Avustralya'nın yeni lideri Kyoto'yu imzaladı

Avustralya'daki seçimlerin galibi İşçi Partisi lideri Kevin Rudd, ülkenin 26'ncı başbakanı olarak yemin ederek göreve başladı ve ilk icraat olarak Kyoto Protokolü'nü imzaladığını duyurdu.
Muhafazakar Parti'nin lideri John Howard'ın 11 yıllık iktidarına son veren Rudd, kendisinden önce başbakan olarak görev yapan liderin siyasetinin tersine hareket edeceğine söz verdi.
Rudd, yemin eder etmez sözünü tuttu, hükümetinin ilk icraatı olarak da sera etkisi yaratan gazların atmosfere salımına kısıtlamalar getiren Kyoto Protokolü'nü imzaladığını duyurdu.
Kevin Rudd, "Bu, Avustralya'daki yeni hükümetin iklim değişikliğiyle mücadele etmeye bağlılığını göstermektedir" dedi.
Rudd, söz verdiği değişiklikler arasında, ABD'nin etkisiyle önceki hükümet tarafından imzalanmayan Kyoto Protokolü'nün imzalanmasını da sayıyordu.
Avustralya Başbakanı, Irak'ta görev yapan 550 kadar askerin 2008 ortasına kadar çekileceğini de duyurdu.
"Türkiye'de Protokol'ü imzalamanın nasıl olacağı tartışılıyor"
Bölgesel Çevre Merkezi (REC Türkiye) İklim Değişikliği Proje Yöneticisi Yunus Arıkan, "Türkiye'nin tartışması, Kyoto Protokolü'nü imzalayıp imzalamamak değil. Protokolü imzalamanın zamanlaması, nasıl olacağı tartışılıyor" dedi.
Arıkan, "Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü'nün, sürdürülemez yaşam kalıplarının önündeki ilk ve en güçlü adım olduğunu" belirterek, Kyoto Protokolü'nün 2012'den sonra geliştirilecek, eksiklikleri giderilecek bir ruhu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bugün protokole taraf olması durumunda, 2012 yılına kadar herhangi bir yükümlülüğünün olmayacağını belirten Arıkan, "2012 sonrasında ise mutlaka bir yaptırım olacak ama Ek-b listesi dışında bir liste oluşturulabilirse ki bunun için Kore, Meksika gibi ülkelerin adı geçiyor, Türkiye şunu savunabilecek: 'Ben daha esnek hedefler alarak,hem kalkınmama devam edip, hem de çevreyi koruyabilirim"' diye konuştu.
Arıkan, Türkiye'nin Kyoto Protokolü için hiçbir zaman söz vermediğini, bu anlamda ABD ve Avustralya'dan farklı konumda olduğuna dikkat çekerek, "Türkiye, 'Kyoto iyi bir şeydir, yeter ki bizim konumumuz doğru tanımlansın' diyor" dedi.
Türkiye'nin Kyoto Protokolü'ne katılma yönündeki tartışmalarını en üst düzeyde yürüttüğünü hatırlatan Arıkan, "Türkiye'nin tartışması, Kyoto Protokolü'nü imzalayıp imzalamamak değil. İmzalamamak gibi bir senaryosu yok Türkiye'nin. Protokolü imzalamanın zamanlaması, nasıl olacağı tartışılıyor. Kyoto Protokolü, 2013 sonrasında yeni ülkelerle genişleyecekse, ilk ülkeler arasında Türkiye gelecek" diye konuştu.
Arıkan ayrıca, "Türkiye, AB müzakerelerini Kyoto paralelinde yürütebilirse, karşılıklı fayda sağlanır. Bu, Türkiye'nin hem AB müzakere sürecini olumlu etkileyecek hem de Türkiye ile başlayacak yeni süreç, Kore ve Meksika gibi ülkelerin de sürece katılmasına destek olacak. Böylelikle Türkiye, protokolün uluslararası alandaki yönüne de katkıda bulunacak" dedi.
Sözleşme ve Protokol hakkında
1992 yılında Rio De Janeiro'da kabul edilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe girdi.
Atmosferde tehlikeli bir boyuta varan insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının, iklim sistemi üzerindeki olumsuz etkisini önlemeyi ve belli bir seviyede durdurmayı amaçlayan Sözleşmeye ek olarak kabuledilen Kyoto Protokolü ise Aralık 1997'de Japonya'nın Kyoto şehrinde görüşüldü, 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girdi.
BM Çerçeve Sözleşmesi kapsamında alacakları yükümlülüklerin belirlenmesi nedeniyle ülkelerin yer aldığı ekler, sözleşmenin en kritik ve önemli ayrıntılarından biri olarak değerlendiriliyor.
Sözleşme metni ve eklerinin yazıldığı dönemde uluslararası alanda Doğu Bloku'nun yıkılması ve Varşova Paktı'nın dağılması gibi tarihi süreç göz önüne alınarak Ek-1, Ek-2 ve Ek-1 dışı olarak 3 temel ülke grubu tanımlandı.
Türkiye, OECD üyesi olması nedeniyle başlangıçta sözleşmenin Ek-1 ve Ek-2 listesinde yer alıyordu. Kendi gelişmişlik düzeyini koşul olarak göstererek itiraz eden Türkiye'nin özel koşulları 2001 yılında tanındı ve isminin Ek-1'de kalıp, Ek-2'den silinmesine karar verildi.
Kyoto Protokolü'nün Ek-b listesi ise Sözleşmenin Ek-1 listesinde yer alan taraf ülkelerden oluşuyor. Ek-b ülkeleri, protokol kapsamında sınırlama getirilen altı sera gazı toplam emisyonlarını, 2008-2012 döneminde 1990 yılı seviyesinin en az yüzde 5 altına indirmeyi taahhüt ediyorlar.
Ek-1 dışı ülkeleri ise emisyonları indirme zorunluluğu olmayıp, gönüllülük esasına göre sera gazlarını azaltabilecek. Protokolün imzaya açılması safhasında sözleşmeye taraf olmayan, ancak Ek-1 listesinde yer alan Türkiye, Ek-b listesinde yer almıyor.
Kyoto Protokolü nedir?