hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Danıştay'ın 'din dersi' kararına eleştiri

    Danıştayın din dersi kararına eleştiri
    expand

    Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Danıştay'ın "zorunlu din dersi hukuka aykırı" kararını eleştirdi. Bardakoğlu, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olarak okutulmasında zaruret olduğunu bildirdi.

    Bardakoğlu, 2008 yılı hac organizasyonu konusunda bilgi vermek amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Konferans Salonu'nda basın toplantısı düzenledi.
     
    Bardakoğlu, toplantının sonunda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
     
    Bir gazetecinin, Danıştay 8'inci Dairesi'nin, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine ilişkin kararıyla ilgili sorusu üzerine Bardakoğlu, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olarak okutulmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi.
     
    Günümüz insanının, dini pratikleri yerine getirsin getirmesin, din, Müslümanlık, dini hassasiyetleri olan insanların öncelikleri hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini belirten Bardakoğlu, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin çocukları namaza alıştırma ya da dindar yapma dersi değil, din konusunda bilgili yapma dersi olduğunu kaydetti.
     
    "Böyle olduğu için de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu olarak okutulmasında adeta zorunluluk vardır, zaruret vardır" diyen Bardakoğlu, çocukların din hakkında cahil kalmasının birçok yanlışlığı da beraberinde getireceğine dikkati çekti.
     
    Diyanet İşleri Başkanı tepkisini, "Yargıçlar kendi kişisel tercihlerine göre değil, o bilimin bilgi metodlarına göre karar versinler" sözleri ile dile getirdi.
     
    "AİHM kararının gölgesi gibi duruyor"
     
    Dava devam ederken yargı sürecini etkilememek adına tartışmanın doğru olmadığını, ancak karar çıktından sonra kamuoyunun yorum yapabileceğini ifade eden Bardakoğlu, "Bu son karar da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) aldığı kararın adeta Türkiye'ye uyarlaması ve onun gölgesi gibi duruyor. Onun içindir ki AİHM'in kararındaki yanlışlıkları daha ciddi boyutta devam ettiriyor" diye konuştu.
     
    Bir din hakkında bilgi vermenin o dinin eğitimini vermek anlamına gelmediğini belirten Bardakoğlu, İslam'ın ahlak prensiplerinin, inanç esaslarının, bir meşrebin ve mezhebin öğretisi olarak görülemeyeceğini kaydetti.
     
    İslam'ın ortak paydasının, ortak bilgisinin bir mezhebe ait olarak görülmesinin büyük bir yanlış olduğunu ifade eden Bardakoğlu, "Yargının da neyin din olduğu, neyin din olmadığı hakkında karar vermesinin hangi bilimsel veriye dayandığı, hangi üniversite görüşüne, hangi rapora dayandığı konusunda ciddi kuşkularım var. Türkiye'de bir din eğitimi nasıl verilir, öğretimi nasıl yapılır, hangi bilgi İslam dininin orta bilgisidir, hangi bilgi İslam dininin içinde kalan bir mezhebin, grubun bilgisidir, bu konuda herhalde en yetkili kurum Diyanet İşleri Başkanlığı olmalıdır" dedi.
     
    Bardakoğlu, "Neyin İslam dininin ortak bilgisidir, neyin de İslam dininin tarihi ve mezhebi bilgisidir bunu en iyi bilen Diyanet İşleri Başkanlığı olmalıdır. Ben, bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş alındığını bilmiyorum. İlahiyat fakülteleri ülkemizin bağımsız bilim yuvalarıdır. Onlardan da bu konuda bir görüş alındığını zannetmiyorum" diye konuştu.
     
    Diyanet İşleri Başkanı ayrıca, "Gönül isterdi ki, AİHM bağlamında söylüyorum; Türkiye zaten aynı yanlışlığı katlayarak devam ettiren gölgesidir, yargıçlar kişisel kanaatlerine, ön yargılarına, kişisel tercihlerine göre değil, konuyu bilim zemininde ve o dinin bilgi metodolojisine göre inceleyip karar versin. AİHM, adeta bir ilahiyat uzmanı gibi, ama bilgisizce bukonularda çok rahat karar vermekle kendini yükümlü ve yetkili görmektedir. Bana göre burada ciddi bir yanlışlık var" dedi.
     
    "Devlet gözetimi altında din eğitimi verilmeli"
     
    Yargı kararlarının haklar ve özgürlükler noktasında olması gerektiğini ifade eden Bardakoğlu, din tanımı ve dinin nasıl olması gerektiği konusunda bir belirlemeye gitmemesi, bunu yetkili kurumlara bırakması gerektiğini söyledi.
     
    Bardakoğlu, Başkanlığın bunun için kurulduğunu ayrıca Türkiye'de 23 ilahiyat fakültesi bulunduğunu kaydederek, "Görüş sorulur, tartışılır, farklı düşünen varsa o da belirtir" dedi.
     
    Bu kararların, 3-4 yıl önceki müfredata göre alındığını belirten Bardakoğlu, müfredatın beklentiler, ihtiyaçlar ve eleştiriler göz önüne alınarak İlahiyat fakülteleri öğretim üyelerinin de katkılarıyla kapsamlı bir şekilde değiştirildiğini söyledi.
     
    Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bir din eğitimi dersi olmaması gerektiği görüşünü dile getiren Bardakoğlu, çocukların din eğitiminin daha farklı usullerde karşılanması gerektiğini söyledi.
     
    Bardakoğlu, "Büyüklerin kendi isteğine, küçüklerin ebeveynlerinin talebine bağlı olarak, çocuklara devlet gözetimi altında din eğitim vermek hepimizin borcudur. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi bir din bilgisi, din kültürü bilgisi, ahlak bilgisi dersi olmalıdır. Uygulamada bazı yanlışlar olabilse de onlar düzeltilir. Uygulamada 3-5 münferit yanlış var diye din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu olmasına karşı çıkmak 3-5 hasta yanlış tedavi edildi diye bir hastaneyi kapatmaya benzer" dedi.
     
    Bardakoğlu, "Yanlışlıkla mücadele etmek, doğruyu yapmak, doğru tedaviyi yapmak varken hastaneyi kapatmak hiç kimsenin aklına gelmemelidir. Aynı şekilde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin uygulamasında yanlışlıklar varsa bunlar düzeltilir" diye konuştu.
     
    "Aleviliğin İmam Hatip müfredatında yer alması çok tabii"
     
    Aleviliğin imam hatip liselerinin müfredatında yer alacağı konusundaki haberlerin hatırlatılması üzerine Bardakoğlu, Aleviliğin, İslam'ın öz zenginliği olduğunu, İslam'ın dışında bir din ve inanç olarak görülemeyeceğini söyledi.
     
    "Aleviliği İslam dışı gösteren her türlü çaba hem İslam'ı bilmemektir, hem de aleviliğe saygısızlıktır" diyen Bardakoğlu, Allah inancı, Hz.Muhammed, Kur'an-ı Kerim, Ehl-i Beyt sevgisi, ve Hz. Ali olmadan Alevilik olamayacağını belirtti.
     
    Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, vatandaşlık esasına göre kamu hizmeti sunduğunu, İslam dini hakkında toplumu bilgilendirdiğini ifade eden Bardakoğlu, başkanlığın hiçbir mezhep ve meşrebe göre hizmet üretmediğini kaydetti.
     
    Din görevlilerinin toplumun her kesimini kuşatacak donanıma sahip olma yolunda ilerlediğine dikkati çeken Bardakoğlu, imam, müftü ve vaizlerin, camiye gelen gelmeyen herkesi kucaklamasını, bütün dini zenginlikler ve olgular hakkında bilgi sahibi olmasını önemsediklerini kaydetti.
     
    Bardakoğlu, din görevlilerinin yeterli bilgiye sahip olması, Alevi vatandaşların asli köklerini tanımaları, yabancılarla ideolojik örgütlerin Alevilik hakkında yanıltıcı beyanda bulunmalarını önlemek amacıyla Alevi klasiklerini yayınladıklarını bildirdi.
     
    Bardakoğlu, "Alevilik, İslam içindedir. Böyle olduğu için de onu öğrenmek, öğretmek, hiçbir ayrım yapmaksızın bütün mezhep ve meşrepleri kucaklamak gerekir. Aleviliğin imam hatip müfredatında yer almasından tabii bir şey olamaz" diye konuştu.
     
    "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi hukuka aykırı"
     
    Danıştay 8'inci Dairesi, 3 Mart'ta ''ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bu içeriği ile zorunlu tutulmasını hukuka aykırı'' bulmuştu.
     
    Dairenin gerekçesinde, "Devletin, eğitim ve öğretimle ilgili olarak üzerine düşen görevleri yerine getirirken, müfredatta yer alan bilgilerin nesnel ve çoğulcu bir şekilde aktarılmasına dikkat etmesi ve ebeveynlerin dini ve felsefi kanaatlerine saygı göstermesi gerekmektedir" görüşüne yer verilmişti.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow