Sondaj çalışmaları geniş bir alanda etkili

Kaz Dağları'nda altın için yapılan sondaj çalışmaları Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Hilmi Güler'in açıkladığından daha büyük bir alanda yürütülüyor.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Bakan Güler, sondajın 1 metrekarelik alanda etkili olduğunu söylüyor. Oysa durum farklı...

Altın arama için açılan sondaj kuyuları 100 metrekarelik bir alanda etkili oluyor. Bu alan içinde kalan ağaçlar da kesilmek zorunda...
 
Sondaj çalışmaları yüzünden sular kirletilip ağaçlar kesilince çevreciler, zeytinlikler tozlanınca da köylüler seslerini yükseltti.
 
Ancak bölgede geçimini altın arayan firmalar için çalışarak sağlayanlar da var. Onlar suyun kirlenmesini önemsemiyor ve daha fazla iş istiyor.
 
Bahçedere köyü, Kaz Dağları'nın güney yamacına yerleşmiş küçük bir köy. Köyün en önemli geçim kaynağı zeytincilik. Bu bölgedeki altın arama faaliyetleri tepki çekiyor.
 
Bir köylü kadın, "Sularımız kirleniyor. Zeytinlerimiz gidiyor. Ne yer, ne içeriz. Burada durulur mu o zaman. Bizim başka gelirimiz yok. Zeytin gelirimiz var", bir başkası ise, "Bu lanet madeni bizim üstümüzden alsınlar da ne yaparlarsa yapsınlar. Bizim hayatımız tehlikede (...) Sondaj attı, hemen koktu zaten. Bir de siyanürle ararsa n'olacak?" diyor.
 


Bahçedere köyünün suyunu kirleten sondaj alanında çıt çıkmıyor. Zira, maden arama izninin süresi dolduğu için sondaj çalışması yok.
 
Diğer tarafta ise, madenciliğin bölgedeki etkisine karşılık Kaz Dağları Koruma Girişimi kuruldu.
 
Bu girişimden Nilgün Özarar, "Toz en önemlisi. Burada zeytincilikle geçinen bir halk var. Sondajda çıkan toprak zeytin ağaçlarına yeterince zarar verdi. Yaprağından nefes alamazsa, zeytin çiçek açamaz. Bir ton toprağı çıkarmak için üç ton su kullandılar. Buradaki su yetmedi. Tankerlerle getirdiler" diyor.
 
Sondaj noktalarına açılan yolların genişliği de dikkat çekiyor. Kaz Dağları'nın güney yamaçlarında sondaj için bir kilometre uzunluğunda bir yol açılmış durumda. Bu yol üzerindeki ağaçlar da kesilmiş.

Çevre koruma örgütleri köylerde bilgilendirme çalışması yapıyor ve altın aramanın çevreye verebileceği zararları anlatıyor. Yerel yöneticiler de tepkili:
 
"Dünya literatürüne girecek bir çevre felaketi"

Küçükkuyu Belediye Başkanı Yusuf Aksoy, "Dünya literatürüne girecek bir çevre felaketi olarak algılıyorum. Madene karşı değiliz, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak istiyoruz" diyor.

Kaz Dağları'nın kuzey yamacındaki Söğütalan köyünde ise 1996 yılından beri altın aranıyor ve sondaj yapılıyor. Ancak köyde şikayet yok.
 
Muhtar Ramazan Kocabıyık, "Altın madeninin bize faydası oldu. En iyi şekilde. Vatandaşıma iş verdiler. Garibana faydası oldu. Aç kalmaktansa çalışırız" diyor.
 
Kocabıyık, su ve toprağın kirlenmesi konusunda da, "Her ay Sağlık Grup Başkanlığı'ndan geliyorlar. Tahlil yapılıyor. Köyümüzün 40 yıldır "içilmez" raporu var. Demiroksit alüminyum yüksek olduğundan sağlığa zararlı dediler. Sağlık açısından bir sorunumuz olmadı" diyor.

Kaz Dağları'nın kuzey ve güney yamaçlarındaki köylerde farklı görüşler var. Ancak büyük çoğunluk su kaynaklarının kirlenmesi yüzünden altın arama faaliyetlerine tepkili...
 
Bölgede 11 firma, 37 ayrı noktada altın madeni bulmak için sondaj çalışması yürütüyor.