hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Ergenekon iddianamesinden çarpıcı başlıklar

    Ergenekon iddianamesinden çarpıcı başlıklar
    expand

    Ergenekon davası iddianamesinde örgütün amacının, ülkede yönetim zafiyeti oluşturacak derecede eylemler düzenlemek olduğu belirtiliyor. İddianamede Türk silahlı Kuvvetleri ve MİT'in örgütle ilişkisinin olmadığı ifade ediliyor.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    "Ergenekon" davası iddianamesinin "soruşturmanın özeti" bölümünde, soruşturmanın başlangıcı ve Ümraniye'de el bombalarının ele geçirilmesi yer alıyor.
     
    İddianamede, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'nın 156 hattını gizli numaradan arayarak, isim ve kimliğini belirtmeyen bir kişinin, "Ümraniye Çakmak Mahallesi Muhtarlığı'nın karşısındaki tek katlı binanın (önünde büfe var) çatısında, elektrik direğinin yanında el bombası ve C-4 patlayıcı madde bulunduğu, patlayıcı maddeyi Mehmet Demirtaş isimli şahsın sakladığı, bu patlayıcıları bir astsubayın temin ettiği, adres olarak Mithatpaşa Caddesi ile Samanyolu Caddesi'nin birleştiği sokakta bulunan tek katlı bina" şeklinde ihbarda bulunduğu belirtildi.

    İddianamede, bu ihbarın önce İstanbul İl Jandarma Komutanlığına, sonrasında da İstanbul Emniyet Müdürlüğüne intikal ettirildiği kaydedildi.

    İstanbul Emniyet Müdürlüğünce, ihbarda belirtilen yerin Ümraniye İlçesi Çakmak Mahallesi Samanyolu Caddesi Güngör Sokak'taki bir gecekondu olduğunun 12 Haziran 2007 tarihinde tespit edildiği belirtilen iddianamede, Ümraniye 2. Sulh Ceza Mahkemesinden alınan arama kararına istinaden burada arama yapıldığı dile getirildi.
     
    Aramada, belirtilen ikametin çatısında, ihbarda belirtilen elektrik direğinin yanında üzeri siyah renkli naylonla örtülmüş, yeşil renkli, her iki tarafında taşımak için halattan ip bulunan ahşap kasa şeklindeki sandıkta 27 adet savunma ve taarruz tipi el bombası bulunduğu belirtilen, ev sahibi Mehmet Demirtaş ile evde daha önceden kiracı olarak oturduğu anlaşılan yeğeni Ali Yiğit'in şüpheli olarak yakalandığı kaydedildi.
     
    ERGENEKON İSİMLİ TERÖR ÖRGÜTÜ
     
    "Ergenekon" davası iddianamesinde, soruşturmada amacı ve faaliyetleri açısından bilinen terör örgütlerinden önemli farklılıklar gösteren, daha önce bir ceza davasına konu olmamış "Ergenekon" isimli terör örgütüne ulaşıldığı belirtilerek, "Örgütün yakın amacının, ülkede yönetim zaafiyeti oluşturacak derecede eylemler yapıp, kamu düzenini bozacak kargaşa ortamı meydana getirmek, nihai amacının da oluşacak kargaşa ortamı ile yönetime karşı yapılacak hukuk dışı bir müdahalenin kamuoyunda kabulü ve haklılığını temin edip, hukuk dışı bir müdahale ile yönetimi ele geçirmek olduğu tespit edilmiştir"
    denildi.

    İddianamede, soruşturmaya 12 Haziran 2007'de alınan bir telefon ihbarı üzerine başlanıldığı, ihbar değerlendirilerek İstanbul'un Ümraniye ilçesindeki bir evde 27 adet el bombası ele geçirildiği, el bombalarıile tespit edilen kişilerin yakalandığı belirtildi.

    Yakalanan kişilerden bazılarının başta Cumhuriyet Gazetesi'ne el bombası atılması ve Danıştay saldırısı olarak bilinen eylemler olmak üzere, daha önce meydana gelen bazı adli olay ve olay failleri ile de bağlantılarının kurulması üzerine soruşturmanın genişletildiği ifade edilen iddianamede, "Bu kapsamda iletişimin tespiti, dinlenilmesi ve kayda alınması, yeni bağlantıların tespit edilmesi ve bunlar üzerine yapılan yeni yakalama, arama işlemleri, aramalarda ele geçen doküman ve dijital verilerin incelenmesi, ilgili kişilerin ifade içerikleri ve süreç içerisinde alınan ihbarlar, tanık ve gizli tanık ifadeleri üzerine elde edilen yeni deliller ilgili kurumlar ile yapılan yazışmalar ve tüm bunların analizi ile devam ettirilmiştir" denildi.

    İddianamede, soruşturmada Emniyet Genel Müdürlüğünün her yıl güncellenen terör örgütleri listesinde yer almayan örgütlenme biçimi, amacı ve faaliyetleri açısından bilinen terör örgütlerinden önemli farklılıklar gösteren, daha önce bir ceza davasına konu olmamış "Ergenekon" isimli terör örgütüne ulaşıldığı vurgulandı.

    İddianemede "Ergenekon" örgütüne ilişkin şu bilgilere yer verildi: "Türk tarihine ait önemli bir kavram ve bilinen Türk Destanının da adı olan Ergenekon ile terör örgütü kelimelerinin iddianamede yan yana getirilmesi Cumhuriyet Başsavcılığımızın tercihi olmayıp, sözü edilen örgütün ele geçen yazılı dokümanlarında 'Ergenekon' olarak adlandırılmasının zorunlu bir sonucudur. Soruşturma kapsamında ele geçen 'İstanbul 29 Ekim 1999 Ergenekon Analiz
    Yeni Yapılanma, Yönetim ve Geliştirme Projesi" isimli dokümandan ve soruşturma evrakı genelinden Ergenekon terör örgütünün bu dokümanın yazım tarihi olan 1999 yılından da öncesine dayanan, gizli örgütlü faaliyet içerisinde bulunduğu, yönetici ve üyelerinin örgütü 'derin devlet' kabul edip dışa karşı da bu şekilde gösterdikleri anlaşılmıştır."
     
    "SÖZDE DEVLET ADINA..."

    "Yasal dayanağı bulunmayan, esasen bir hukuk devletinde yasal olarak bulunması da mümkün olmayan bu örgütlü yapının, anayasal kurumların yetki ve sorumluluklarını hiçe sayarak sözde devlet adına, devlet ve millet yararına hareket ediyormuş görüntüsü vermeye çalıştığı" ileri sürülen iddianamede, şöyle devam edildi:

    "Bu yöntemle kamu kurumlarını baskı altına alıp, devlet yönetiminde etkili olmayı, sivil toplum kuruluşlarını da örgüt amaçları doğrultusunda yönlendirmeyi amaçladığı belirlenmiştir. Ergenekon terör örgütünün gizli bir yapılanması olduğu, legal ve illegal alanlarda örgütlendiği, deşifre olan örgüt üyesinin öldürülmesi derecesinde katı hiyerarşik kurallarının bulunduğu, askeri birimler dahil her türlü kamu kurumunun örgütün faaliyet alanında olduğu, bütün kamu kurumlarının
    kontrollerinin ele geçirilmesini amaçladığı, siyasal amaçları doğrultusunda da sözde devlet ve millet yararına olduğu kabulü ve hemen herkesçe itiraz edilmeyecek milli değerlerin istismarı, propagandası ile kasten öldürme dahil yasalarda suç olarak tanımlanan her türlü eylemin gerçekleştirilebileceği anlayışına sahip olduğu ve bu kapsamda da bir çok eylemi de gerçekleştirdiği anlaşılmıştır."

    ÖRGÜTÜN YAKIN AMACI

    İddianamede, "örgütün yakın amacının, ülkede yönetim zafiyeti oluşturacak derecede eylemler yapıp, kamu düzenini bozacak kargaşa ortamı meydana getirmek, nihai amacının da oluşacak kargaşa ortamı ile yönetime karşı yapılacak hukuk dışı bir müdahalenin kamuoyunda kabulü ve haklılığını temin edip, hukuk dışı bir müdahale ile yönetimi ele geçirmek olduğu tespit edilmiştir" denildi.

    İDDİANAMEDE OLAYLAR NASIL ANLATILDI?

    İddianame soruşturmanın, kronolojik gelişimine uygun şekilde gelişen olayların, elde edilen delillerin ve delillerden şüphelilere ulaşılması aşamasının, örgüt dokümanlarının, örgütün yapısının ve bağlantılarının, örgütün gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmeyi tasarladığı eylemlerin açıklanması sistematiğinde düzenlendiği anlatıldı.

    Metnin oldukça uzamasının çeşitli sakıncalarının da göz önüne alındığı belirtilen iddianamede, hazırlama sürecine ilişkin şu bilgiler yer aldı: "İddianamenin ve 420 klasör 3 DVD'den oluşan soruşturma evrakının mahkeme tarafından incelenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesiyle her bir şüpheliye hangi suçun yüklendiğinin, savunmalarının, elde edilen delillerin, örgüt irtibatlarının, tanıklar ve diğer şüpheli beyanlarının ve tüm bunların değerlendirilmesi sonucu elde edilen kanaate göre tayin edilen hukuki durumun başlıklar halinde açıklandığı müstakil bölümlere yer verilmiştir.

    Anlatımda, örgütün yapısını ortaya koyan önemli dokümanlar hacimli olmaları nedeni ile özetlenerek iddianame metnine aktarılmıştır. Soruşturma evrakına ekli örgüte ait bazı dokümanlarda açık ve anlaşılır bir şekilde kişilere ait isimler, özel hayata ilişkin istihbari yazı ve fişleme tarzı notlar, haklarındaki örgütsel değerlendirmeler yer almakta ise de bunların ismi geçen kişilere hakaret konusu olabileceği veya hedef gösterilebilecekleri değerlendirilmesi ile zorunlu olmadıkça
    iddianame metnine yazılmamıştır.

    Yine soruşturma kapsamında ele geçen, gizlilik dereceleri ilgili resmi kurumlardan sorularak tespit edilen,bazılan soruşturma evrakına ekli, bazıları ise adli emanette muhafaza edilen dokümanlara aynısı ile iddianame metninde yer verilmeyerek, hukuki nitelendirmelerine yetecek derecede içerik ve mahiyetlerinin özetlenmesi yolu tercih edilmiştir."

    "KUVVA-İ MİLLİYE TEŞKİLATI"

    İddianamede, şüpheli Oktay Yıldırım'dan ele geçirilen dokümanlarda ve soruşturma aşamasında ölen Kuddusi Okkır'ın beyanlarında "KMT teşkilatı" olarak ifade edilen kuruluşun, "Kuvva-i Milliye Teşkilatı" olduğunun belirlenmesi ve bunun Ergenekon terör örgütünün yerin üstündeki legal kurumu olarak vasıflandırılması üzerine, İstanbul İl Başkanlığını Oktay Yıldırım'ın yaptığı Kuvva-i Milliye derneklerinde yapılan aramalarda, Ankara dernek başkanı Bekir Öztürk'ün bilgisayarında ele geçirilen bilgi ve belgelerde, şüpheli Tuğrul Derme'nin, Ergenekon-Lobi dokümanına uygun olarak gençleri örgütlediğinin anlaşıldığı anlatıldı.

    Şüpheli Bekir Öztürk'ün bilgisayarında yapılan incelemede, yapılan örgütlenmenin anlatıldığı e-maildeki ifadeler iddianamede, şu şekilde yer aldı:

    "Merhabalar Kuvvai Milliye, her şeyden önce size çok rahatsız olduğum ve üzüldüğüm bir konuyu belirtmek isterim. Sayın Ümit Sayın'a acil ulaşmam gerekirken, Ümit Sayın'dan halen cevap alamamış bulunmaktayım. Bu durumu bilgilerinize arz eder ve en yakın zamanda kendisine ulaşmak dileğimi yinelerim. Bir rahatsızlığımı daha özenle belirtmem gerekir ise sürekli belirttiğim halde, bu tip hareketlerde bana aktif görev verilmemesi beni derinden sarsmıştır. Kuvva-i Milliye'ye katılmak istememin elbette birçok sebebi vardır, ancak bunların arasında en baskını şüphesiz, ülkemi ve kendisi de emekli bir Hat Komutanı olan
    değerli TSK personeli babamı çok sevmemdir. Bu hareketin Balıkesir kanadını, tamamen gizli bir şekilde aktif olarak yürütmek istiyorum.
     
    Gizli olmasının sebebi, Balıkesir'in küçük ve tehlikeli bir şehir olmasıdır. TSK'ya ve sayın Ümit Sayın'a da halen sunmak için beklediğim GTA hareketi ile Kuvva-i Milliye'nin içinde 18'li Gençler olarak ayrılmak isteğime cevap beklemekteyim. Aktif, ancak gizli liderliğimde gençleri toplayabilecek bir hücre, yani bir toplantı odasına da sahibiz. İlgilerinize arz eder ve heyecan ile cevabınızı beklerim."

    İddianamede, e-mail'de şüpheli tarafından, Kuvva-i Milliye Teşkilatı Başkanı şüpheli Bekir Öztürk'e örgütlenmenin yapısının anlatıldığı, bu yapılanmanın şüpheli Habip Ümit Sayın'ın yönlendirmeleriyle yapıldığının açıkça anlaşıldığı kaydedildi.
     
    SUİKAST PLANLARI
     
    "Ergenekon" davası iddianamesinde,devlete ait çok gizli belgelerin ele geçmesi ile suikast planları da yer alıyor.

    İddianamede, Ankara'da bulunan Kuvva-i Milliye Derneği'nin Genel Merkezi'nde yapılan aramada elde edilen, şüpheli Bekir Öztürk'e ait dizüstü bilgisayarda kayıtlı dosya içerisinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan veya AK Parti'den herhangi birinin Cumhurbaşkanı olması durumundaki simülasyonda; şok suikastlar olarak Fener Patriği Bartholomeos'un, Ermeni Patriği Mutafyan'ın ve İshak Alaton'un öldürülmesi konularını içerir, Fuat Ermiş Sesar imzalı belgenin bulunması sonucu son zamanlarda meydana gelen farklı dinlere mensup kişilerin öldürülmesi olayları ile doğrudan irtibatlı ve hedef gösterici yazı olması sebebi ile bu yazıyı yazan şahısların da tespit edildiği belirtildi.

    İddianamede, yazıyı "Sesar" isimli sitenin sahibi Bülent kod isimli İsmail Yıldız'ın yazıp kendi sitesinde yayınladığı, aynı yazıyı Kuvva-i Milliye Derneği üyesi olan Fuat Ermiş'in de kendi ismi ile "kuvvaimilliye.net.com" isimli, şüpheli Bekir Öztürk'e ait internet sitesinde, Bekir Öztürk'ün muvafakatıyla yayınlandığının tespit edildiği kaydedildi.
     
    ERGENEKON LOBİ

    Yazı içeriği ve önceki dini içerikli cinayetler göz önüne alınarak bu yazıyı yazan ve yayınlayan şüpheliler ve Tuğrul Derme hakkında mahkemelerden alınan arama kararlarına istinaden yapılan aramalarda şüpheli İsmail Yıldız'ın ev ve iş yerinde Oktay Yıldırım'dan ele geçirilen "ERGENEKON LOBİ" dokümanındaki gibi Ergenekon'un sözde istihbarat örgütü yapılanması içerikli belge ve şema ile illegal olduğu anlaşılan istihbari raporlar ve bu raporları yazan kişilerin özgeçmişlerinden müteşekkil raporların ele geçirildiği dile getirilen iddianamede, Şüpheli İsmail Yıldız'ın bilgisayarlarında yapılan incelemelerde Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığına ait çok gizli belge ve bilgilerin bulunduğunun tespit edildiği anlatıldı.
     
    Şüpheli Hayrullah Mahmut Özgür'ün Sesar sitesinde yayınlanan, birçoğunda "Ergenekon" terör örgütünü övücü nitelikte yazılar ile kişisel verilere ilişkin bilgi ve ses kayıtlarının ele geçirildiği dile getirilen iddianamede, şüpheli Tuğrul Derme'den, Bekir Öztürk ve Habip Ümit Sayın'la yaptığı görüşmelerden bahsettiği, gençlerin örgütlenmesine ilişkin olarak hazırlandığı anlaşılan, "GYP Kanunu, GTA Hareketi" gibi illegal gençlik oluşumlarının kuruluş ve faaliyetlerinin düzenlenmesine ilişkin belge ve dokümanların bulunduğu, bu belgenin dokümanında anlatılan örgütün sivil örgütlenmeyle alakalı gençlik teşkilatlarının örgütlenmesine yönelik hazırlandığının anlaşıldığı belirtildi.

    İddianamede, şüpheli İsmail Yıldız'dan elde edilen bilgiler üzerine şüpheliler Kemal Şahin, M. Murat Yücel, Feridun Refik Nuhoğlu ile yine aynı şüpheli ile irtibatlı ve bir zamanlar Sesar sitesinde çalışan şüpheli H. Behiç Gürcihan'ın bilgisayarından elde edilen bilgiler ve bazı orijinal kitaplara ait olup yayınlanmadan önce şüpheliye verildiği anlaşılan yazı ve bilgilerin Ergün Poyraz'a ait olduğunun anlaşılması ve diğer şüphelilerden ele geçirilen dokümanların incelenmesi sonucu Ergün Poyraz'ın bu oluşumun içinde olduğu, yakın ilişki kurduğu askeri şahıslardan elde ettiği gizli bilgi ve belgeleri diğer şüphelilere
    aktarmak suretiyle örgütün hareket ve stratejisinin oluşumuna katkı sağladığı, bu sebeple İsmail Yıldız'daki gizli bilgilerin Ergün Poyraz'da da bulunabileceği değerlendirildiğinden, şüpheli Ergün Poyraz'ın da ev ve iş yerlerinde mahkeme kararlarına istinaden aramalar yapıldığı belirtildi.

    Aynı iddianamede, aramalarda "K.K. İstihbarat Arşivi" isimli dosya klasörü ile Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait bir çok gizli bilgi ve belgeler ile birçok kamu görevlisi memur, milletvekili, bakan ve hatta başbakanlara ait gizli fişleme bilgileri ile notların bulunduğu CD ve bilgisayar dosyalarının ele geçirildiği kaydedildi.

    İddianamede, şüpheli "Zafer" kod adlı Muzaffer Tekin'in beyanları doğrultusunda gözaltına alınan Mehmet Zekeriya Öztürk ve "İsmail Paker" kod ismini kullanan şüpheli İsmail Eksik'in yakalandıkları, yapılan aramalarda Mehmet Zekeriya Öztürk'de "Devletin Yeniden Yapılanması", "ERGENEKON-LOBİ" ve "ERGENEKON" dokümanlarının benzeri olan "Mafianın Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu)" dokümanı ile birçok örgütsel içerikli dokümanın ele geçirildiği ve bu şüphelide insan kaçakçılığı ve Alevilerle alakalı raporlar ve gizli istihbari notların bulunduğu dile getirildi.
     
    İsmail Eksik'in bilgisayarlarında da diğer şüphelilerde olduğu gibi sahte olarak tanzim edilmek üzere bilgisayarlara taranmış sürücü belgesi ve kimlik resimlerinin bulunduğu, ayrıca Muzaffer Tekin'in beyanları doğrultusunda şüpheli Rafet Arslan'ın da beyanlarının alındığı kaydedilen iddianamede, bu şüpheli de de "derin devletle" alakalı yazıların ele geçirildiği, daha sonra yapılan operasyonlar sonucu şüpheliler Mete Yalazangil ile buna bağlı grupta faaliyet gösteren şüpheli Saipir Debzlelvidze, şüpheli Tuncay Hacıbektaşoğlu ve şüpheli Zeki Yurdakul Çağman'ın yakalandıkları, bu şüphelilerin hem Muzaffer Tekin hem de Mehmet Zekeriya Öztürk'e bağlı olarak faaliyet yürüttüklerinin anlaşıldığı belirtildi.
     
    DOĞU PERİNÇEK VE VELİ KÜÇÜK

    "Ergenekon" davası iddianamesinde, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.

    İddianamede, emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün "kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmeye azmettirmek" ve "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlarından 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.
     
    Veli Küçük'ün "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmeye teşebbüse azmettirmek" suçundan 4 mağdur için ayrı ayrı cezalandırılması istenen iddianamede, Küçük'ün bu suça ilişkin olarak toplam 52 ile 80 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor. İddianamede, Küçük'ün diğer suçlamalara ilişkin 194 ile 435 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
     
    İddianamede, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
     
    Perinçek'in TCK'nın 220. maddesinde yer alan "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır" hükmü uyarınca "Kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı tasarlayarak öldürmek" suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Perinçek'in diğer suçlamalara ilişkin olarak da 192 ile 417 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
     
    İddianamede, Küçük ile Perinçek'e ilişkin sevk maddeleri arasında Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu'nun 73. maddesi ile Telsiz Kanunu'nun 32. maddesinin de bulunması dikkat çekiyor.
     
    TEKİN'İN OFİSİNDE GİZLİ BELGELER
     
    İddianamede sanık Muzaffer Tekin'in ikamet ve iş yerindeki aramalarda, "Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Master Plan Ön Çalışması)" ibareli kitap kapağı şeklinde dizayn edilmiş doküman ile Milli Güvenlik Kurulu öncesi kuvvet komutanlarının kendi aralarında yapmış oldukları "gizli" ibareli toplantılara ait askeri ve siyasi gizli bilgiler içeren birçok belgenin bulunduğu bildirildi.

    İddianamede "Soruşturmanın özeti" başlığı altında bağlantılı kişilerin yakalanması ve örgüte ait belgelere ulaşılması konusu anlatıldı.
     
    İddianamede, evindeki arama sırasında Mehmet Demirtaş'ın bombaların Oktay Yıldırım'a ait olduğunu şifahi olarak bildirmesi üzerine, bu şüphelinin de yakalandığı, mahkeme kararlarına istinaden ev ve iş yerlerindeki aramalarda Yıldırım ve Demirtaş'ta ruhsatlı, Ali Yiğit'in evinde de ruhsatsız silah ve mermiler ile Yıldırım'ın evinden sustalı bıçak, kasatura türü kesici aletlerin ele geçirildiği belirtildi.

    Şüphelilere ait bilgisayarlar ve diğer evraklara el konulup mahkemeden alınan kararlar çerçevesinde teknik olarak incelemesinin yapıldığı ifade edilen iddianamede, sorgulama sırasında Demirtaş'ın susma hakkını kullandığı, Yıldırım'ın ise suçlamaları kabul etmeyerek, bombalarla ilgisinin olmadığını beyan ettiği vurgulandı.
     
    İddianamede sanık Ali Yiğit'in ise bombaların Oktay Yıldırım'a ait olduğunu, bu evde geçici olarak ikamet ettiğini, daha sonra babası Şevki Yiğit'in bir gün evin çatısında tahta ararken bombaların bulunduğu sandığı gördüğünü ve kendisine sorduğunu, bunun üzerine Demirtaş'ın sandığı Yıldırım'ın getirdiğini söylediği belirtildi.
     
    Yiğit'in ifadesinde Oktay Yıldırım ve Mahmut Öztürk'ün sürekli Mehmet Demirtaş'a ait LPG istasyonu ve manava geldiklerini, özel olarak gizli görüşmeler yaptıklarını dile getirdiği anlatılan iddianamede, Yiğit'in, bir gün "Kuvva-i Milliye ne demek?" diye sorduğunda Yıldırım'ın kendisine "Kuvva-i Milliye'nin devletin çıkarlarını koruyan bir dernek olduğu, devleti yönetenlerin gerçek yönetici olmadığını ve devlet içerisinde başka şeylerin döndüğü" şeklinde cevap verdiğini söylediği belirtildi.

    MUZAFFER TEKİN'İN GÖZALTINA ALINMASI

    Bu ifade ve Zafer kodlu Muzaffer Tekin'in el bombaları ile ilgili medyada bombaların hurda olduğunu, çalışmadığını ve çöplükten Oktay Yıldırım tarafından toplanmış olabileceğini beyan etmesi üzerine Tekin ile Mahmut Öztürk isimli şahısların da olayla bağlantılı olabilecekleri değerlendirilerek gözaltına alındıkları ve ikamet ve iş yerlerinde mahkeme kararıyla arama yapıldığı anlatılan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

    "Şüpheli Zafer (kod) Muzaffer Tekin'in ikamet ve iş yerinde yapılan aramalar sonucunda iş yerinde masasının üzerinde 'Devletin yeniden yapılanması için öneriler (Master Plan Ön Çalışması)' ibareli kitap kapağı şeklinde dizayn edilmiş dokümanın bulunduğu, ayrıca evinde yapılan aramada Emniyet Müdürlüğünce 16 nolu CD olarak adlandırılan CD içerisinde; Genelkurmay Başkanlığının bilgisayarlarından çıktığı anlaşılan, Milli Güvenlik Kurulu öncesi kuvvet komutanlarının kendi aralarında yapmış oldukları gizlilik ibareli toplantılara ait askeri ve siyasi gizli bilgiler içeren bir çok belgenin de bulunduğu, aynı CD
    içerisinde bulunan şifreli word belgesinin açılmasıyla şüpheli Muzaffer Şenocak'a ait olduğu anlaşılan resimler ile bazı bilgi ve belgelerin yanı sıra internet çıktıların bulunduğu, ayrıca Muzaffer Tekin'in bilgisayarında "ERGENEKON-LOBİ" dokümanının bulunduğu anlaşılmıştır."

    ELE GEÇİRİLEN DOKÜMANLAR VE GİZLİ BİLGİLER

    Bunun üzerine Oktay Yıldırım, Mehmet Demirtaş, Ali Yiğit, Muzaffer Tekin ve Mahmut Öztürk'ün sevk edildikleri nöbetçi mahkemelerce tutuklandıkları hatırlatılan iddianamede, ayrıca şu görüşler aktarıldı:
     
    "Tekin'den elde edilen örgütsel dokümanlar ve devlete ait gizli bilgiler; 'Devletin yeniden yapılanması için öneriler (master plan ön çalışması)' isimli 23 sayfalık örgütsel dokümanın incelenmesinde 'devletin ele geçirilmesi için yer altında ve yer üstünde yapılanmanın gerektiği ve bu yapılanmanın gizliliğinin zorunlu olduğu, PYK (Planlama Yürütme Kurulu)'nun bu gizli yapılanmanın en üst birimi olduğu, AK'nin de alt kurul olduğu' anlaşılmıştır.

    'Süreçler (5)' başlığı altında, 'Sızma ve denetim süreci' alt başlığı içeriğinde: '1-Mevcut Devlet işleyişinin analizini yapmak', '2-Mevcut kadrolara alternatif adaylar temin etmek', '3-Sızma stratejileri geliştirmek (Yargı, Emniyet, Eğitim, Sağlık, İstihbarat, Ordu, Sivil yer altı Örgütleri (Mafya), medya, camiler ve tarikatlara sızmak ve denetim mekanizmaları oluşturmak' şeklinde ilkeler konulduğu görülmektedir."

    Tekin'in beyanları doğrultusunda mahkeme kararlarına istinaden yapılan operasyonda, 20 Haziran 2007 tarihinde şüpheliler "Milli Irgat" (Kod) soruşturma aşamasında ölen Kuddusi OKKIR ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün yakalandığı anımsatılan iddianamede, Okkır'ın bilgisayarında "Devletin Yeniden Yapılanması" dokümanından başka Danıştay eylemi ve Atabeyler operasyonu ile ilgili istihbari bilgiler ve çeşitli kişilerin özel yaşamları ile alakalı bilgi ve belgelerin bulunduğu bildirildi.

    İddianamede, bu bilgi ve belgelerin örgütün alt üyelerince temin edilip şüpheli Gazi Güder'e gönderildiği, Güder'in de bunları örgütün üst biriminde görev yapan Okkır'a gönderdiği ve Okkır'ın da bilgisayarında bu bilgilerin depolandığı, şüpheli Ayşe Asuman Özdemir'in de bu bilgileri çeşitli yerlerden toplayıp örgütün üst kademelerine ulaştırdığının anlaşıldığı kaydedildi.

    Özdemir, Güder ve Halil Behiç Gürcihan'ın da yakalandığı, bu şüpheliler ile ilgili arama ve bilgisayar incelemelerinde hiyerarşik yapı içerisinde Okkır'da bulunan bilgi ve belgelerin bu şahısların bilgisayarlarında da bulunduğunun tespit edildiğine işaret edilen iddianamede, aramalarda şüpheli Mehmet Zekeriya Öztürk'ten "ERGENEKON-LOBİ" ile "Gladio ve mafyanın Türkiye'de yeniden yapılanması" dokümanlarının ele geçirildiği anlatıldı.
     
    İddianamede, Tekin'in önce bu CD'nin nereden geldiğini bilmediğini beyan ettiği sonrasında ise evinde bulunan gizli askeri bilgiler içeren CD'yi arkadaşı Mete Yalazangil vasıtasıyla eski bir polisin getirdiğine ilişkin beyanda bulunduğu vurgulanarak, şu görüşler bildirildi:

    "CD üzerinde yapılan incelemede şifreli dosyanın açılması sonucu Polis Memurluğundan atılmış olan Aydın Yüksek ile kendisini Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli subay olarak tanıtan şüpheli Muzaffer Şenocak'ın 21-22 Haziran 2007 tarihinde yakalandıkları, yapılan aramalar sonucunda her iki şüpheliden de Muzaffer Tekin'de ele geçirilen 16 nolu CD olarak adlandırılan ve Genelkurmay Başkanlığı bilgisayarlarından çıktığı tespit edilen Milli Güvenlik Kurulu öncesi kuvvet komutanlarının kendi aralarında yapmış oldukları gizlilik ibareli toplantılara ait askeri ve siyasi gizli bilgileri içeren CD ile bir çok belgenin de bulunduğu, ayrıca şüpheli Muzaffer Şenocak'tan patlayıcı yapımında kullanılan kimyasal sıvı maddeler ile dinamit lokumu parçasının ele
    geçirilmiş, bu şüpheliler de sevk edildikleri nöbetçi mahkemece tutuklanmışlardır."
     
    SUÇLAMALAR

    "Ergenekon" davasının iddianamesinde, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Emekli Tuggeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve avukat Kemal Kerinçsiz'in de aralarında bulunduğu tutuklu sanıklar ile Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu tutuksuz sanıklara ilişkin iddialar tek tek yer alıyor.

    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 2 bin 455 sayfalık iddianamede, tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek "silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek", "zorlu hükümeti ıskata teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik", "Açıklanması yasak belgeleri temin etmek", Veli Küçük "silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik", "zorla hükümeti ıskata teşebbüs", "kasten öldürmeye azmettirmek", "korku ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde atmaya azmettirmek", "mala zarar vermeye ve ruhsatsız patlayıcı bulundurmaya azmettirmek", Muzaffer Tekin "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak", "zorla hükümeti ıskata teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne
    karşı silahlı isyana tahrik", "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri bulundurmak", "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak", "mala zarar vermek", "kasten öldürmeye azmettirmek", korku ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde atma suçlarına azmettirmek", avukat Kemal Kerinçsiz de "silahlı terör örgütüne üye olmak", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik", "devletin güvenliğine ilişkin bilgileri bulundurmak" ve "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek" ile suçlanıyor.

    DİĞER TUTUKLU SANIKLAR VE SUÇLAMALAR

    İddianamede yer alan diğer tutuklu sanıklar ve haklarındaki suçlamalar ise şöyle:

    "-Oktay Yıldırım, 'silahlı terör örgütüne üye olmak", 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik', "silahlı terör örgütlerine silah sağlamak, 'mala zarar vermek', 'korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı madde kullanma suçuna yardım etmek',
     
    -Mehmet Demirtaş, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "silahlı terör örgütüne silah sağlamak"
     
    -Mehmet Adnan Akfırat, Mahmut Öztürk, Ümit Oğuztan, Oğuz Alpaslan Abdülkadir, Selim Akkurt, Vatan Bölükbaşoğlu, Kahraman Şahin, Erol Ölmez
    ve Abdullah Arapoğulları, 'silahlı terör örgütüne üye olmak',
     
    -Gazi Güder, "silahlı terör örgütüne üye olmak', 'hukuka aykırı olarak
    kişisel verileri kaydetmek'

    -Halil Behic Gürcihan, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'yasaklanan bilgileri temin etmek', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek', 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' ve 'açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etmek',

    -Ergün Poyraz, 'silahlı terör örgütüne üye olmak", 'açıklanması yasak belgeleri temin etmek, açıklamak', 'devletin güvenliğine ilişkin belgeleri çalmak, bulundurmak', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek', 'TC Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik' ve "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet',
     
    -Hayrettin Ertekin, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'halkı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı isyana tahrik', 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik', 'tutuklu, hükümlü veya suçu bildirmeme', 'açıklanması yasak bilgileri temin', 'suç üstlenmeye azmettirme', '2813 sayılı kanuna muhalefet', '2863 sayılı kanuna muhalefet', '6136 sayılı Kanuna muhalefet',

    -Bekir Öztürk, 'silahlı terör örgütüne üye olmak", 'TC Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik', "askerleri itaatsizliğe teşvik etmek",
     
    -Mete Yalazangil, 'silahlı terör örgütüne üye olmak", "devletingüvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek ve tahsis edildiği amacı dışında kullanmak',

    -Aydın Yüksek, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek ve tahsis ettiği amacı dışında kullanmak', 'sahtecilik', '6136 sayılı Kanun'a muhalefet' ve '2863 sayılı Kanun'a muhalefet',

    -Muzaffer Şenocak, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'devletin güvenliğine ilişkin bilgileri çalmak, bulundurmak', 'tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak',

    -Sevgi Erenerol, 'silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek', 'TC Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek",

    -Mehmet Zekeriya Öztürk, 'silahlı terör örgütüne üye olmak", 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek', 'örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek',

    -Sami Hoştan ve Vedat Yenerer, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve '6136 sayılı Kanun'a muhalefet',

    -Ferit İlsever, Orhan Tunç, Emin Gürses ve Serhan Bolluk, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'TC Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik etmek',

    -Habip Ümit Sayın, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'TC Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik etme', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek",

    -Hikmet Çiçek, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', "açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etmek", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek',

    -Hayati Özcan, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'devletin güvenliğine ilişkin belgeleri çalmak veya tahsis edildiği yerden başka yerde kullanmak', 'açıklanması yasak belgeleri bilgileri temin etmek",

    -Nusret Senem, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme', 'açıklanması yasak belgeleri temin etmek',
     
    -Abdülmuttalip Tonçer, 'silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'suç üstlenme',

    -Mehmet Fikri Karadağ, 'silahlı terör örgütü kurma veya yönetme', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik', 'zorla hükümeti ıskata teşebbüs", 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme', 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme veya aşağılama", 'tutuklu, hükümlünün yerini bildiği halde yetkili merciye bildirmeme',
     
    -Hüseyin Görüm, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'askerleri itaatsizliğe teşvik etmek',

    -Erkut Ersoy, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme',

    -Muhammet Yüce, 'Silahlı terör örgütüne üye olma', 'tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme",

    -Hüseyin Gazi Oğuz, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', '6136 sayılı yasaya muhalefet etmek',

    -Rasim Görüm ve Ali Kutlu, 'silahlı terör örgütüne üye olmak'
     
    -Murat Çağlar, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme', '6136 sayılı kanuna muhalefet'

    -Fikret Emek, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'devletin güvenliğine ilişkin belgeleri çalma, bulundurma', 'tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma', 'silahlı terör örgütüne silah sağlama', 'mala zarar verme' ve 'açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etme',
     
    -İsmail Yıldız, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'askeri itaatsizliğe teşvik', 'devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek', 'tahsis edildiği amacı dışında kullanma ve hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme',

    TUTUKSUZ SANIKLAR VE SUÇLAMALAR

    İddianamede, tutuksuz sanıklardan İlhan Selçuk "silahlı terör örgütü kurma, yönetme", "zorla hükümeti ıskata teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik", Kemal Alemdaroğlu "silahlı terör örgütü kurma, yönetme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik etmek"le suçlanıyor.
     
    İddianamede, diğer tutuksuz sanıklar ve haklarındaki suçlamalar ise
    şöyle:

    "-Güler Kömürcü, İhsan Göktaş, İbrahim Benli, Coşkun Çalık, Ayhan Çelik, Erdal İrten, Raif Görüm, Yusuf Görüm, Tuğrul Derme, Ali Yasak, İsmail Eksik, Hayrullah Mahmud Özgür, Rafet Aslan, Zeki Yurdakul Çağman, Tuncay Hacıbektaşoğlu, Rusya vatandaşı Saipir Debzlelvidze 'silahlı terör örgütüne üye olma",

    -Ayşe Asuman Özdemir, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek', 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs',

    -Kemal Şahin, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek' ve "6136 sayılı Kanun'a muhalefet",

    -Mehmet Murat Yücel, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek' ve '6136 sayılı Kanun'a muhalefet',

    -Ferudun Refik Nuhoğlu, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek',

    -Fuat Ermiş, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik etme', 'askerleri itaatsizliğe teşvik etme',

    -Muammer Karabulut, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik etme',

    -Emin Caner Yiğit, Tanju Okan, Yaşar Arslanköylü, Mahir Çayan Güngör, Recep Gökhan Sipahioğlu, Asim Demir, Yusuf Tunçer ve Aydın Gergin, 'silahlı terör örgütüne üye olma', '6136 sayılı Kanun'a muhalefet',

    -Yusuf Beşirik ve Murat Özkan, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme',

    -Fuat Turgut ve Satılmış Balkaş, "silahlı terör örgütüne üye olma', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik etme',

    -Atilla Aksu, 'silahlı terör örgütüne üye olma", "örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme", "görevi kötüye kullanma",

    -Ali Yiğit, 'suçu bildirmeme".

    Ayrıca, başka bir dava kapsamında tutuklu olan bu davanın tutuksuz sanıkları Sedat Peker ve Semih Tufan Gülaltay da "silahlı terör örgütüne üye olmak"la suçlanıyor.
     
    ERGENEKON ÖRGÜTÜNÜN TSK VE MİT İLE İLİŞKİSİ YOK

    "Ergenekon" davası iddianamesindeErgenekon örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile ilgisinin bulunmadığı belirtildi.

    İddianamenin birinci bölümünde "soruşturmanın özeti" başlığı altında "Ergenekon örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri ve MİT ile ilgisi" irdelendi.

    Şüpheliler (Zafer) kod adlı Muzaffer Tekin, Oktay Yıldırım ve Milli Irgat(kod) adlı soruşturma aşamasında ölen Kuddusi Okkır'dan ele geçirilen "Lobi-Ergenekon" dokümanı ile Okkır ve Tekin'de çıkan "Devletin Yeniden Yapılanması" dokümanlarından yola çıkılarak araştırma yapıldığı belirtilen iddianamede, şu görüşlere yer verildi:
     
    "(Lobi) adı verilen bu 'gizli örgütsel' çalışmaya esas olarak hazırlanan 'Lobi' dokümanının Genelkurmay Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde bulunup bulunmadığı hususları Genelkurmay Başkanlığı ve MİT Müsteşarlığına resmi yazı ile sorulmuş olup, MİT Müsteşarlığından alınan 31 Ekim 2007 tarih, 1653/28607 sayılı cevabi yazıda böyle bir yapılanmanın MİT Müsteşarlığı ile alakasının olmadığı belirtilmiştir.

    Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliğinin 24 Eylül 2007 tarih ve 3050-635-07-O.Ö. sayılı cevabi yazılarında aynı konuyla alakalı olarak böyle bir oluşumun Türk Silahlı Kuvvetleri ela alakasının bulunmadığı belirtilmiştir."

    VELİ KÜÇÜK VE ÖRGÜTÜN DEŞİFRESİ

    İddianamede, "Veli Küçük ve Mehmet Fikri Karadağ-Kuvayı Milliye Derneği (1919) ve Milli Güç Birliği" konusu da ele alındı.
     
    Bu dokümanlarda, Ergenekon terör örgütünün amaçlarına ulaşabilmek için örgüt üyelerine verilen görevler gereği devletin ele geçirilmesi ve kendi amaçları doğrultusunda yönetilmesinin temini için herkese görev vererek, ayrı ayrı yapılanma ve yayılma planlarının yapıldığı anlatılan iddianamede, bu belgelerin örgüt tarafından kabul edilmesini müteakip uygulamaya konulduğu kaydedildi.

    Dokümanların sayısından ve farklı alanlara hitap edip aynı amaca ulaşmayı hedeflediklerinin anlaşılması üzerine, örgütün diğer bölümünün çökertilmesi için mahkemelerden teknik takip kararları alınarak soruşturmanın derinleştirildiği vurgulanan iddianamede, "Toplanan delillerden de örgütsel dokümanlara uygun örgüt yapılanmasının gerçekleştirilerek, faaliyetlerini sürdürdükleri yönünde kuvvetli şüphelerin oluşmasının ardından yapılan çalışmalarda şüpheli Veli Küçük'ün ve arkadaşlarının örgütsel bağlantılarının deşifresi yönünde çalışmalara başlanmıştır" denildi.

    ERGENEKON DOKÜMANININ ORİJİNALİ VELİ KÜÇÜK'TE

    Örgütün çökertilmesi, üyelerinin yakalanması ve delillerin elde edilmesi amacıyla mahkemeden arama kararları alındığı belirtilen iddianamede, 22 Ocak 2008'de yapılan aramalarda şüpheliler Veli Küçük, Sami Hoştan, Ali Yasak, Mehmet Zekeriya Öztürk, Güler Kömürcü, Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz, Ümit Oğuztan, Mehmet Fikri Karadağ, Özer Korkmaz, Abdullah Arapoğulları, Erdal İrtem, Hüseyin Gazi Oğuz, Kahraman Şahin, Erkut Ersoy, Recep Gökhan Sipahioğlu, Oğuz Alparslan Abdülkadir, Raif Görüm, Hüseyin Görüm, Yaşar Arslanköylü, Tanju Okan, Muhammet Yüce, İlhan Göktaş, Atilla Aksu ve Asim Demir'in yakalandığı anımsatıldı.

