hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    "Yargı ve ordu tartışmanın içine çekilmek istendi"

    Yargı ve ordu tartışmanın içine çekilmek istendi
    expand

    CHP lideri Deniz Baykal, "Siyasetin dışında tutulması gereken yargı ve silahlı kuvvetler gibi kurumlar son zamanlarda ağır suçların hedefi durumuna getirildi. Tartışmanın içine çekilmek istendi" dedi.

    Ziyaret ve açılışlar için Antalya'ya gelen Deniz Baykal, partisinin Kemer ilçe başkanlığını ziyaretinde, basın mensuplarıyla sohbet etti.
     
    CHP lideri, yargı ve silahlı kuvvetlerin tartışmanın içine çekilmek istendiğini savundu.
     
    Baykal, "Üstelik hiç de hukuka saygılı ve demokratik olmayan yöntemler kullanılarak bu gerçekleştirilmek isteniyor. Gerçek dışı haberler üretiliyor. Yapay suçlamalar yaratılıyor ve sistematik bir yıpratma kampanyası, yargıya ve silahlı kuvvetlere karşı yürütülüyor. Bir çeşit psikolojik savaş açılmış durumda. Bu kabul edilebilir ve sürdürülebilir bir durum değil" dedi.
     
    Türkiye'nin, içinde bulunduğu süreci aşması gerektiğini, herkese bu konuda görev düştüğünü belirten Baykal, "Türkiye'yi krizden kurtarmak, bir müteahhide, taşerona havale edilecek bir iş değildir. Türkiye'nin krizden kurtuluşunu bir taşerona verip, bir proje ortaya koyup, bunu gerçekleştiremezsin. Bu devredilebilir bir sorumluluk değildir. 70 milyonun her biri, Türkiye'nin krize sürüklenmesinden kendisini sorumlu sayıp, kurtulması için kendisine görev düştüğünü bilmelidir" diye konuştu.
     
    CHP lideri, sözlerine, "Yeni bir Türkiye kurmalıyız, bunu da belli temeller üzerinde anlaşarak kurmalıyız. Bu temellerden biri de herkesin inanç, ibadet, hak ve özgürlüğüne mutlak saygı gösterilirken, devletin inanç tartışmasının dışında işlemesidir" dedi.
     
    "Türkiye'nin siyasi rotasını değiştirme mücadelesi"
     
    Hükümetin, anayasanın değiştirilemez maddeleriyle ilgili düzenlemeler yaparak ciddi tartışmalara ve kriz ortamına neden olduğunu dile getiren Baykal, "Bazı çevreler, umutsuzluktan kaynaklanan hırçınlık anlayışı içindeişleri bu noktaya getirdiler. Türkiye'de hukuk, siyaset ve demokrasi işleyecek. Umut ediyorum, Türkiye'de bu sorunların anayasamızdan kaynaklanmadığı, demokrasimizin özüyle ilgili kabul edilebilir bir ihtilafın da olmadığı görülecektir. İhtilaf, Türkiye'nin siyasi rotasını değiştirme mücadelesinden kaynaklanmaktadır" diye konuştu.
     
    Baykal sözlerine, "Bu mücadeleyi açanların, bunun yanlış olduğunu görmeleri gerekir. Bunu açmış olanlar şimdi yanlışı görmüyorlarsa ve öz eleştiri yapıp bunu göremeyeceklerse, umut ediyorum gelecekte onların yerlerini alacaklar bunu göreceklerdir,görmelilerdir" diye devam etti.
     
    Siyasette samimiyet ve dürüstlüğe ihtiyacın olduğunu, herkesin düşündüğünü ortaya koyması gerektiğini vurgulayan Baykal, Türkiye'de bu konularda ciddi tereddüt olduğunu savundu.
     
    Laiklik konusunun da ülkeyi yöneten siyasal kadrolar tarafından içtenlikle ve dürüstlükle paylaşılmadığını öne süren Baykal, "Bazen hissettirilen, bazen yokmuş gibi götürülüp perde arkasındanşekillendirilmek istenen bir mücadele yürütülmek isteniyor. Türkiye'nin bu mücadeleyi aşması lazım" şeklinde konuştu.
     
    "Humeyni'yi Atatürk'e tercih etmek..."
     
    Türbanlı bir genç kızın "Atatürk'ü sevmiyorum, Humeyni'yi seviyorum" sözlerine de dikkati çeken Baykal, şöyle konuştu:
     
    "Humeyni'yi, Atatürk'e tercih ediyor. Bunu çok haklı bir tercih duygusu içinde ifade ediyor. Bu bir siyaset çizgisinin gözden kaçırılmaması gereken bazı yönlerini bize gösteriyor. Türkiye'de sorun sadece türban sorunu değildir, laiklik sorunu değildir. Bu konuda iddia sergileyenlerin bir kısmı, Türkiye'nin bağımsız bir cumhuriyet olmasını bile içlerine sindirmiş değildir. Milli mücadeleyi içlerine sindirememiş olan genç kuşaktan insanların ortaya çıktığına tanık oluyoruz.
     
    Bunları nerelerde eğitiyoruz? Bu çok ciddi bir sorun. Bu konular bizi açmazlara getiriyor. Türban diyorsunuz, arkasından ülkenin bağımsızlığına kadar giden bir anlayış ortaya çıkıyor. Türban konusunda bir talep ortaya koyan, bir bakıyorsunuz (bağımsızlık da olmayabilir) diyor. Bu bizim milli mücadelede yaşadığımız tablo gibi. Damat Ferit de aynı şeyi söylüyordu. Saklanarak, gizlenerek ve başka konuları gündeme getirerek demokrasi ve türban denilerek bir başka kavga mı götürülüyor?"
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow