hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Salyangoz ve kurbağa nesilleri tehlikede"

    Salyangoz ve kurbağa nesilleri tehlikede
    expand

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Bilal Kutrup, Türkiye'de kurbağa ve salyangoz üretiminin avcılığa dayanması nedeniyle bu hayvanların neslinin tehlikede olduğunu söyledi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Doğu Karadeniz'in salyangoz ve kurbağa üretiminde çok önemli bir potansiyele sahip olduğu belirtiliyor.

    Doç.Dr. Bilal Kutrup, Türkiye'de kurbağa ve salyangoz üretiminin avcılığa dayandığını ifade ederek, "Kurbağa avcıları topladıkları kurbağaları firmalara satıyor.
     
    Firmalar kurbağaları temizliyor. Temizlenen kurbağalar, dondurulmuş olarak veya konserve şeklinde ihraç ediliyor" dedi.

    Kurbağa ve salyangoz üretimi için ilk olarak ihracat bağlantılarının yapılması gerektiğini belirten Kutrup, "Türkiye'nin birçok yerinden çok sayıda telefon ve mail alıyorum. Kurbağa ve salyangoz üretimi için çiftlik kurmak amacıyla bilgi istiyorlar.
     
    Arayanlara, Türkiye'de iç pazar olmadığı için yurt dışı bağlantılarının yapılmasının çok önemli olduğunu söylüyor ve teknik bilgiler veriyoruz. Böyle bir tesis kurmak isteyenler önce dış pazar sorununu çözüp bu işe girmeli" diye konuştu.

    Salyangoz ve kurbağaya yönelik işin çok karlı olduğunu vurgulayan Kutrup, "Ancak Türkiye'de kontrolsüz bir şekilde yapılan salyangoz ve kurbağa avcılığı, bu hayvanların neslinin tükenmesine neden oluyor.

    Önümüzdeki senelerde avlanacak kurbağa ve salyangoz bulunamayabilir. Bunun için de tesisleşerek üretime geçilmeli" dedi.

    Türkiye'de salyangoz ve kurbağanın halktan toplandığını anımsatan Kutrup, "Kurbağa ve salyangoza yönelik doğru dürüst bir entegre tesis ülkemizde bulunmuyor. Böyle bir tesis çok karlı bir yatırım olabilir. Özellikle Doğu Karadeniz'de böyle bir tesis için alt yapı fazlasıyla yeterli" diye konuştu.

    Kutrup, bir kurbağa çiftliği kurarak üretim yapmanın mümkün olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

    "Ülkemizde kurbağa çiftliği kurma konusunda çalışmalar yapılmakta. 5 - 6 dönüm araziye ihtiyaç bulunuyor. Arazinin içerisine de 5 ayrı tür havuz yapılması gerekiyor.
     
    Kurbağaların ideal satış ağırlığı 150 - 220 gram arasında. Bu ağırlığa 10 ay gibi kısa bir sürede ulaşılıyor. Avcılıkla kurbağaların aşırı toplanması, doğanın dengesini bozabilir. Ancak çiftliklerde üretilmesi doğaya zarar vermez ve dengesini bozmaz. Düzenli bir üretim ve ihracat sağlar."

    Ekonomik getirileri

    KTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Kenan Çelik ise kurbağa ve salyangoz üretiminin bölgeye önemli bir döviz girdisi sağlayacağını söyledi.

    Kurbağa ve salyangozun iç piyasada tüketilmediği için üretimin tamamının ihraç edildiğini ve önemli bir döviz girdisi oluşabileceğini ifade eden Çelik, "Bu konuda krediler alınabilir. AB fonları ve TR 90 kapsamında projeler yapılabilir.
     
    Kurulacak tesislerde aynı zamanda, kara ve deniz salyangozu ile balıklar da işlenebilir" dedi.

    "Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz" deyiminin çok eskilerde kaldığını savunan Çelik, şöyle devam etti:

    "30 yıl önce Karadeniz Bölgesi'nde kara salyangozu toplanır ve satılırdı. Bölgede salyangoz alıp-satan esnaf vardı. Hatta bazı ilçelerimizde salyangoz işleme tesisleri bile kurulmuştu. Son yıllarda ise salyangoz ticareti yapılmaz oldu. Çünkü salyangozlar sınır tanımadan toplanmış, artık doğada salyangoz kalmamıştır.
     
    Hatta neslinin tükeneceği bile söylenmişti. Toplanabilecek olanlar da bir tesisin çalışması için yeterli olmamaktadır. Oysa İç Anadolu'nun çeşitli bölgeleri, Konya ve
    Adana'da salyangoz işleme tesisleri halen var.
     
    Salyangozlar doğadan toplattırılıyor. Tamamen ihracata çalışıyorlar. Dünya pazarının yüzde 40'ı Türkiye'nin elinde. Başta Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere olmak üzere AB ülkeleri, Güney Amerika ülkeleri, ABD, Japonya, Lübnan, İsviçre, Çin gibi ülkelere ihracat yapıyoruz. İyi bir döviz getirisi sağlıyor. Bu ülkelerde en lüks restoranlarda, en pahalı yiyecekler arasında sayılıyor."

    Tüketiciye farklı şekillerde sunuluyor

    Salyangozların canlı, haşlanmış, dondurulmuş, konserve olarak veya boş salyangoz kabuğu şeklinde ihraç edildiğini, salyangoz pazarında Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Arnavutluk, Litvanya, Letonya, Estonya gibi ülkelerin Türkiye'ye rakip olan üreticiler olduğunu vurgulayan Çelik, "Özellikle Romanya'da salyangoz mamulleri üretimi gelişmiş durumda.
     
    Salyangozun sosis, salam, sucuk gibi ürünlerinin yanı sıra acılı, baharatlı gibi değişik zevklere göre üretimi de yapılıyor. Salyangoz kıyması ve unu da diğer ürünler arasında sayılabilir" dedi.

    Karadeniz köylerinde her ailenin salyangoz üretimine ayıracağı bir dönüm arazisi olduğunu ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

    "Bir dönüm araziye 100 bin salyangoz bırakılabiliyor. Her salyangoz 90 ile 110 arasında yumurtlayabiliyor. Yılda bir kere çiftleştiklerinde sürekli yumurta bırakabiliyorlar. Ortalama 25 gram ağırlıkları oluyor.

    Bir aile yılda 100 bin salyangoz satsa, bu 2,5 ton yapıyor. Bu rakamın iki üç katı üretilebilir. Önemli bir gelir kaynağıdır. Üstelik iç piyasada tüketilmediğinden, bölgeye doğrudan döviz girdisi sağlar.
     
    Tek yapılması gereken, salyangoz üretilecek alanların ince tel örgü ile çevrilmesi, yumuşak toprak konulması, biraz çalılık olması ve yaz kış çim ekilmesidir. Sera kurularak da üretilebilir. İşçilik sadece toplamak için gerekiyor."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow