TTB Başkanı Gürsoy serbest bırakıldı
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy sabah saat 05.00'te "Basın Kanunu'na muhalefet"ten Ankara'da gözaltına alındı. İfade verdikten sonra serbest bırakılan Gürsoy, olayı "hukuk skandalı" olarak niteledi.
Ankara Emniyet Müdürlüğü ekiplerince sabah saatlerinde gözaltına alındıktan sonra adli tabipliğe götürülerek sağlık kontrolünden geçirilen 70 yaşındaki Gürsoy, daha sonra Ankara Adalet Sarayı'na getirildi.
Gürsoy, Ankara Nöbetçi 11'inci Sulh Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. İfadesinin alınmasının ardından hakkındaki "tutuklama kararı" kaldırılan Gürsoy, serbest bırakıldı.
Gürsoy'un Beyoğlu 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki davası devam edecek.
Adliye çıkışında açıklama yapan Gürsoy, 2000 yılında başkanlığı yaptığı bir kültür-sanat vakfının dergisiyle ilgili hakkında "ön ödeme davası açıldığını" belirtti.
O tarihten sonra kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığını anlatan Gürsoy, "2004 yılından beri de beni bir türlü adresimde bulamıyorlar. Ne hikmetse... O sıralarda İstanbul Tabip Odası başkanıyım. İki yıldan beri Türk Tabipleri Birliği başkanıyım" dedi.
Hakkında gıyabi tutuklama kararının çıkartıldığını ancak kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığını söyleyen Gürsoy, Ankara Tabip Odası'nın genel kuruluna katılmak için geldiği başkentte otel odasından sabaha gözaltına alındığını söyledi.
Dava dosyasının, avukatların özel gayretleri ile İstanbul'dan getirtilebildiğini anlatan Gürsoy, "Bu geceyi, belki birkaç geceyi, nezarette belki de cezaevinde geçirme olasılığı da vardı" dedi.
"Bu, hukuk devleti skandalıdır"
"Türkiye'de, demokrasinin profilini gösteren bir tablo yaşandığı" görüşünü dile getiren Gürsoy, "Geçtiğimiz günlerde yaşanan şiddet eyleminin başka bir planda tekrarından ibaret bu. Olayın bütününe baktığınız zaman, bu bir hukuk devleti skandalıdır" diye konuştu.
Gürsoy, bir gazetecinin "Bu olayın zamanlamasını 1 Mayıs kutlamalarına ilişkin yaptığınız açıklamalara mı dayandırıyorsunuz?" sorusuna, "Bunu iddia etmek mümkün değil şu anda... Ama Türkiye'de bu tip işlerin içinde olan herkes bilir ki, böyle konular ile uğraşan insanlar hakkında böyle hiçbir sonuç getirmeyecek dosyalar, gerektiği zaman kullanılmak için bir tarafta saklanır" dedi.
ATO'nun genel kuruluna katıldı
Gürsoy, serbest bırakıldıktan sonra Ankara Tabip Odası'nın Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji binasında düzenlenen genel kuruluna katıldı.
Toplantı devam ederken, alkışlar ve "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları eşliğinde salona giren Gürsoy, burada bir konuşma yaptı. "Sizi gerginlik içinde bıraktığım ve üzdüğüm için bağışlayın" diye konuşmasına başlayan Gürsoy, yaşadıklarını anlattı.
Kaldığı otel odasında sabaha karşı "derdest edilerek" önce karakola daha sonra adli tabiplik ve emniyet müdürlüğüne götürüldüğünü ve oradan adliyeye çıkarıldığını kaydeden Gürsoy, adli tabiplikte muayene için kendisinden 25 YTL talep edildiğini, bu ödemeyi yapmasına karşın muayene edilmediğini söyledi.
"2004'ten beri bekletilen dosya neden bugün harekete geçirildi. Cevabını size bırakıyorum" ifadesini kullanan Gürsoy, İstanbul'da 1 Mayıs olaylarıyla ilgili yaptığı açıklamaları hatırlattı.
Gürsoy, "Bunlarla ilgisi var mı, yok mu elimde kanıt yok. Yıllardır bekletilen dosyanın harekete geçirilmesi, anlamlandırılması gereken bir olaydır. Yaşadığım bu olay bir kez daha dayanışmanın, birlikte olmanın, demokrasinin, insan haklarının önemini vurguluyor" dedi.
Ankara Tabip Odası Başkanı Önder Okay da, genel kurul salonuna adliyeden geldiklerini belirterek, Gürsoy'un 2004'ten beri birçok vesileyle basın açıklamaları yaptığını, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüştüğünü hatırlattı.
Esas gerekçeyi bildiklerini ifade eden Okay, 1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşanan olaylara dikkati çekerek, Şişli Etfal Hastanesi'ne gaz bombası atılmasıyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Okay, "Hekimler olarak gözaltına alınmayı ve susturulmayı kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Steteskoplarımızı kulağımıza takıp, halkın gönlünden ne geçiyorsa aktarmaya devam edeceğiz. Ne söyleyeceğimizi iktidara sormayacağız" diye konuştu.
KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul da, AK Parti eliyle sürdürülen politikalara karşı ciddi bir muhalefet yükseldiğini belirterek, "Yasalara ve hak kayıplarına karşı emek eksenli mücadele yükseliyor. Bunu örgütleyen meslek örgütlerinin toplumsal meşruiyetinin daraltılması için bunlar yapılıyor" dedi.
Tombul, hükümetlerin toplumun gözünden düştüğü zamanlarda antidemokratik uygulamalarda bulunduklarını kaydetti.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de, Gürsoy'un gözaltına alınmasına ilişkin, "Muhalif seslere gözdağı niteliğitaşıyan, hukukun ve yasaların keyfi uygulanması, ülkemizde önemli bir sorun haline dönüşmüştür" dedi.
Çelebi, yaptığı yazılı açıklamada, "muhalefetin sindirilmesine dönüşen gece yarısı operasyonlarının hukuk tanımadığını" savunarak, Gürsoy'un, Ankara Tabip Odası Genel Kurulu'na katılmak üzere geldiği Ankara'da kalmakta olduğu otelde gözaltına alınmasını eleştirdi.
İçişleri Bakanı'ndan açıklama
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Gürsoy'un 12 Mart'ta hakkında verilen bir yargı kararı üzerine gözaltına alındığını belirterek, kendisine intikal ettiği andan itibaren olayla yakından ilgilendiğini söyledi.
Atalay, Gürsoy'un ifadesine başvurulmak üzere gözaltına alındığını anımsatarak, "Tabii, olay bana intikal ettiği andan itibaren yakından ilgilendim" dedi.
Konuyla ilgili olarak TTB Genel Sekreteri ile görüştüğünü ifade eden Bakan Atalay, "İşlemler çabuk yapılsın da bir an önce bırakılsın diye" şeklinde konuştu.
Atalay, "Olayın biliyorsunuz daha çok adli yönü var. Kendisiyle ilgili bir yargı kararı var. Diğer olaylarda da olduğu gibi emniyetten talep ediyor bunu adliye, o yargı kararı gereği ifadesine başvurulması, yakalanması yönünde. Bu 12 Mart'ta olmuş aslında ve polis de bu görevini yapmak durumunda. Ama doğrusu benim de üzüldüğüm ve şu anda incelenmesini istediğim boyut, niye sabah erken saatte olduğu. Sayın Gürsoy, tabii kamuoyunca da bilinen bir kişidir. Farklı bir şekilde bilgisine başvurulabilirdi. Bu boyutunu da şu anda konunun inceletiyorum. O konuda gereken bir şey varsa da yapacağım. Bunu da ifade etmek istiyorum" dedi.
TTB olayı kınadı
TTB'den yapılan açıklamada Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Sağlık Bakanı başta olmak üzere yetkililerle temasa geçilerek, "demokrasi ayıbı olan bu durumun bir an önce düzeltilmesi" yolunda görüşmelere başlandığı ifade edidi.
Açıklamada ayrıca, "1 Mayıs günü İstanbul Şişli Etfal Hastanesi'nde emniyet kuvvetlerinin hastaların da bulunduğu ortamda gaz bombası kullanması üzerine İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü hakkında 2 Mayıs 2008 günü yapmış olduğumuz suç duyurusunu takiben böyle bir olayın yaşanmış olmasını anlamlı bulduğumuzu belirtiriz" denildi.
Açıklamada, "Ülkemizin en önemli meslek/demokratik kitle örgütlerinden olan TTB'nin Başkanı'na yönelik bu muameleyi kabul etmediğimizi, bizlere bu demokrasi utancını yaşatanlardan sorulacak bir hesabımızın olduğunun bilinmesini isteriz" ifadesi kullanıldı.