunu söyleyince de rahatsız oluyorlar.
Almanya Cumhurbaşkanı'na tepki
Alman Cumhurbaşkanı'na teesüf ediyorum. Beni hedef alan bir açıklama yaptı. Ben Almanya'yı eleştiriyorsam bunu tanımı içinde söylüyorum. Nazi benzetmesini yaparak bunu söylüyorsam tanımı içinde söylüyorum. Aynı şeyi Hollanda için de söylüyorum. Benim bakanımı konsolosluğa sokmayacaksın, benim vatandaşımı köpeklerinize ısırtacaksın... Hani nerede uluslararası hukuk? Sonra biz nazizm deyince rahatsız oluyorsun.
Nazizm değil de faşizm mi diyelim? Hangisini istiyorlar? Onu deriz. O dönemde düşünün iki şey vardı; İtalya'da faşizm, Almanya'da nazizm. Bunlar birbirleriyle uzak şeyler değildi. Bunlar bir dayatmanın baskının aslında tezahürüydü. Şuanda yapılan da bu değil mi? Türk ve müslümana karşı yapılıyor bu. Türk ve müslümana ayrı muamele, PKK'ya ayrı muamele. Onların hepsinin önünü açıyorlar. Onların Kandil'deki başı video konferansla konuşuyor ama Türkiye Cumhurbaşkanı konuşma yapamıyor.
Şu anda gündemimde Almanya'ya gitmek yok. Bütün bu gündemlerin hepsini 16 Nisan belirleyecek. 16 Nisan'dan sonra çok sürprizlerle karşılaşabilirsiniz onlar da karşılaşabilir.
Erdoğan: Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'a teessüf ediyorum
AB'ye tepki
Bizlerin liderler zirvesine katılmamız kabul etmediler şu anda hala yarım ağızla bir şeyler söylüyorlar. Türkiye artık bunları kabul edecek bir ülke değil. Sorun bizden kaynaklanmıyor. Sorun AB üyesi ülkelerin bir kısmından kaynaklanıyor. İngiltere ne yaptı? Referanduma gitti, adımını attı. Ben İngiltere'nin bu duruşunu takdir ediyorum.
AB ile siyasi ve idari alanda gözden geçirme olur. Genişlemeden sorumlu zat gidiyor bizler için küstah tabirini kullanıyor. Aynaya baksın ya. Küstahlar bize küstahlık taslayamaz. Türkiye ile böyle gayri ahlaki bir yarışa girilemez.
Bizim yatırımcılarla işimiz yok ki bizim baştaki yöneticilerle işimiz var. Bizim yatırımcılarla hukukumuz ayrıdır.
Erdoğan: Küstahlar kalkıp bize küstahlık taslayamaz
Cumhurbaşkanı, Meclis tarafından soruşturulabilecek
Sadece vatana ihanetten suçlanabilen cumhurbaşkanına artık yaptığı tüm işlemlerle ilgili soruşturma açılma yolu açılıyor. Bu bir cumhurbaşkanının lehine olan bir şey değil. Cumhurbaşkanı hükümeti kurarak tamamen kendisine karşı sorumlu olan cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanları atıyor. Onlar da Meclis tarafından soruşturulabiliyor.
Artık sıkı yönetim olmayacak ama olağanüstü hal yetkisi cumhurbaşkanında. Artık askeri mahkemeler olmayacak. Bir diğer madde, hakimler ve savcılar kurulundaki sayı 22'den 13'e düşürülüyor. Üyelerin görev süresi 4 yıl olarak belirleniyor. Bu üyelerin 4'ünün cumhurbaşkanı 7'sini parlamento seçecek.
Meclis kalkıyor diyenlere en güzel cevap burada. Meclis bu 7 üyeyi 5'te 3'le seçiyor. Bu da uzlaşmanın sinyalidir.
Cumhurbaşkanının hazırladığı sadece yasa olarak bütçe hazırlayabilecek. Bu da Meclis'in onayıyla kabul edilecek. Şayet Meclis bütçeyi onaylamazsa önceki yılın bütçesi yürürlüğe girer.
- Anketlerle ilgili bilgi paylaşır mısınız?
Buralarda rakamları vermek doğru olmaz ama yoğun bir kampanya sürecinin içerisindeyiz. Gerek şahsım gerek başbakan, bakan arkadaşlar, sayın Bahçeli... Tüm imkanlarla çalışmalar devam ediyor. Yaptığımız son anketlerde gördüğümüz durum tespit, evet oylarının her geçen gün önde ve yükselerek devam ettiğidir. Bu yükselen evet oylarının çok daha yükselmesini arzuluyoruz.
Benim CHP'ye gönül vermiş olan vatandaşlarım da bence Kandil ile beraber olmayacak. Onların da biz hayır diyemeyiz diyeceklerine inanıyorum, bu yaklaşımı görüyorum. Yüzde 52'nin çok çok üzerinde bir evet bekliyoruz.
Kürt kökenli vatandaşlarımla hiçbir sıkıntımız yok. Bugün başbakanım Batman'daydı. Beraber Diyarbakır'a da gideceğiz. Araziden gelen araştırmalarda iyi. Biz diyoruz ki bu oran çok daha fazla olsun çünkü Türkiye'nin bir istikrar yakalaması gerekiyor. Çok güçlü bir yönetim anlayışına geçmemiz lazım.
Erdoğan: Yüzde 52'nin çok çok üzerinde bir evet bekliyoruz
Bahçeli cumhurbaşkanı yardımcısı olur mu?
Bunlar tabi kendisiyle bir araya geldiğimizde görüşme fırsatı oldu ama bunları konuşmak için çok erken. Hedef 2019 çünkü. Ortada şu anda bir hükümet var. 2019'a kadar olan hükümetimizin tasarrufunda olan çok şey var. Ha 2019'dan sonra yapılacak bir seçimde şahsım aday gösterilirse ayrı, gösterilmezse ayrı konu. Çıkacak neticede değerlendirilecek bir çok konu açacaktır. Şu an erken olur ama 16 Nisan çok şeyin belirlenmesine yol açacaktır.
- Eski AK Partili arkadaşlarınızın daha çok desteğini ister miydiniz?
Bunu daha çok başbakan takip ediyor. Belki benim de görüşmem gereken arkadaşlarım olabilir. Temennim şudur; bütün yol arkadaşlarımızın bu süreç içerisinde bana da burada bir görev düşüyor demeleri. Bana da şu anda verilen görev, sayın başbakanla da çatışmasın, Bahçeli ile de çatışmasın diye hepsinin programını öğrenip ona göre belirliyorlar. Yarın Denizli'deyim. Çok muhteşem bir miting olacağına inanıyorum. Cumartesi akşam da milli maça gideceğim. Cumartesi günü Antalya'da olacağım.
- Siz bir açıklama yapmıştınız. Siz böyle yaparsanız yarın dünyanın hiçbir yerinde batılılar adım atamaz demiştiniz. Ama farklı bir şekilde onu yorumlayanlar da oldu...
Bunlar kendilerine ait düşünce kirliliği içerisinde dolaşıyorlar. Kendi vatandaşınızı eğer bu şekilde AB üyesi olup ona göre değil de kendi duygusal o baskılarla üzerine giderseniz o baskılar değişik şekilde algılanacaktır.
Erdoğan'a diktatör deme özgürlüğünüz var ama Erdoğan'ın faşist ya da nazi deme özgürlüğü yok. Kusura bakmasınlar, Erdoğan'a diktatör dediği sürece ben de onlara faşist diyeceğim. Şu anda benim ülkemde bunların yöneticilerine acaba hangi gazete bu şekilde başlıklar atıyor? Ülkemizde istedikleri gibi huzur içinde geziyorlar. Biz onlara her görüşmemizde bunları söylememize rağmen bizi suçlu duruma düşürüyorlar.
Erdoğan: Diktatör derlerse, ben de onlara faşist diyeceğim
Bunlar nazizmin ayak sesleri
Bir istihbarat örgütünün başı böyle bir açıklama yapamaz. Burada Merkel ben bunu söylemedim diyemez, çıksın bunun hesabını sorsun. Sen bana kalkıp da ülkendeki FETÖ'cü yapılanmayla ilgili cevap vermiyorsun peki senin istihbaratının başındaki zat bunu nasıl söyleyebilir. Siz hiç Hakan beyin bu şekilde ülkeyi bağlayacak açıklama yaptığını duydunuz mu? İstihbaratçı çağırır kime verecekse mesajını onunla görüşmesini yapar. Ama sen medyaya böyle bir açıklama yapamazsın. Yapılıyorsa bunun arkasında başka bir şey var. Bu Alman yönetiminin nereye oturduğunu gösteriyor. Bunun kararını verebilecek yer Türkiye'dir. Sen ne anlarsın cemaat midir değil midir? Bunlar orada Diyanet'in imamlarını ajan diye topluyorlar. Gamalı haç işaretlerini camilere yapanlar kimler? Almanya'da, Hollanda'da, Avusturya'da yaptılar bunları. Bunlar Nazizmin ayak sesleri."
TRUMP İLE GÖRÜŞME VE FETÖ KONUSU
Şu anda görüşmeler yapılıyor. Özellikle Dışişleri Bakanı'mızın ABD seyahati oldu Adalet Bakanı ile görüştü. ABD'de yönetimde şöyle bir anlayışı var. Seçim olan ülkede o ülkenin yöneticileriyle görüşmüyorlar. 16 Nisan'dan sonra buradaki seçimleri bitiririz ve randevularını verirler ve bu konuları açık ve net görüşme imkanını bulacağız. Mesajlar geliyor, gidiyor. Bu şekilde aldığımız mesajlardan şu çıkıyor, demek ki Mayıs ayı içerisindeki yüz yüze görüşme önem arz edecektir. Sadece FETÖ değil bölgenin sorunları için almamız gereken kararlar var. Son günlerde Suriye'de Münbiç, Rakka meselesid önem arz ediyor. Musul da aynı şekilde. Buralarda bu eylemler yapılırken koalisyon güçleriyle beraber ittifak halinde olması gereken Türkiye'nin NATO'daki ortaklarıyla beraber bu süreci önemsiyorum. 23 gün sonra ülkemizde referandum yapılacak ve halk oylamasıyla beraber ABD'ye yönelik adımlar olacak.
Uçakta cihaz kısıtlaması
Yetkililerimiz karşılıklı olarak görüşüyor. Temennim odur ki bir an önce bu yanlıştan vazgeçilir. Güvenliktir üzerinde durulur ama abartılı hale gelmemesi gerekir diye düşünüyorum. İngiltere Başbakanı ile konuyu görüştük. THY'nin ne kadar güçlü olduğunu biliyorum dedi. Modern bir dünyada bunlar x-raylerde aranıyor. Bunların içinde işadamları, akademisyenler var. Uçakta giderken bağlantılarını kuruyorlar. Bu insanları bundan mahrum ettiğinizde bu bağlantıları nasıl kuracaklar? Şu anda yaşadığımız zaman vakit nakittir anlayışından hareketle en kısa zamanı en ideal şekilde değerlendirme zamanıdır. Böyle bir ön kesme maalesef yanlış olur diye düşünüyoruz.
ABD ve Rusya'nın YPG tavrı
Rusya'nın ve ABD'nin YPG'ye PYD'ye PKK'ya gösterdikleri ilgi bizi üzmektedir. Bunların bu arazilerden uzaklaştırılması lazım. Bu olmazsa bizim Suriye'deki görevimiz bitmiş olmuyor. Neymiş onları rejim davet etmiş. Her davete icabet edilmez.
Bak generallerimiz bir araya geldiler; bunlar üzerinden hareket edeceğiz. Ondan sonra da nihai kararımızı veririz. Ama kimse Türkiye artık çekilsin diyemez. Rejim davet etti diye herkes her yere girmemeli. Bunu Türkiye ile konuşacaksınız.
Erdoğan: Rusya ve ABD'nin YPG'ye gösterdikleri ilgi bizi üzmektedir
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
İstanbullular dikkat! Kar kapıya dayandı! Peki ama yağış olacak mı?
Güvenlik görevlisinin dikkatiyle fark edildi! "Önce kedi sandık ama..."
Dikkat! Üşümeye hazır olun... Meteoroloji'den İstanbul dahil 9 kentte sarı alam! Kuvvetli gelecek
Çilingirle girilen evde kan donduran görüntü! Başı parçalanmış olarak bulundu
İş insanı Rıza Kalkavan son yolculuğuna uğurlandı... Ölümüyle ilgili iddiayı arkadaşları yalanladı: Hepsi yalan, uydurma...