Erdoğan ile Atalay hakkındaki önergeye ret

CHP'nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında "telekulak" iddialarıyla ilgili verdiği soruşturma önergesi, TBMM Genel Kurulu'nda reddedildi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

TBMM Genel Kurulu'nda yapılan gizli oylamaya 435 milletvekili katıldı.
 
Erdoğan ve Atalay hakkında soruşturma açılması, 120 kabul oyuna karşılık 305 oyla reddedildi. Oylamada 8 milletvekili çekimser kaldı, 2 oy da boş çıktı.
 
CHP:
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kııçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın yasaya aykırı bir uygulama yaparak yasadışı dinlemelere ortam hazırladığını iddia ederek, "Yargıtay kararı ortaya çıktıktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü onayını kaldırdınız mı, kaldırmadınız mı? Eğer bunu kaldırmadıysa Sayın Başbakan hukuk sistemini katletmiştir" dedi.
 
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında verdikleri soruşturma önergesi üzerinde, önerge sahibi olarak yaptığı konuşmada, haberleşme gizliliğinin ihlal edildiğinin Türkiye'de öteden beri gündemden düşmeyen bir konu olduğunu, konunun geçmiş yıllarda da Meclis'e geldiğini anlattı.
 
TBMM'de 1997 yılında kurulan Araştırma Komisyonunun raporunda,"telefonların yasadışı şekilde dinlendiği yolunda yaygın kanaat gözlemlendiği, ancak kanıt elde edilmemiştir" denildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, o gün yapılan çalışmanın sonuçsuz bırakıldığını ifade etti.
 
Konuyla ilgili olarak Meclis'ten bir yasa çıkarıldığını, bunun temel noktasının dinleme olay ve olgularının, hukuk devletine özgü bir yapıda gerçekleşmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Yasayı, Parlamento bu şekilde çıkarmakla birlikte yürütme organı ve Sayın Başbakan, bu yasaya aykırı bir uygulama yapmıştır ve yasadışı dinlemelere ortam hazırlamıştır. Diyeceksiniz ki bu nasıl oluyor? Bu mahkeme kararıyla da Yargıtay kararıyla da sabit hale gelmiştir" dedi.
 
Kılıçdaroğlu sözlerine, "Önce Emniyet Genel Müdürlüğü Türkiye genelinde bir izleme yetkisi almıştır.Arkasından Jandarma Genel Komutanlığı yine Türkiye genelinde bir izleme yetkisi almıştır. Yargı kararlarına ve yapılan başvurulara baktığımızda,telefonu dinlenecek kişi yok, telefon numarası yok, kimler olduğu belli değil. Ama Türkiye genelinde sanki herkes teröristmiş, sanki herkes yasadışı bir örgütlenmenin içindeymiş gibi o mantıkla izlemeye alınmıştır. Parlamentonun vermediği bir yetkiyi, yürütme organı nasıl bu kadar yasalara aykırı olarak kullanabilir?" diye devam etti.
 
Kılıçdaroğlu, AK Parti'li milletvekillerinin kendisine laf atmas ıüzerine, "Bakın, topu yargı organına atmaya gerek yok. Bizim muhatabımız yürütme organıdır. Yürütme organından birisi çıkar, 'ben yasadışı izlemeyle ilgili olayı hazırlayanlar hakkında soruşturma açtım'der mi, diyecek mi? Bekliyoruz..." diye karşılık verdi.
 
DTP:
DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş da kişisel görüşlerini açıklarken, konunun temel hak ve özgürlüklere hangi pencereden bakıldığıyla alakalı olduğunu belirterek, "Konuya özgürlük mü, güvenlik mi penceresinden bakacağız? Geçmiş hükümetler döneminde başlayan ve AK Parti döneminde de sürdürülen bir anlayış var. Buna göre, toplumun tümünün tehdit altında olduğu bir güvenlik sorunu var. Yani, alınacak önlemler insan haklarına aykırı olsa bile hoşgörü gösterilmelidir" dedi.
 
Toplumdaki çok ciddi ihlal iddialarının bulunduğunu, ancak buna karşı toplumun refleks göstermediğini kaydeden Demirtaş, "Ben, şunu iddia ediyorum; toplumda aktif siyaset yapan, bunun içine 550 milletvekili, üst düzey asker ve sivil bürokratı da dahil ediyorum izlenmediği, fişlenmediği, dinlenmediği, takip edilmediğini söyleyecek kimse yok. Sayın Bakan'ın içi rahat mı, izlenmediği, dinlenmediği konusunda..." diye konuştu.
 
AKP: 
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Türkiye'yi herkesin dinlenildiği, işkencelerin kol gezdiği karanlık bir ülke olarak göstermenin Türkiye'ye kötülük ve iftira olduğunu söyledi.
 
TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin, "telekulak" iddialarıyla ilgili verdiği soruşturma önergesi üzerinde söz alan Atalay, konunun Meclis çatısı altında defalarca gündeme geldiğini, kendisinin de 3 defa bilgi sunduğunu belirtti.
 
Bir süre önce AK Parti grubunca verilen araştırma önergesinin bütün parti gruplarının desteğiyle kabul edildiğini, komisyon kurulduğunu anımsatan Bakan Atalay, "Tekrar CHP'nin böyle bir soruşturma önergesi vermesine üzüldüm" dedi.
 
"Biz, bütün hukuk dışılıkların üzerine gideriz" diyen Atalay, açık bir parti, şeffaf bir hükümet olduklarını söyledi.
 
Bakan Atalay, Meclis'in Türkiye'nin temsil yeri olduğunu ifade ederek, "Burada tutup da Türkiye'yi herkesin dinlendiği, işkencelerin kolgezdiği karanlık bir ülke olarak göstermek, Türkiye'ye kötülüktür, iftiradır" diye konuştu.
 
Bir siyasi parti sözcüsünün, "Güvenlik-özgürlük" dengesinden bahsettiğini ifade eden İçişleri Bakanı Atalay, Bakan olduktan sonra kendisinin bu iki kavramı çok kullandığını söyledi.
 
Güvenlik ve özgürlük dengesi kurulmazsa, toplumda huzurun sağlanamayacağını anlatan Atalay, güvenliğin özgürlük için olduğunu, özgürce yaşamak için güvenliğe ihtiyaç bulunduğunu belirtti.
 
CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın yasadışı dinlenildiği iddiasıyla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulduğunu anımsatan Bakan Atalay, komisyona, "Alanınızı genişletin. Sadece Sayın Sav'la ilgili değil, Türkiye'deki yasal durumu, uygulamayı gözden geçirelim" diye çağrıda bulunduklarını kaydetti.
 
Hükümet olarak komisyona bütün katkıyı vereceklerini ifade eden Atalay, "Eğer bir eksik varsa bunu giderelim. Gelin hep beraber bu komisyonu çalıştıralım" dedi.
 
"Olay aydınlandı"
 
Önder Sav'ın, bir merkez valisiyle görüşmesinin dinlenildiği" iddiaları üzerine gelişen olayın aslında aydınlandığını, pek çok şeyin açıklandığını belirten Bakan Atalay, "Biz de özrü kabahatinden büyük diye bir söz vardır. Aslında CHP'nin bu konuda özür dilemesi gerekir" diye konuştu.Atalay,
 
CHP'nin bunu yapamadığını, başta özür dileyemediğini belirterek, "İleri ileri devam ediyorlar" dedi.
 
CHP'in konuyla ilgili suç duyurusunda bulunmadığını, savcıları görev eçağırmadığını savunan Atalay, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın polis vehükümeti suçladığını, istifa çağrısında bulunduğunu söyledi.
 
Kendisinin, "Bu işin üzerine sizden çok biz gideceğiz" dediğini anımsatan Atalay, Ankara Valisine suç duyurusunda bulunulması için talimat verdiğini, savcıları göreve çağırdığını, mülkiye müfettişlerinden heyet kurduğunu, AK Parti'nin verdiği araştırma önergesiyle Meclis Araştırma Komisyonu kurulduğunu anlattı.
 
Bakan Atalay, "İktidar daha ne yapabilir? İktidar çıkıp sadece konuşmuyor, bunu istismar etmiyor, siyaset malzemesi yapmıyor. İktidar çözmek için uğraşıyor" dedi.
 
MHP:
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da, devlet,hükümet ve bürokrasinin dinleme, izleme ve fişleme iddialarından kurtarılması gerektiğini belirterek, "İktidarımız maalesef, bu konunun ya ciddiyetine inanmıyor, ya da bu işi siyaset biliyor" dedi.
 
Önerge hakkında söz alan Şandır, soruşturma önergesinde anamuhalefet partisinin, iktidar hakkında çok önemli ve ağır iddialarda bulunduğunu söyledi.
 
Soruşturma önergesinde dile getirilen iddiaların önemsenmesi ve bunlara gerekli cevabın verilmesi gerektiğini dile getiren Şandır, "Önergede Türkiye'ye, çağa yakışmayan bir suçla, Türkiye itham ediliyor" diye konuştu.
 
"Bu iddialarla Türkiye'ye haksızlık yaptığımızın farkında mıyız?" diye soran Şandır, partisinin, demokrasi, özgürlükler ve ülkenin geleceği açısından insanların birbirine güvenini kaybetmemesi için bu karanlık tablonun hızla izole edilmesi, ortadan kaldırılmasını istediğini söyledi.