hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    23 Nisan özel oturumuna Büyükanıt katılmadı

    23 Nisan özel oturumuna Büyükanıt katılmadı
    expand

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de izlediği TBMM Genel Kurulu'nun 23 Nisan özel oturumuna Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile kuvvet komutanları katılmadı.

    TBMM'nin açılışının 88'inci yıldönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayasıyla Genel Kurul'un özel oturumu, 1 saat 45 dakika sürdü.
     
    Meclis'te grubu bulunan ve temsil edilen siyasi parti liderlerinin konuşma yaptığı birleşimde, İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından ilk sözü TBMM Başkanı Köksal Toptan aldı.
     
    Toptan'ın ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, DSP adına Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras birer konuşma yaptı.
     
    Toptan, Uras'ın konuşmasınınardından birleşimi yarın saat 15.00'de toplanmak üzere kapattı.

     
    Özel oturumu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendisine ayrılan locadan izledi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile kuvvet komutanları gelmediği için kendilerine ayrılan loca boş kaldı.
     
    Özeloturumu, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Sayıştay Başkanı Mehmet Damar,Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, yabancı misyon şefleri, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, eski milletvekilleri, bazı sivil toplum örgütü temsilcileri ile bürokratlar izledi.
     
    CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın konuşmasına, bazı AK Parti'li milletvekilleri tepki gösterdi. Bazı AK Parti'li milletvekilleri,Baykal'ın konuşmasının bitiminde yerine otururken, "yuh" çektikleri duyuldu.
     
    Özel oturumda siyasi parti liderleri günün anlam ve önemine ilişkin yaptığı konuşmalar şöyle:
     
    BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
     
    Başbakan Erdoğan, bugün hala 80 yıl önceki ezber üzerinden siyaset yapanların, ne yazık ki milletin yaşadığı büyük değişim ve gelişmenin hem dışında, hem de çok gerisinde kaldığını belirtti, "Umuyorum onlar da yakında, Türkiye'nin artık, o eski Türkiye olmadığını anlayacaktır" dedi.
     

     
    Erdoğan, TBMM'nin kuruluşunun 88'inci yıldönümü dolayısıyla özel gündemle toplanan Genel Kurul'da yaptığı konuşmaya, "Bu Meclis, millet iradesinin tecelligahıdır. Bu Meclis, Kurtuluş Savaşımızın karargahıdır. Bu Meclis, Atatürk'ün riyasetinde Cumhuriyetimizin kurucusudur. Nihayet bu Meclis, demokrasimizin kalbidir" sözleriyle başladı.
     
    Başbakan, "TBMM, Türkiye'yi bugünlere taşıyan, Türkiye'yi dimdik ayakta tutan, demokrasimizi yaşatan iradedir. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin, Türk halkının yüce iradesidir" diye konuştu.
     
    "Atatürk, milletten başka kimseden yetki almamıştır"

    Başbakan, "Atatürk, milletten başka kimseden yetki almamıştır. Egemenliğin de siyasi temsil yetkisinin de meşruiyetin de kaynağı, millet olmuştur. Bugün Cumhuriyetimizin çağdaşlaşma hedeflerine daha yakınsak, bu başarıda en büyük pay, kurulduğu günden bugüne kadar milletimizin değişim iradesini hayata geçiren, tarihi reformlara, cesur kararlara imza atan yüce Meclisimizindir" dedi.
     
    Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri
     
    Başbakan, "Cumhuriyetimizin niteliklerinin halkımızca yeterince sahiplenilmediği yönündeki iddialar, milletimizin devletine ve Cumhuriyetine olan sadakatini tartışmalı hale getirmek anlamını taşır" şeklinde konuştu.
     
    "Demokrasi, laiklik, hukuk devleti ve sosyal devlet anlayışları birbirinin tamamlayıcısı mahiyetindedir, mütemmim cüzü durumundadır. Bunlar arasında ayrım yapmak, bu bütünlüğü sulandırmaya çalışmak doğru değildir" diyen Başbakan, "İşleyen bir demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, hukuk devleti anlayışının hakim olması, çağdaşlığın en önemli tezahürüdür" ifadelerini kullandı.
     
    "Demokrasinin yerine konulabilecek yönetim tarzı yok"
     
    Erdoğan, çağdaş dünyada demokrasinin yerine konulabilecek bir yönetim tarzının olmadığını da belirtti ve "Demokratik siyaseti gözden düşürmeye yönelik her türlü girişim, çağdışı bir anlayışın ürünü, beyhude bir çaba olarak kalacaktır" dedi.
     
    Başbakan ayrıca, "Bu umutla 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, dünyanın bütün çocuklarına barış ve mutluluk getirmesini diliyor, bu bayram vesilesiyle dünyanın dört bir yanından ülkemize gelen bütün çocukları sevgiyle selamlıyorum. Sözlerime son verirken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün istiklal kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyorum" ifadelerini kullandı.
     
    Başbakan Erdoğan'ın konuşması AK Parti milletvekillerince ayakta alkışlanırken, "Bugün hala 80 yıl önceki ezber üzerinden siyaset yapanlar, ne yazık ki milletimizin yaşadığı büyük değişim ve gelişmenin hem dışında, hem de çok gerisinde kalmıştır" şeklindeki sözlerine CHP milletvekilleri "kim onlar" diye tepki gösterdi.
     
    MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ:
     
    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuşmasında 'milli kimliği sahiplenme' çağrısı yaptı, "Sahiplenmeyenleri tarih affetmez" diye konuştu.
     
    Bahççeli, bazı milletvekillerinde, bağımsız ve milli karar verebilmeleri noktasında, içten ve dıştan gelen etkilerle bir tereddüt varsa, kendilerine gerekli olan milli bilinç, cesaret ve inancın kaynağının, 1920'li yılların hatıraları ve eserlerinde aranması gerektiğini belirtti.
     
    TBMM'nin kuruluşunu doğuran gelişmelerin, tesadüf sonucu olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Meclis, dönemin ümit kırıcı şartları altında, Atatürk gibi bir dehanın Samsun'dan itibaren adım adım getirdiği ve geliştirdiği bir yöntemin eseridir" dedi.
     
    "Ne üzücüdür ki, aradan geçen 88 yıl sonra Türkiyemiz, uluslararası baskılar karşısında milli kimliğimizin ve saygınlığımızın, vatan sathında ise bin yıllık kardeşliğimizin özenle korunması gereken, hassas bir dönemin sancıları ile karşı karşıyadır" görüşünü dile getiren Bahçeli, Türkiye'nin sürüklendiği bu açmazdan kurtarması gereken yegane kurumun, yine TBMM ve onun üyeleri olacağını belirtti.
     
    Bahçeli, "Aksi takdirde, bu durumu farkına varmasına rağmen sahiplenmeyenleri ve ihmal edenleri, bilinmelidir ki tarih ve millet unutmayacak ve asla affetmeyecektir. İhtiyaç sahiplerinin, tarihin şerefli sayfalarına dönüp bir defa daha bakmalarını ve mutlaka ibret almalarını tavsiye ve istirham ederim" dedi.
     
    MHP lideri, "Bundan 88 yıl önce olduğu gibi, çözümün de çarenin de kaynağı asla yabancı başkentler değil, yalnız ve yalnız Başkent Ankara ve yüce Meclis çatısının altıdır. Bu itibarla TBMM, yalnızca yasama yetkisine haiz bir kurum olarak görülmemelidir" diye konuştu.
     
    DTP GRUP BAŞKANI AHMET TÜRK:
     
    DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, "Ulusal egemenliğin demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir düzen içinde tesis edilmesi; 23'üncü Dönem Meclisimizin önünde duran en öncelikli etik ve vicdani görevdir" dedi.
     
    Türk, "Birinci Dönem Meclisimizde ve 1921 Anayasamızda, Atatürk'ün "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözü, özüne uygun bir şekilde uygulanmaya ve kurumsallaştırılmaya çalışılmıştır. Ne var ki 1924 Anayasası ve Takriri Sükun ile birlikte, Meclis'in iradesine rağmen başlayan antidemokratik ve otoriter dönemde, farklı kimliklerin inkarı ve asimilasyonu, eleştirel düşünceler ve örgütlenmelerin tasfiye edilmesi ve inançlara yönelik baskıcı tutumu ile bu felsefeden adım adım uzaklaşılmıştır" dedi.
     
    "Milletin iradesine yapılan bu ilk müdahale, tarihçilerimizin gün geçtikçe daha somut belgeler ve yorumlarla ortaya koydukları gibi, Meclisimize ve Cumhuriyetimize karşı yapılan büyük bir komplodur" diyen Türk, "Hakikaten bu dönem, bütün bilinmeyen ve karanlıkta kalan yönleriyle, 23'üncü Dönem Meclisimiz tarafından açığa çıkarılmayı ve aydınlatılmayı beklemektedir" diye konuştu.
     
    "İttihatçı ve statükocu zihniyet, sınırlı düzeydeki demokratik yapının içinde de gömülü olduğundan dolayı, türlü entrikalarla dolu darbe siyaseti kültürü, bu dönemde de devam etmiştir" diyen Türk, 27 Mayıs 1960 darbesi, 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, 1990'lı yılların düşük yoğunluklu savaş konsepti ile birlikte DEP'in kapatılması ve arkadaşlarıyla birlikte dokunulmazlıklarının kaldırılarak hapse atıldığı dönem, 28 Şubat 1997 muhtırası ve son olarak da 27 Nisan 2007 muhtırasının yaşandığını anımsattı.
     
    "Sorunların çözüm yerini TBMM olarak görüyoruz" diyen Türk, "Biz sorunların çözümünü dışarıda aramıyoruz, ABD'de aramıyoruz. İç dinamiklerimizle sorunlarımızı çözebileceğimize inanıyoruz. Sevgiyle kucaklaşmış, halkımızı görmek istiyoruz. Şiddetin, acının yaşanmadığı süreci görmek istiyoruz" ifadesini kullandı.
     
    DSP:
     
    DSP Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı, egemenliğin devletle birlikte var olan bir kurumsal güç olduğunu belirterek, "23 Nisan 1920'de bizim de benimsediğimiz ulusal egemenlik ilkesi, devletimizin en temel özelliğini oluşturmaktadır" dedi.
     
    Pazarcı, "Ulusal egemenliğin anlamını ve ona dayanarak kullanılan yetkilerin niteliklerini ve sınırlarını iyi anlar ve uygularsak toplumumuzda meydana gelen kutuplaşmaları daha kolay önleyeceğimize inanıyoruz. 23 Nisan'ın ülkemizde yalnızca padişahlığa karşı ulusal egemenlik ilkesinin hayata geçirilmesi ile kalmaması ve ayrıca çocuk bayramı olarak da kutlanması anlamlıdır" ifadesini kullandı.
     
    Pazarcı ayrıca, çalışan çocukların çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve olabildiğince mesleki ve teknik öğrenim gördükten sonra çalışmay abaşlaması yönünde daha büyük çaba gösterilmesi gerektiğini düşündüklerini belirtti.
    "Özürlü çocukların koşullarının iyileştirilmesi bir başka önemli hedefimiz" diyen Pazarcı, sokakta yaşayan çocukların da olumsuz koşullardan kurtarılması için daha büyük çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
     
    Hüseyin Pazarcı, çocukların aile içi ve dışı şiddet görmelerine kesinolarak son verilmesi yolunda devletin bütün olanaklarının kullanılması gerektiğinin de önemle altını çizdiklerini belirtti.
     
    ÖDP LİDERİ UFUK URAS:
     
    ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, "Demokrasisiz cumhuriyet de laiklik de olmaz" dedi.
     
    Türkiye Cumhuriyeti'nin, 20'nci yüzyılın ilk çeyreğinde, bir imparatorluğun enkazı arasından yükselerek, çok dinli, çok dilli, çok kültürlü, çok kimlikli ve çok sorunlu bir coğrafyada kendine yer açtığını ifade eden Uras, bağımsızlık ve demokrasi kulvarında dünyayı hem etkilediğini hem de önemli ölçüde gelişmelerden etkilendiğini belirtti.
     
    Osmanlıİmparatorluğu'ndan önemli ama bir o kadar da sorunlu bir miras devralındığını, sorunların hala çözülemediğini anlatan Ufuk Uras, "Bugün Türkiye'de yaşanmakta olan siyasal kriz de hala bu sorunların günümüzdeki yansımalarından kaynaklanmaktadır" diye konuştu.
     
    ÖDP Genel Başkanı Uras, laiklik konusunda hala ortak normlarda buluşulamadığını ifade ederek, devlet işleri ile inanç uygulamaları arasında olması gereken mesafenin iktidardan iktidara değiştiğini söyledi.
     
    İfade özgürlügü ve 301’inci maddeye de değinen Uras, "Kürt ve Alevi yurttaşlarımızın kültürel hakları, insanlık tarihinin bu konudaki kazanımlarına denk gelecek şekilde düzenlenmelidir" dedi ve "Yapılacak demokratik düzenlemeler Türkiye Cumhuriyeti'ni zayıflatmaz; tam tersine bağımsızlığın da egemenliğin de demokrasinin de Cumhuriyetin de güçlenmesine yol açar. Herkesin, 'Gönüllü yurttaş' olmasını sağlar. Bir arada yaşama iradesini güçlendirir" diye konuştu.
     
    BBP LİDERİ MUHSİN YAZICIOĞLU:
     
    BBP Genel Başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu, "Dün işgal devletleri topla, tüfekle, süngüyle paylaşmak için gelmişlerdi. Bugün de ekonomiyle, siyasetle, hayali vaatlerle ülkemizi işgal ve parçalamaya çalışmaktalar" dedi.
     
    "Tarihi süreç değişik senaryolarla ve farklı araçlarla devam etmektedir ve edecektir" diyen Yazıcıoğlu, "En önemlisi bize Sevr'i dayatan ve başaramayanlar şimdi asimetrik savaşla bu sonuca ulaşmak istemektedirler. Bölücü terörü bir araç olarak kullanıyorlar. PKK asimetrik savaşta koçbaşı olarak kullanılan bir terör örgütüdür" ifadesini kullandı.
     
    BBP lideri, "Terör örgütünün hedefi asla Kürtlerin haklarını savunmak değildir. Biz Kürdüyle-Türkmeniyle doğulusu-batılısıyla biriz ve beraberiz. Ortak sorunlarımız var ve onu demokrasi içinde çözeriz. Bugün göçün, işsizliğin, istikrarsızlığın, belli yörelerde yatırım, eğitim ve hizmet yokluğunun sebebi terör örgütüdür" dedi.
     
    Mustafa Kemal Atatürk'ün Meclisi açarak, egemenliği kayıtsız şartsız milletin kendisine verdiğini, sorumluluğunun emanetini de çocuklara teslim ettiğini anımsatan Yazıcıoğlu, "Canıyla, kanıyla kurduğu cumhuriyeti ve devleti çocuklara emanet eden bir başka millet yoktur. Bizler de bugünlerden çocuklarımıza emanet ediyoruz. Ancak çocuklarımıza daha güçlü Türkiye, tertemiz bir çevre, yaşanabilir doğa, demokrasiyle taçlanmış ve borçsuz bir devlet bırakmak zorundayız" diye konuştu.
    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow