"ÜAK'ın bildirisi mini 28 Şubat süreci gibi"
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tunca Toskay, Üniversitelerarası Kurul üyelerinin dün yayımladığı türban bildirisini "Mini 28 Şubat süreci' olarak değerlendirdi.
Kurulun bildirisini eleştiren Toskay, "Cumhurbaşkanlığı'nda bir numaralı protokol masasında başı türbanlı birinin oturması mı laikliği daha çok rencide ediyor yoksa üniversite kapısında 'ben okumak istiyorum' diyen bir kızın içeri girmesini sağlamak mı?" diye sordu.
Toskay, Türkiye'nin artan bir gerginlik ortamına girmemesi için bu konuda yorum yapmayacaklarını ve tartışmalara girmeyeceklerini, ancak bildiri açıklayanlardan kendilerine herhangi bir çözüm önerisi gelmediğini ifade etti.
Bugünkü ortamı "mini 28 Şubat süreci" gibi algıladığını belirten Tunca Toskay, "O zaman (28 Şubat) da müdahil olmamıştık. Bunu düzenleyenlerle bu konuda çarpışanlar arasında hiç olmadık, bugün de olmayacağız" dedi.
MHP'li Toskay, türban düzenlemesiyle ilgili olarak, "Biz bunun sonuçlarına razıyız, biz ne yaptığımızı biliyoruz, maliyetini de ödemeye hazırız, hasadını da yapacağız" diye konuştu.
"Siyaset anlayışımız 15 günde değişmedi"
"Kadınların başının örtülmesi meselesinde partisinin yaklaşımının yeni olmadığını" belirten Toskay, "MHP'nin son 15 günde güncelleşen siyaset anlayışı, son 15 günde ortaya çıkmış olan bir şey değil. 1999 yılından bu yana 'hizmet alan-hizmet veren' ayrımı yapılarak bu sosyokültürel problemin Türkiye'nin gündeminden çıkarılmasını MHP temel olarak benimsemiş vaziyettedir" dedi.
Türkiye'de belli bir siyasi eğilimi temsil eden partilerin, 1970'lerden bu yana, bu konuyu devamlı olarak bütün siyasi atmosferlerde ve platformlarda işleyerek istismar ettiklerini ve kendilerine avantaj sağladıklarını savunan Toskay, bu haksız rekabetin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Toskay konuşmasına şöyle devam etti:
"Bizim endişemiz şu; eğer bugün türban meselesi Anayasa paketi dışında çözülmezse, AK Parti Anayasa'da yapacağı köklü bir değişiklik paketinin içinde türbanı kendine göre tanımlayarak, bu çözüm önerisini bu paketin içine yerleştirir. Yerleştirdikten sonraki süreç şöyle olur: Bu, TBBM'ye gelir; biz ve bizim gibi düşünen siyasi partiler bu paket içinde yer alacak terör örgütünün isteklerine cevap verebilecek isteklere şiddetle karşı çıkarız.
Oylama yapılır, 367'nin altında bir oyla bu Anayasa paketi Meclis'ten geçer. Bazı partiler de destek olabilir bu paketin geçmesine. Bundan sonra ne olacak? Bu paket, referanduma sunulur. Eğer türban meselesi bu paketin içinde yer alırsa, Türk toplumu ve Türk milleti bu Anayasa'nın kendi başına getireceği tehlikelerin hiçbirini tartışamaz.
Benim tabirime göre -ki bu tabir bana ait- Anayasa paketini türbana sararlar, 'Bu Anayasa'ya 'evet' diyenler türban sorununu çözeceklerdir. 'Hayır' diyenler de türbana karşı olanlardır' derler ve Türkiye'yi yüzde 65/35 bölerler. Türkiye'nin bölünme riskini içinde barındıran bu Anayasa paketi, aynı 'Müslüman cumhurbaşkanı seçtik mi seçmedik mi' diye, 22 Temmuz'daki seçim gibi halkın oylarıyla geçer.
Ondan sonra hiç kimse Türkiye'nin ikinci bir resmi dilinin olmasına, eyalet sistemine geçmesine gıkını çıkaramaz. Çünkü referandumla halk tarafından oylanmış olur. MHP olarak biz bu tehlikeyi de bertaraf etmek için bunun Anayasa paketinden evvel düzenlenmesi taraftarı olduk."
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Dikkat! Rapor güncellendi: Meteoroloji'den 3 il için sarı ve turuncu kodlu alarm!
Çocukluk hayali 87 yaşında gerçek oldu! Cübbe giyip dava yönetti
Muğla'da zincirleme kaza! İki araç alev aldı: Yaralılar var...
Bedelli askerlik yerleri 2025 sorgulama tarihi: Bedelli askerlik yerleri ne zaman belli olacak, hangi gün?
5 ay evli kaldı, 2 yıldır boşanamıyor