Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş doğa için pedal çevirdi
Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Bisiklet ve Doğa Sporları Kulübünün Hasankeyf, Munzur ve Karadeniz'in dereleri ile İstanbul'un kuzey ormanlarına dikkati çekmek amacıyla düzenlenen bisiklet turuna katılarak, pedal çevirdi.
Bağlar Belediyesi Nevruz Park alanında eşi Başak, çocukları Delal ve Dılda ile bisikletçilere katılan Demirtaş, Kamışlı Bulvarı'ndaki Bağlar Belediyesi makine ekipman merkezine kadar pedal çevirdi. Demirtaş, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, etkinliğe destek vererek yaşadıkları doğanın ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatmak istediklerini söyledi.
Bütün yurttaşları da çevre konusunda duyarlılığa davet ettiğini dile getiren Demirtaş, cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda en çok duyarlılık göstereceği konulardan birinin doğa olacağını vurguladı.
"Ailece destek vererek yaşadığımız doğanın bizim açımızdan ne kadar değerli olduğunu hatırlatmak ve çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras olduğunu bir kez daha vurgulamak istedik" diyen Demirtaş, hem uluslararası sözleşmelerle hem yasayla korunması gereken doğanın bugün en fazla tahrip edilen ve çevre hakları açısından da en fazla ihlal edilen hak alanlarından biri olmaya devam ettiğini belirtti.
3 Kutuplu Türkiye ve Selahattin Demirtaş
Hükümet, yerel yönetimler, bütün belediyelerin de çevre ve doğa konusunda çok daha hassas olmaları gerektiğini kaydeden Demirtaş, şöyle devam etti:
"Ekolojik bir yaklaşım, çevreye doğaya saygılı bir yaklaşım gelişmediği müddetçe o ülkede insan hakları ve demokrasi kültürü açısından mesafe katedilmiştir denilmez, denilemez. Cumhurbaşkanı seçilirsem de en çok duyarlılık göstereceğim konulardan biri de herhalde çevre ve doğa konuları olacak."
Gazetecilerin, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Batman'ın Hasankeyf ilçesinin sular altında kalmaması için bir çabasının olup olmayacağı yönündeki soru üzerine Demirtaş, cumhurbaşkanının bu tür projeleri durdurma yetkisinin bulunmadığını, ancak Devlet Denetleme Kurulu'nu faaliyete katabileceğini, kurul cumhurbaşkanı adına bir denetleme yapabileceğini ve bu raporu mahkemelere sevk edebileceğini kaydetti.
TBMM kürsüsüne "Terörist İsrail" yazılı pankart astı
Cumhurbaşkanının halkın çıkarlarını koruma açısından davaya müdahil olabileceğini belirten Demirtaş, "Kendisi bizzat dava açabilir. Yürütme açısından bir yetkisi yoktur, ama ben Cumhurbaşkanı olsam hem Hasankeyf hem Munzur hem şu anda gereksiz yere yapılan bütün hidroelektrik santralleri, Karadeniz'de doğayı ve dereleri mahveden santrallerin tamamını durdurmak için o girişimlerde bulunurum" ifadelerini kullandı.
Seçim kampanyaları kapsamında gezilerini sürdürdüğü yerlerde iyi tartışmaların olduğunu dile getiren Demirtaş, ortaya koydukları yeni yaşam önerisine her yerde iyi bir ilginin olduğunu anlattı. Demirtaş, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Tabi bunları halkın tercihini sandıkta ortaya koymasıyla hep birlikte göreceğiz. Ben rahatlıkla şunu ifade edebilirim ki yürüttüğümüz kampanya Türkiye'de artık yeni bir yaşam ve yönetim anlayışını gündeme sokmakla başından itibaren kazanmış bir kampanyadır. Diğer kampanya ve diğer adayların yaklaşımları, devletçi, tekçi yaklaşımlar olmaya devam ediyor. En çok umut yaratan, heyecan yaratan bizim kampanyamız. Doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde her tarafta bu duyguyu görmek bizim açımızdan çok sevindirici."
"AKP'lilerin bana oy vermesi lazım"
Demirtaş, seçim programı kapsamında Muş'ta da konuştu. Demirtaş, "Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyorsa AKP'liler, onun başına, onu frenleyecek, denetleyecek birini seçmeleri lazım. Dolayısıyla AKP'lilerin bana oy vermesi lazım" dedi.Seçim çalışmaları kapsamında karayolu ile Diyarbakır'dan Muş'a gelen Selahattin Demirtaş, Özel İdare İşhanı önünde vatandaşlara seslendi. Selahattin Demirtaş, şunları söyledi:
"Sizlere seçim çalışmasını emanet edip gideceğiz. Muş halkına, Muş gençliğine, Muş'un analarına, kadınlarına esnafına teslim edeceğiz. Bizler yıllardır sürdürdüğümüz demokrasi, özgürlük, adalet, barış mücadelesinde gerçekten önemli, kritik bir aşamaya geldik. Şimdi artık bütün Türkiye halklarının önünde, Türk halkının, Kürt halkının, sünnisinin, alevisinin önünde güçlü bir seçenek var. Bizim asıl ihtiyacımız, Türkiye'de yeni bir otoriter lider yaratmak değildir. Bizim asıl demokrasiye, özgürlüğe ihtiyacımız var. Yani topraklarımızda özgürce insan gibi yaşamaya ihtiyacımız var. Bizi yönetecek her kim olursa, ister Başbakan, ister Cumhurbaşkanı olsun, bu halkın bütün duygularını, ihtiyaçlarını, kimliklerini kucaklayacak bir cumhurbaşkanı olsun. Öyle bir yönetici oraya gönderelim ki, işsizin, fakirin, emekçinin halinden anlayan bir cumhurbaşkanı olsun. Bakın ben özellikle AKP'ye oy vermiş, gönül vermiş kardeşlerime seslenmek istiyorum. Gerçekten de Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyorsa AKP'liler, onun başına, onu frenleyecek, denetleyecek birini seçmeleri lazım. Dolayısıyla AKP'lilerin bana oy vermesi lazım. Her AKP'li de eminim şunu düşünüyor. Başbakanın freni boşalmış, yokuş aşağı frensiz bir şekilde gidiyor. Biri onun frenine basmazsa duvara toslayacak. Tarih karşısında önümüze çıkan bu fırsatı doğru ve iyi değerlendirmek için Muş halkı birlik halinde hareket edecek. Bizler cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yani 90 küsür yıl sonra, ilk defa kendi kimliğimizle cumhurbaşkanlığına adayız. Halkımızın mücadelesiyle, bütün Türkiye halklarına kardeşlik, barış, dostluk elimizi uzatıyoruz."