    Yapılan aramalarda şüpheli Veli Küçük'te; "Ergenekon" dokümanının orijinali, Ergenekon terör örgütünün yapılanmasına ilişkin Tuncay Güney'den elde edilen dokümanların orijinal metinleri ile Tuncay Güney'de bulunmayan, ama Ergenekon terör örgütüne ait olduğu anlaşılan birçok örgütsel içerikli dokümanın ele geçirildiği belirtilen iddianamede, ayrıca aramalarda şüpheli Asim Demir'den 1 kuru sıkıdan bozma tabir edilen (6136 Sayılı Kanun kapsamında yasak nitelikli)
    tabanca, şüpheli Sami Hoştan'dan 1 ruhsatsız tabanca, 2 kuru sıkıdan bozma ruhsatsız tabanca, 2 şarjör 59 fişek, şüpheli Ali Yasak'tan 1 tabanca (eşi Sena Yasak üzerine kayıtlı ancak ruhsat süresi geçmiş), 2 şarjör ve 40 fişek, şüpheli Hüseyin Gazi Oğuz'dan 1 ruhsatsız tabanca, 1 şarjör, 10 fişek, şüpheli Raif Görüm'den 1 av tezkeresiz pompalı tüfek, 1 boş kovan, 9 av fişeği, şüpheli Emin Caner Yiğit'ten 1 ruhsatsız tabanca, 2 şarjör, 5 fişek, şüpheli Yaşar Arslanköylü'den 1 şarjör, 5 fişek, sustalı tabir edilen 18 santimetre bıçak, şüpheli Tanju Okan'dan 1 ruhsatsız tabanca, 1 şarjör, 8 fişek, şüpheli Recep Gökhan
    Sipahioğlu'ndan 55 fişek, 1 boş kovan ele geçirildiği bildirildi.

    İddianamede, bu kişilerden birçok örgütsel içerikli yazışma, CD ve el konulan bilgisayarlarda örgütsel içerikli belge, bilgi ve e-mail kayıtlarının bulunduğu anlatıldı.
     
    GİZLİ ASKERİ BİLGİLER

    Şüpheli Veli Küçük'ten ele geçirilen ve daha önce diğer şüphelilerden elde edilemeyen birçok farklı örgütsel içerikli belgenin bulunduğu belirtilen iddianamede, bu belgelerin hemen hemen bir çoğunun Ümit Oğuztan'dan elde edilen disketlerde de word belgesi olarak yer aldığına işaret edildi.

    İddianamede, şöyle devam edildi:"Şüpheli Kemal Kerinçsiz'in 'Büyük Güç Birliği' ve 'Büyük Hukukçular Birliği' isimli derneklerdeki görevleri Sevgi Erenerol'la arasındaki hiyerarşik örgütsel ilişki sebebiyle, bu derneklerin bulunduğu yerler
    ile birlikte Kadıköy'de bulunan Kuvayı Milliye Derneği (1919) ile diğer illerde bulunan şubelerinde de yapılan aramalarda, şüpheli Kemal Kerinçsiz'de örgütsel içerikli belgeler ile (Zafer kod) Muzaffer Tekin'den ve Fikret Emek'ten elde edilen gizli askeri bilgilerin CD'deki bilgilerin bilgisayarda üzerindeki gizlilik şerhleri kaldırılmak suretiyle yazdırılıp dosyalanmış halinin ve birçok örgütsel irtibatlarını gösterir bilgi ve belgeler ele geçirilmiştir."
     
    ŞOK SUİKAST VE CİNAYETLER...

    Şüpheli Paşa (kod) M. Fikri Karadağ ve Hüseyin Görüm'ün yönetimindeki Kuvayı Milliye Derneği (1919) etrafında örgütlenen grubun da Türkiye'de şok suikast ve cinayetler planladıklarının anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, şu görüşlere yer verildi:

    "Bu konuda yapılan telefon görüşmeleri ve daha sonra ifadesi alınan Coşkun Çalık'ın beyanlarından da bazı ünlü kişilerin öldürülmesiyle alakalı kendilerine örgüt tarafından bazı talimatlar verildiği ve taahhütlerde bulunulduğu, buradan da Ergenekon terör örgütünün amaçları içerisinde bulunan 'siyasileri dize getirmek için suikast yapılması' şeklindeki ilke kararının uygulamaya konulmaya çalışıldığı
    anlaşılmaktadır. Bu gruptan da iddianamemizin ilgili bölümlerinde ayrıntılı olarak belirttiğimiz birçok örgütsel içerikli belge, CD, fotoğraf ve bazı şüphelilerden ruhsatsız silahlar ele geçirilmiştir."
     
    FABRİKATÖR...

    Daha önce gözaltına alınıp tutuklanmayan ve teknik takiplerde şüpheli Güler Kömürcü ile irtibat halinde olup bu irtibatını diğer örgüt üyeleriyle devam ettiren Mehmet Zekeriya Öztürk'ün bilgisayarlarında da yine örgütçe alınmış bazı kararların ve provokatif eylemlere ilişkin belgelerin bulunduğu anlatılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

    "Daha önce bu şüpheliden elde edilen ancak kapak sayfaları bulunmayan bazı örgütsel içerikli belgelerin Veli Küçük, Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney'den çıkan örgütsel dokümanlarla aynı olduğu ve şüpheli beyanında bu belgeleri İşçi Partisine danışmanlık yaptığı dönemde aldığını beyan etmesi ve Veli Küçük'ten çıkan 'Fabrikatör' isimli belgenin içeriğinde Doğu Perinçek'in 'Fabrikatör' olarak nitelendirdiği, 'Fabrikatör' tanımının da Amerika'da olmayan olayları varmış gibi gösterip kamuoyunda bu tür yayın yapan kişilere bu adın verildiği ve bu konuda ayrıntılı bir çalışmanın yapıldığı ve Doğu Perinçek'in de Veli Küçük grubuyla irtibatlı olduğu, ayrıca 'Ulusal Medya 2001' isimli dokümanın Veli Küçük ve Ümit Oğuztan'tan çıktığı ve belge içeriğinde Cumhuriyet Gazetesi'nin reorganizasyonu, bu konuda İlhan Selçuk'la yapılan görüşmelerin açıkça ifade edilmesi ve Tuncay Güney'in bu konudaki beyanları üzerine de İlhan Selçuk'un da örgütle irtibatının bulunması sebebiyle bu şüpheliler hakkında da teknik takip kararları alınmıştır."
     
    CUMHURİYET GAZETESİ VE DANIŞTAY SALDIRISI
     
    "Ergenekon" davası iddianamesinde, "Dosyada elde edilen delillerin yapılan incelemelerinde, tüm şüphelilerin Ergenekon yapılanması altında değişik isim ve faaliyetlerle belirtilen kurum, dernek ve platformlar ile medya kuruluşlarında örgüt
    adına faaliyetlerde bulundukları anlaşılmıştır" denildi.

    İddianamede, İP Genel Merkezinde 3 adet ruhsatsız silah, birçok örgütsel içerikli doküman, Genelkurmay Başkanlığı ve değişik askeri şahıslar ile MİT Müsteşarlığına ait birçok gizlilik ibareli belgenin bulunduğu anlatıldı.

    Bu belgelerden, "çok gizli kopya" ibaresi bulunan ve İP karargah evlerinin anlatıldığı belgede, İP'in gizli bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri içinde örgütlendiği, örgütlenmenin ne şekilde yapıldığı ve irtibat kurulan askeri şahısların lojmanlarında patlayıcı maddelerin bulunduğu, bu yapılanmada irtibatlı olan şahısların isimlerinden telefon numaralarına kadar ayrıntılı olarak yazıldığının görüldüğü ileri sürülen iddianamede, bu belgeyle ilgili olarak Başbakanlık MİT Müsteşarlığına yazılan yazıya verilen cevapta, söz konusu belgenin "MİT Müsteşarlığı tarafından tanzim edildiği ve bu nüshanın Genelkurmay Başkanlığına
    sunulan nüshanın bir sureti olduğu"nun bildirildiği kaydedildi.

    NATO TESİSLERİNE SALDIRI EYLEM PLANLARI

    İddianamede, bu bilgi ve belgeler üzerine CD'lerde ismi yazan Nusret Senem, Hikmet Çiçek ve Hayati Özcan'ın örgütle irtibatlı oldukları ve telefon konuşmalarında da benzer örgütsel içerikli görüşmeler yaptıklarının anlaşıldığı vurgulanarak, örgütsel içerikli delillerin elde edilmesi amacıyla mahkemeden alınan arama kararlarına istinaden aramalar yapıldığı anlatıldı.

    Aramalarda, Hayati Özcan'ın İzmir'deki iş yeri ve ikametinde elde edilen CD'de, İzmir Şirinyer'deki NATO müttefik kuvvetlerine ait karargahta çalışan tüm görevlilere ait kimlik bilgileri, kimlik kartlarının renkli taranmış suretleri, çalışan tüm şahısların imzalarının dijital ortamda taranmış hali, binalar ile tesislerin resimleri ve NATO üst düzey komutanlarından bazılarının aile fertlerinin fotoğraflarının bulunduğu kaydedildi.

    İddianamede, "CD'de başka bilgi ve belgelerin de bulunduğu, NATO tesislerinin açık parkı önündeki dairenin kiralanması ve 6 aylık kirasının peşin ödenmesine ilişkin ibarenin yer aldığı anlatılarak, NATO tesislerine muhtemel bir sabotaj düzenlenmesine ilişkin patlama ve patlama sonrası yangın musluklarının nasıl devre dışı bırakılacağına kadar ayrıntılı hazırlanmış plan, kroki ve fotoğrafların bulunduğu, fotoğraflar üzerinde birçok işaretleme yapıldığı, güvenlik açısından
    zayıf yerlerin işaretlendiği, bu düzenleme ve projelerin 2007'nin Şubat-Mart aylarında yapıldığının anlaşıldığı" belirtildi.
     
    DANIŞTAY SALDIRISI VE OSMAN YILDIRIM'IN BEYANLARI

    İddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sırasında yapılan araştırmalarda, kamuoyunda Danıştay'a yönelik saldırıyla ilgili olarak Osman Yıldırım'ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ek ifadesi üzerine, Adalet Bakanlığından alınan izine istinaden, bu şüpheli ve dosyada bulunan deliller çerçevesinde Danıştay dosyası sanıkları ve "Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği" dosyası olarak bilinen dosyada tutuklu sanıkların
    olayla alakalı beyanlarının alınması için Ankara Sincan'daki cezaevine gidilip, ilgili şahısların beyanlarının alındığı anlatıldı.
     
    "Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ve Danıştay saldırısıyla alakalı olarak doğrudan doğruya Veli Küçük ve Muzaffer Tekin'in bu olayın planlayıcısı ve azmettiricisi oldukları yönündeki beyanlar dosyaya konuldu" denilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

    "Beyanı alınan sanıkların Danıştay dosyasında mahkum oldukları ve hükmen tutuklu bulundukları, alınan beyanların doğrudan Danıştay saldırısına ilişkin olayın perde arkası ve Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarıyla arasındaki irtibatlar üzerine olduğundan ve sanıkların eylemleri hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince bir hüküm tesis edilmiş olduğundan, alınacak ifadelerin yargılanmış sanıkların dosyadaki delil ve olayın işleniş şekline etki etmeyeceği, ancak orada gündeme gelmemiş konularla alakalı olması sebebiyle tanık sıfatıyla CMK'nın 48. maddesi de hatırlatılmak suretiyle alınmıştır. Rıza gösteren tanıkların beyanları alınırken anlatımları da kameraya alınmıştır. Bu husustaki
    tutanaklar ile kamera kayıt ve çözümleri dosyamıza eklenmiştir."

    İddianamede, Kuvayı Milliye Derneği ile irtibatlı olan ve aramalarda bulanamayan şüphelilerden Özer Korkmaz ve Ali Kutlu'nun bilahare yakalandıkları belirtilerek, Ali Kutlu'nun mahkemece tutuklandığı, örgütün tetikçiliğini yapmak üzere Muhammet Yüce'nin yönlendirmesiyle Fikri Karadağ ile irtibata geçmeye çalışan ve bu yönde dosyada deliller bulunan, iki ayrı suçtan hakkında yakalama kararı olan Selim Akkurt'un Erzurum'da cezaevinde hükümlü olarak yattığının tespit edilmesi üzerine, talimatla Erzurum'da ifadesi aldırılıp, Ergenekon terör örgütüne üye olmak suçundan çıkarıldığı mahkemece tutuklandığı kaydedildi.
     
    İddianamede, şüphelilerden elde edilen tüm doküman, bilgi, belge ve dijital verilerin teknik bilirkişilere inceletildiği ve bu konuda düzenlenen inceleme tutanakları ve raporların dosyaya eklendiği kaydedildi.

    ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERLERİNİN BEYANLARI

    İddianamede, "mafya bağlantılı çıkar amaçlı suç örgütü liderleri" başlığı altında, "Ergenekon" terör örgütü dokümanlarında bulunan "Mafianın Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu)" isimli doküman içeriğine göre şüpheliler Veli Küçük, "Zafer" kod adlı Muzaffer Tekin ve "Paşa" kod adlı M. Fikri Karadağ ile irtibatları bulunduğu ileri sürülen "Reis" kod adlı Sedat Peker, Semih Tufan Gülaltay, Mehmet (Hadi) Özcan, Yakup Kürşat Yılmaz ve Yaşar Öz'ün şüpheli sıfatıyla beyanlarının alındığı, yine dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre ismi
    geçen Alaattin Çakıcı, Nuri Ergin ve Vedat Ergin'in tanık sıfatıyla ifadeleri alınıp dosyaya eklendiği belirtildi.
     
    TANIKLAR VE GİZLİ TANIKLAR

    İddianamenin "tanıklar ve gizli tanıklar" bölümünde ise Cumhuriyet Başsavcılığına dosyada irtibatlı görülen birçok kişinin tanık sıfatıyla ifadesi alınmak için çağrıldığı, bazı kişilerin tanık olarak açıktan ifade vermelerine rağmen, bazı kişilerin ise örgütün tehlikeli olması ve can güvenlikleri endişesiyle gizli tanık olarak ifade verdikleri ve bazılarının da devlet tarafından tanık koruma programına alınmaları taleplerinde bulundukları ifade edildi.

    Bu şekilde ifadelerin alınıp dosyaya konulduğu kaydedilen iddianamede, gizli tanıklarla alakalı olarak da gizli tanık prosedürünün işletilip kimliklerinin ayrı olarak mühürlü zarflar içerisinde, saklanmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği belirtildi.

    İddianamede, son olarak, tanık beyanlarına göre Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları verdiği tespit edilen ve Muzaffer Tekin'in korumalığını yapan şüpheli Rasim Görüm'ün yakalanarak sevk edildiği nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi Hakimliğince sorgusunun ardından tutuklandığı dile getirildi.
     
    İddianamede, şüpheli Halil Behiç Gürcihan'dan elde edilen bazı bilgilerin Türk Silahlı Kuvvetlerine ait gizli bilgi ve belgeler olması ve dijital inceleme raporlarında ortaya çıkan bazı örgütsel irtibatları sebebiyle yeniden ev ve iş yerlerinde arama yapılıp ek ifadesi alınarak sevk edildiği nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi Hakimliğince sorgusunu müteakip tutuklandığı dile getirildi.

    İddianamede, yine Kuvayı Milliye Derneğinin 1919 üyesi olup silahlı eylem grubunda bulunduğu ileri sürülen Murat Çağlar'ın da ruhsatsız tabanca ile yakalanarak sorgusunun ardından tutuklandığı dile getirildi.
     
    Dosyadaki delillerle alakalı olarak devlete ait gizli bilgi ve belgelerin, ilgili kurumlara yazılan yazılara verilen cevaplara göre "gizlilik" dereceli olanların Adli Emanet Memurluğuna teslim edildiği, kişisel verilere ilişkin bilgi ve belgelerin ayrı bir dosya da toplandığı kaydedilen iddianamede, tüm silah ve patlayıcı maddelerin gerekli incelemelerinin yaptırılarak ekspertiz raporlarının dosyaya
    eklendiği, saklanması tehlikeli patlayıcı maddelerin imha yönetmeliğine uygun olarak imha edilip tutanaklarının dosyaya konulduğu, içinde suç unsuru bulunan bilgisayarların adli emanete aldırıldığı, suç unsuru içermeyenlerin ise imajı alındıktan sonra iade edildiği dile getirildi.
     
    İddianamede, "Dosyada elde edilen delillerin yapılan incelemelerinde tüm şüphelilerin Ergenekon yapılanması altında değişik isim ve faaliyetlerle belirtilen kurum, dernek ve platformlar ile medya kuruluşlarında örgüt adına faaliyetlerde bulundukları anlaşılmıştır" denildi.
     
    İLHAN SELÇUK'UN KENDİ EL YAZISI NOTU

    Ayrıca teknik takipte olmayıp İP binasında kaldıkları yerde ruhsatsız tabanca bulunan şüpheliler Mahir Cayan Güngör, Aydın Gergin ve Yusuf Tuncer'in de silahları ile yakalanarak gözaltına alındığı ifade edilen iddianamede, aramalar sonucunda şüpheli İlhan Selçuk'ta "kendi el yazısıyla yazmış olduğu, Oral Çelik'e yaptırılması muhtemel bir iş için 500 bin dolar teklif edilmesi ve bu konuda yapılan gizli bir toplantıya ait notların" ele geçirildiği öne sürüldü.

    İddianamede, şüpheli Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nda da "Kuvayı Milliye'nin tam teşkilatlanmasıyla alakalı olarak Ergenekon terör örgütü tarafından alınan kararlar gereği Milli Güç Birliği ve Kuvayı Milliye Hareketi'nin oluşturulması ve yapısıyla alakalı olarak 2. maddesinde, 'Kuvva-i Milliye hareketinin temel hedefinin, ulusalcı tüm güçleri kısa sürede bir çatı altında toplamak olduğu, bu amaçla en küçük birimler olan ve periyodik toplantılar yapan 8-10 kişilik (hücre yapılanması) çalışma grupları ile işe başlamak istedikleri, bu çalışma gruplarının hedeflerinin ve aktivitelerinin ulusalcı pek çok konuda fikirsel platformda çalışma yapmak ve zincirin halkalarını arttırmak olduğu, bu konuda ADD gibi sivil toplum kuruluşlarıyla direkt ve güçlü koordinasyonun şart olduğunu' belirten örgütsel içerikli belgelerin" bulunduğu kaydedildi.

    İŞÇİ PARTİSİ'NDE ELE GEÇİRİLEN CD'LER
     
    İşçi Partisi'nden elde edilen CD'lerin içerisinde "Yargı-Nusret Senem" isimli klasör bulunan CD içinde Yargıtay binasının ayrıntılı krokileri ve krokilerin açıklamasının yapıldığı metin belgesinin bulunduğu, belge içeriğinde Yargıtay binasının ana giriş çıkış, güvenlik ve aydınlatma zafiyetleriyle, güvenlik kameralarının bulunduğu noktalar ve güvenlik zafiyetlerinin ayrıntılı olarak anlatıldığı öne sürülen iddianamede, aynı CD içerisinde yüksek yargıda görev yapan birçok hakim ve savcılarla ilgili olarak kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine, hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgilerin kişisel veri olarak kaydedildiğinin tespit edildiği ifade edildi.

    İddianamede, partide ele geçirilen ve içerisinde "İzmir'den Hayati Özcan'dan gelen" isimli klasör bulunan CD içerisinde birçok askeri gizli bilgi ve belgelerin bulunduğu belirtilerek, aynı CD'de birçok gizlilik ibareli bilgi ve belgeler ile Ege Ordu Komutanlığınca hazırlanan muhasebe kayıtları ve harcamalara ilişkin gizli bilgi ve belgelerin bulunduğu tespit edildiği aktarıldı.
     
    SONUÇ BÖLÜMÜ
     
    Ergenekon davası iddianamesinde "Ergenekon terör örgütünün amacına ulaşabilmek için Danıştay suikastını gerçekleştirdiği gibi birçok suikastı da planladıgı ele geçirilen belgeler, iletişim tespit tutunakları, bir kısım şüpheli ve tanık beyanlarından anlaşılmıştır" denildi.
     
    İddianamenin "Örgütlenme Eylem ve Faaliyet Alanları" başlıklı bölümünde, örgüt belgeleri ve elde edilen delilerden, "Ergenekon terör örgütü"nün değişik alanlarda örgütlenmek ve taban oluşturmak için faaliyetlerde bulunduğu, örgütlenmeye masonik Bilderberg örgütü, Alman Nazi örgütlenişi, İngiliz istihbaratının örtülü örgütlenme modelleri ve bazı Avrupa ülkelerinin sivil toplum örgütlenişleri ile Doğu kaynaklı bazı istihbarat ve siyasal örgütlenmelerinin kaynaklık ettiği, buna göre yapılan örgütlenmenin tespit edilen faaliyetlerine yer verildi.
     
    İddianamenin bu bölümünde, yurtiçi ve yurtdışı örgütlenmeye yönelik faaliyetler, "Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızarak örgütlenme faaliyetleri, devlet içine sızarak yapılanma ve örgütlenme faaliyetleri, tüm sivil toplum kuruluşlan içinde örgütlenip, gizlice yönetme ve yapılanma faaliyetleri, medya ve yayın organlarının kontrol altına alınıp hakim güç olma faaliyetleri, kontrol altındaki medya kuruluşlarıyla dezenformasyon amaçlı faaliyetler, terör örgütü kurup yönetme ve terör örgütleriyle işbirliği yapılması faaliyetleri, sendikalar ve işçi örgütlerini tek merkezden yönetme faaliyetleri, üniversitelerde gençlik teşkilatlarıyla örgütlenme faaliyetleri, tüm kamu personeli ile siyasi kişiler hakkında istihbarat toplama faaliyetleri, sistemle barışık olmayanların örgüte alınması ve illegal kişileri örgüte alıp kullanma" şeklinde ifade edildi.
     
    Yine aynı bölümde, örgüte gelir getirici illegal faaliyetler "mafyanın konrol altına alınması, uyuşturucu ticaretinin kontrol altına alınması, kamu ve hazine arazilerinin illegal olarak satılması, bankalardan hackerler yoluyla para çalma, kimyasal silah üretim ve ticareti, hava kargo ticareti (kara para aklamak için), naylon dini içerikli vakıflar kurulması, naylon şirketler kurulması, insan kaçakçılığı ticareti ve sivil toplum kuruluşlan vasıtasıyla yardım toplama" olarak sıralandı.
     
    "Elde edilecek illegal gelirlerin aklanması" bölümünde, ticari şirketler, holdingler, ilaç kimya sanayi (NBC silahların üretimi için) ve özel güvenlik şirketlerinin kurulması ile Hazine arazileri üzerinde yeni organize sanayi alanları, yeni toplu konut alanlarının oluşturulmasından rant elde etmek, kargo ve taşımacılık şirketleri kurulması maddelerine yer verildi.
     
    Sanıkların telefon görüşmeleri, MSN ile yazışmaları, elektronik postaları, bu görüşmelere ilişkin beyanları, polis ve savcılık ifadelerine yer verilen iddianamede, gizli tanıklar da "Dilovası" ve "Deniz" gibi kod isimler, rakamlar ve alfabetik harflerle anıldı.
     
    VE SONUÇ...
     
    İddianamenin sonuç bölümünde de dosyada mevcut tüm delillerin değerlendirilmesi sonucu "Ergenekon terör örgütü" yapılanması adı altında oluşturulan örgütün bir çok alanda örgütlenmesini tamamladığı belirtildi.
     
    İddianamede "Örgütün yönetici kadrolarının toplumda ve devlet kademelerinde önemli görev ve mevkilerde bulunan kişilerden oluştuğu, amaçlarına ulaşmak için her türlü kanun dışı yolları kullanmayı prensip edindikleri, amaçlarına ulaşmak için gerekli silah mühimmat ve diğer malzemeleri kolaylıkla temin edebildikleri gibi devletin çok gizli belgelerini de ele geçirdikleri ve örgütün amaçları doğrultusunda kullandıkları, birçok şüphelide devlete ait gizli bilgi ve belgelerin bulunduğu ortaya konulmuştur" denildi.
     
    İddianamede, son olarak şu görüşlere yer verildi:
     
    "Bu açıklamalar doğrultusunda Ergenekon terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı halkı silahlı isyana tahrik ettiği gibi, cebir şiddet kullanmak sureti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebren ortadan kaldırmaya teşebbüste bulunduğu, amaçlarına ulaşmak için kontrolü altında bulunan medya ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla ülkede kaos ve iç çatışma ortamı oluşturmaya çalıştıkları, oluşacak gerginlik ortamından faydalanarak, görevde bulunan hükümetleri çalışamaz hale getirip, nihai olarak ordu içerisinde kendilerine destek vereceklerini umdukları askeri şahısların yardımı ile yönetimi değiştirmek amacıyla hükümeti yıkmaya teşebbüs ettikleri, dosyada mevcut Ergenekon terör örgütüne ait olan örgütsel içerikli dokümanlardan, suikast planlarından, telefon görüşmelerinden, toplu gösteri yürüyüşü ve protesto eylemlerinden açıkça anlaşılmıştır."
     
    İddianamenin sonunda, bir kısım şüpheliler hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bir kısım şüpheliler hakkındaki evrağın da ayrıldığı belirtildi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow