Ermenistan'a diyalog mektubu

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Ermenistan ile yeni bir sürecin başlamasını önemsediklerini belirtti ve "Yeni hükümete diyaloğa açık olduğumuzu bir mektupla ilettik" dedi.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirme arzusunda olduğunu söyleyen Babacan, "Özellikle yeni kurulmuş olan Ermenistan hükümetiyle Türkiye diyalog yollarını açık tutmaktadır" ifadesini kullandı.
 
Babacan, konuyu hem Ankara'da bulunan Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik ile katıldığı bir panelde, hem de konuk bakan ile ortak basın toplantısında dile getirdi.
 
Babacan ilk olarak, Devlet Konukevi'nde düzenlenen Türkiye-Avusturya Komşuluk Çalıştayı'nın açılışında konuştu.
 
Ermenistan'da yeni kurulan hükümet ile diyalog kapılarını açık tuttuklarını söyleyen Babacan, Azeri-Ermeni ihtilafına da değinerek, Dağlık Karabağ konusunun bölgede barış ve istikrarın önündeki en kritik engel olmaya devam ettiğine dikkat çekti.
 
Uluslararası toplumun soruna acil bir çözüm bulması gerektiğinin altını çizen Babacan, Azerbaycan ve Gürcistan'ın toprak bütünlüğü konusundaki meşru kaygılarına yeterince cevap vermeyen herhangi bir çözümün başarısız olacağını söyledi.

Babacan'ı dinleyen Avusturya Dışişleri Bakanı Plassnik ise, Ermenistan Dışişleri Bakanı Eduard Nalbantyan'ın "Türkiye ile diyaloğa hazırız" açıklamasını hatırlatarak, Babacan'ın sözlerinden Türkiye'nin diyalog kapısını açık tuttuğunu anladığını söyledi.

Babacan, Plassnik ile Dışişleri'ndeki ortak basın toplantısında ise, "Ermenistan da bir seçim süreci geçirdi, ama şu anda artık bir hükümet kurulmuş vaziyette. Yeni bir dışişleri bakanı görevine başlamış durumda. Ve ben göreve başladığı gün kendisine bir tebrik mektubu gönderdim ve bu yeni dönemde Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirmesi amacıyla diyaloğa hazır olduğumuzu o mektupta belirttim" dedi.
 
"Bizim Ermenistan ile ilişkilerimiz açısından baktığımızda bir süredir devam eden bazı hazırlıklarımız var" diyen Babacan, "Bu hazırlıklarımız da bu yeni dönemde yeni Ermeni hükümetiyle paylaşmaya, bu hazırlıklar üzerinde çalışmaya da hazırız. Bunu da zaten kendilerine farklı kanallardan ifade etmiştik" ifadesini kullandı.
 
İmtiyazlı ortaklık: 
Daha sonra Dışişleri Bakanlığı'nda Ali Babacan ile düzenledikleri ortak basın toplantısında konuşan Ursula Plassnik, Avusturya'nın Türkiye'nin AB üyeliğine mesafeli yaklaşımı ve imtiyazlı ortaklıkla ilgili soruları da yanıtladı.
 
Plassnik, "Türkiye açısından hedefin tam üyelik olduğunu biliyorum. Ben sadece, 'burada hayal gücümüzün kapsamını biraz daha genişletebilir miyiz, acaba Türkiye ile AB arasında bu ilişkileri başka türlü bir rasyonel çerçeve içinde, kendine has bir şekle oturtabilir miyiz' sorusunu sorarak bugüne kadar pozisyonumuzu ifade ettim" dedi.
 
Plassnik, AB kriterlerinin sadece yasalaştırılması değil, uygulanması gerektiğinin de altını çizdi.

Plassnik, Türkiye'nin AB sürecinde yürüttüğü reform çalışmalarının etkileyici ve olumlu bir gelişme izlediğini ifade ederek, hem Avusturya hem de AB olarak yapılanları desteklemeye ve teşvik etmeye devam ettiklerini kaydetti.
 
Konuk bakan, AB sürecine ilişkin Avusturya'nın pozisyonunun değişmediğini de Babacan'a ilettiğini söyledi.
 
Babacan ise, Plassnik'e Türkiye'nin AB üyelik hedefinin ve bugüne kadar yapılan reformların kararlılıkla devam edeceğini vurguladığını ifade etti ve "AB katılım sürecimizde Avusturya'nın desteğinin devamını beklediğimizi vurguladım" dedi.

Avusturya'nın PKK tavrı:
Plassnik, bir gazetecinin, "Avusturya terörle mücadelede sağlam bir ortak, ancak üst düzey bir PKK yöneticisi kendi ülkelerinde yakalandıktan sonra Kuzey Irak'a gönderildi. Böyle birolayın tekrarlanmayacağını garanti edebilir misiniz?" sorusunu yanıtlarken, PKK'nın gerek AB gerekse Avusturya tarafından terör örgütü olarak tanındığını ve kabul edildiğini belirtti.
 
Bu konuyla ilgili yaptıkları tüm çalışmaları her zaman hukuka uygun şekilde yürüttüklerini ifade eden Plassnik, "Çünkü terörle mücadele konusunda diğerlerinin olduğu gibi bizim de kararlığımız var ve bu mücadeleyi sürdürüyoruz" dedi.
 
Terörle mücadele konusunu kendi bakanlarıyla da sürekli görüştüğünü söyleyen Plassnik, "Maalesef, bana daha önceki seferlerde de iletildiği gibi, Türkiye'de basında Avusturya'nın terörle mücadele konusundaki kararlığıyla ilgili birtakım yanlış izlenimler olduğunu biliyorum. Bundan üzgünüm ama bu konuda kararlı şekilde mücadelemizi devam ettiriyoruz" diye konuştu.

Ali Babacan ise, terörizmle mücadelede Avusturya'dan daha fazla destek beklediklerini söyledi.

AKP'ye açılan dava:
Plassnik, AKP'ye açılan kapatma davasıyla ilgili olarak da, "Türkiye'nin çeşitli konulardaki tartışmaları kendi içinde netliğe kavuşturması gerekiyor. Bunlardan bir tanesi bugünkü anlayış içinde laikliğin ne şekilde anlaşıldığı ve algılandığı. Bu konuyla ilgili süreç Türkiye'nin kendi kendinin içinden geçeceği bir süreç. Avrupalı ortaklardan siyasi polislik ya da hakemlik yapmasını beklemek söz konusu olamaz" dedi.
 
Babacan da, Avusturyalı bir gazetecinin AK Parti'nin kapatılması halinde seçeneklerinin neler olduğuna dair sorusunu yanıtladı.
 
Babacan, "Burada bazı temel ilkelere vurgu yapmak istiyorum; güçlerin bağımsızlığı, yargının bağımsızlığı ve yargının saygınlığı" ifadesini kullandı.
 
"Türkiye aynı zamanda artık açık bir ülke, açık bir toplum, açık bir ekonomi. Böylesine açık bir ülkede geçtiğimiz yıl bazı sorunlar yaşadık, ama bu sorunları açık bir toplum ve açık bir ülke olmanın bize verdiği avantajlarla aştık" diyen babacan, "Geçen yıl Türk demokrasisi büyük bir sınavı başarıyla geçti. Bu yıl da yine ülkemiz bazı sınavlardan geçecek, ben bu sınavları Türkiye'nin başarıyla vereceğine inanıyorum" diye konuştu.

Nabucco projesi:
Plassnik,  Türkiye-Avusturya Komşuluk Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada, enerji konusunun Avusturya ve Türkiye'yi birbirine bağlayan bir konu olduğunu belirtti.
 
Nabucco boru hattına dadeğinen Plassnik, Türkiye'nin de bu projenin çok önemli bir parçası olduğunu belirtti.