hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Baykal'dan Hz. Muhammed savunması

    Baykaldan Hz. Muhammed savunması
    expand

    Diyarbakır'da CHP'ye yönelik protestoları değerlendiren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Biz Hz. Muhammed'e saygı talep ettiğimiz gibi herkesin peygamberine de büyük saygı gösteriyoruz" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kutsala olan inanca karşı fikir ve düşünce özgürlüğü diye bir şey olamayacağını, kimsenin kimsenin kutsalına saygısızlık yapma hakkına sahip olmadığını söyledi.
     
    Baykal, "Bu temel anlayış kapı gibi ortadayken hepimiz bu noktada sapasağlam dururken,inanç, ibadet özgürlüğü, dinimizin ve imanımızın her türlü iftiraya karşı savunulması gereğini en yüksek sesle parti olarak dile getirirken, 'Bir siyasi mücadele icabıdır, acaba bundan bir siyasi yarar sağlar mıyız' diye bu kadar kutsal, önemli, ortak değerlerimize durup durup dolaylı çürütme anlamına gelebilecek sözler söylenmesi fevkalade yanlıştır" dedi.
     
    Baykal, Diyarbakır'da gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
     
    Baykal, görüşmenin ardından partililerin de katıldığı bir toplantıda yaptığı açıklamada, otel önünde bir grubun gerçekleştirdiği protestoya değindi.
     
    "Bu bizim açımızdan bir takım kişilerin kendi demokratik hak ve özgürlerini uygun gördükleri biçimde yansıtmalarıdır" diyen Baykal, ancak söylenen sözlerin haklılığının düşünülemeyeceğini ifade etti.
     
    Herkesin birbirine değer vermesi ve saygı göstermesi gerektiğini belirten Baykal, dini inançlarını savunma, sahip çıkma, herkesin temel hakkı olduğunu belirtti.
     
    Baykal, "Ama hiç birimizin birbirimize bu konuda haklı olmayan bir isnadı, bir 'küçük düşürme' anlayışını izafe etmemesi lazım. Bu konudaki temel anlayışımızı da daha önce de ifade etmiştik; Kutsala olan inanca karşı fikir ve ve düşünce özgürlüğü diye bir şey olamaz. Yurtdışında Hz. Muhammed'e karşı karikatürler çizilerek ağır suçlamalarda bulunulmuştu. Biz onlara çok büyük bir tepki gösterdik.Yabancılar 'düşünce özgürlüğü' dediler. Bizim anlayışımızda böyle birdüşünce özgürlüğü yok. Kimse kimsenin kutsalına saygısızlık yapma hakkına sahip değildir" dedi.
     
    "Bizim peygamberimize, kitabımıza, dinimize, inançlarımıza kimse 'düşünce özgürlüğü' diyerek hakaret edemez, edememelidir. Bu çok temel bir anlayıştır" diyen Baykal, bu noktada kimsenin zihninde bir tereddütün olmaması gerektiğini kaydetti.
     
    Baykal, "Biz Hz. Muhammed'e saygı talep ettiğimiz gibi herkesin peygamberine de büyük saygı gösteriyoruz. Herkesin inancına, dinine, kutsalına, peygamberine saygı gösteriyoruz, değer veriyoruz" diye konuştu.
     
    Baykal sözlerini "Bu temel anlayış kapı gibi ortadayken hepimiz bu noktada sapasağlam dururken inanç, ibadet özgürlüğü, dinimizin ve imanımızın her türlü iftiraya karşı savunulması gereğini en yüksek sesle parti olarak dile getirirken, 'bir siyasi mücadele icabıdır, acaba bundan bir siyasi yarar sağlar mıyız' diye bu kadar kutsal, önemli, ortak değerlerimize durup durup dolaylı çürütme anlamına gelebilecek sözler söylenmesi fevkalade yanlıştır" diyerek sürdürdü.
     
    "CHP ile uğraşma ihtiyacı"
     
    Eskiden CHP'ye karşı bir organize tepki gösterme gereği duymayanların şimdi artık CHP ile de uğraşma ihtiyacı içine girmiş olduklarını gördüklerini söyleyen Baykal, bunun CHP'nin giderek gelişip,güçlenmesiyle ilgili tarafı da bulunduğunu kaydetti.
     
    CHP'ye yönelik olarak geçmişte "Kürt sorunu karşısındaki tutumu, davranışı..." diye şikayetler dile getirenlerin, o şikayetlerinin artık haksızlığını, yanlışlığını gördüklerini, CHP'nin bu konuda söylediklerinin ne kadar önemli, haklı, doğru olduğunun ortaya çıkması karşısında o defteri kapattıklarını memnuniyetle gördüğünü ifade etti.
     
    Baykal, "Hepimiz çok iyi biliyoruz ki CHP etnik husumet anlayışını kesinlikle reddeden bir partidir. Biz herkesin dostuyuz, herkesi seviyoruz. Kürtleri çok seviyoruz. Kürtlerle CHP arasında bir duygu bağını nitelemek isterseniz söyleyeceğiniz tek şey; sevgidir, saygıdır başka bir şey değildir. Şimdi bu konular artık anlaşılmaya başlandı vegelecekte daha da iyi anlaşılacak" dedi.
     
    Baykal ve beraberindekiler toplantının ardından salondan ayrılırken protestoyla karşılaştılar. Kaldırımda ve otelin karşısındaki binaların üst katlarında bulunan protestocular, tekbir getirerek CHP otobüsüne, yumurta, domates ve pet şişe attı. Yolda bulunan protestocular güvenlik güçlerince uzaklaştırılmaya çalışıldı.
     
    "CHP'ye yönelik sıcak bakış var"

    CHP'ye yönelik yeni ve yükselen bir ilgiyi, bir sıcak bakışın ortaya çıktığını memnuniyetle gördüklerini belirten Baykal, bu durumun kendilerine bölgeye daha sık gelme görevini yüklediğini söyledi.
     
    Baykal, bunun hem bölge hem de CHP açısından bir ihtiyaç olduğunu ifade ederek, gösterilen sevgiden çok etkilendiklerini kaydetti.
     
    Bölge insanının ekonomik ve sosyal sorunlarını gözlemleme imkanı bulduklarını kaydeden Baykal, "Gördüklerimiz gerçekten çok ağır bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu ortaya koymuştur" dedi.
     
    Tarım sektöründe şartların giderek ağırlaştığını, üzerine bir de bu yıl yaşanan kuraklığın eklendiğini ifade eden Baykal, çiftçinin mahsulden borçlarını ödeyecek kadar bile gelir elde edemediğini kaydetti.
     
    Baykal,çiftçinin bankalara, bunun ötesinde tefecilere borçlandığını ileri sürerek, ödenemeyen bu borçların yükünün giderek arttığını ve yeni tarım yılına da borçlu olarak girmelerine yol açacağını anlattı.
     
    CHP'nin aylardır GAP'ın önemini anlatmaya çalıştığını ifade eden Baykal, hükümetin de GAP konusunda bir söylem geliştirmeye çalıştığını gördüğünü ve bundan sevinç duyduğunu anlattı.
     
    Hükümetin GAP'a yönelik çalışmalarını geçen günlerde açıkladığını anımsatan Baykal, "Çok sevindim, çok mutlu oldum. Evet bunu istiyoruz. Yalnız bunu gerçekçi, ne anlama geldiğini, neye ihtiyaç olduğunu bilerek ele almak lazım" diye konuştu.
     
    "Kimlik devlete yönelen bir tehdit değil"
     
    Baykal, Türkiye'nin bir ırk, kafatası, kan devleti olmadığını, siyasi beraberlik, siyasi bilinç devleti olduğunu vurgulayarak, devletin temelinde kafatası  ve kan olmadığını söyledi.
     
    Baykal, "Elbette bu devletin içinde birbirinden farklı etnik kimlikler vardır; Kürt vardır, Arap vardır, Çerkez vardır, Gürcü vardır. Elbette olacak. Kimlik, devlete yönelik bir tehdit değildir. İnsanların bir kısmının belli bir etnik kimliğe sahip olması, devlete yönelik bir tehdit ve tehlike olarak anlaşılamaz. Devlet karşısındaki insanı görür. İnsanın arkasındaki etnik kimliği devlet göremez. Devlet etnik kör olmak durumundadır. Etnik kimlikler arasında ayrım yapamaz" dedi.
     
    "Bölünerek bir yere varmak mümkün değildir"
     
    Deniz Baykal, terörün siyaset yöntemi olarak hiçbir zaman akla getirilmemesi gerektiğini belirterek, terörden kimsenin medet ummaması gerektiğini belirtti.
     
    "Terör yöntem olarak kullanılmamalı, desteklenmemeli, terörle bir yere gidilebileceği gibi bir yanlış içine girmemelidir" diyen Baykal, "Bu noktada tam bir mutabakata ihtiyaç var" diye konuştu.
     
    Teröre bulaşmış olanların ikna edilmeleri, vazgeçirilmeleri gerektiğini ifade eden Baykal, düşmanlık ortamının terörü beslediğini, bunun yerin iiyi niyet, karşılıklı saygı ve diyalog kültürünün alması gerektiğini kaydetti.
     
    "Bölünerek, parçalanarak bir yere varmak mümkün değildir" diyen Baykal, bütün dünyanın bütünleşmeye gittiği bir dönemde geç kalmış bir milliyetçilik kavgasının Türkiye'ye yarar getirmeyeceğini söyledi. Baykal, "Bu devlet hepimizin. Hep beraber sorunlarımızı çözmeliyiz" diye konuştu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow