hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Danıştay’dan aile hekimlerini sevindiren karar

    Danıştay’dan aile hekimlerini sevindiren karar
    expand
    KAYNAKCnnturk.com

    Aile hekimlerinin kullanılmayan izinlerin ertesi yıllara devredilmesi 2015 yılında engellenmişti. Aile hekimleri kendi yerlerine birini bulmadan izne çıkamadığı için birçok hekimin izni yandı. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu'nun bu konuda açtığı davayı Danıştay haklı bularak aile hekimlerinin izinlerini kullanmalarını engelleyen maddenin yürütmesini durdurdu.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    2015 yılında yönetmelikte yapılan değişiklikle, aile hekimlerinin ve aile sağlığı çalışanlarının kullanmadıkları izinlerin bir sonraki sözleşme dönemine aktarılması engellenmişti. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) anayasanın 50. maddesiyle koruma altına alınan, "dinlenme hakkını ihlal eden bu keyfi kararın, aile hekimlerinin verimini de olumsuz anlamda etkileyeceği düşünülerek" itiraz etti. Danıştay da 5 Nisan 2017'de verdiği hükümle, 2015 yılındaki değişikliğin hukuksuz olduğuna hükmetti. Yani bundan böyle aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları kullanılmayan izin sürelerinin bir sonraki döneme aktarılmasını talep edebilecekler. 

    AHEF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Gürsel Özer açıklamasında, son yaşanan gelişmenin aile hekimliği sisteminin derhal kendi yasasına kavuşması gerektiğini gösterdiğini belirterek "23 bin aile hekimi, 23 bin aile sağlığı çalışanı yani birinci basamak ve dolayısıyla koruyucu sağlık hizmetleri, yıllardır 5 maddelik kanunla yürütülmeye çalışılmaktadır. Toplum sağlığı için bu denli önemli bir basamak olan ve 80 milyona direkt erişebilen aile hekimliği sisteminin kendi yasasının olmaması, hukuk devleti olmanın gerekleriyle örtüşmemektedir" dedi 

    Özer, aile nekimliği uygulamasında var olan 5 maddelik kanunun, keyfiyet ile hazırlanan yönetmeliklerin önünü açtığını söyleyerek, söz konusu kanunun hazırlanmasında, sistemin temeli olan aile hekimleri ile onların oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarının da söz sahibi olması gerektiğini belirtti. 

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow