hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    MESAM'daki istifaların perde arkası

    MESAMdaki istifaların perde arkası
    expand

    Besteci ve yorumcu İlhan Şeşen, Türkiye Musiki Eserleri Sahipleri Meslek Birliğinden (MESAM) ayrılmalarına ilişkin, "Biz kimseyi suçlamıyoruz. MESAM görevini yapmadığı ve haklarımızı alamadığı için istifa ettik. Amacımız, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Şeşen'in de aralarında bulunduğu bazı sanatçıların MESAM'dan ayrılarak, Musiki Eseri Sahipleri Grubuna (MSG) üye olacağına ilişkin bugün bazı yayın organlarında haberler çıkması üzerine tartışmalar yaşanınca, Şeşen, Suat Suna, Fatih Erkoç ve Sinan Erkoç'un da yer aldığı bir grup sanatçı, The Plaza Otel'de basın toplantısı düzenleyerek, ayrılmalarının nedenlerini anlattı.

    İlhan Şeşen, "MESAM yöneticilerinin işlerini yapmadıklarını, bu nedenle haklarının gasp edilmekte olduğunu" ifade ederek, istifa etmemek için uzun süre dayandığını dile getirdi.

    "MESAM ile artık bu iş olmaz. Yönetim kötü, üye profili kötü" diyen Şeşen, MESAM'dan MSG'ye geçip, uygar bir yönetim altında haklarının alınmasını istediklerini kaydetti.

    Yıllardır MESAM ile MSG'nin birleşmesini istediklerini, ama bunun mümkün olmadığını söyleyen Şeşen, "Eğer birleşemiyorsak, o zaman rakibiz. Biz haklarımızı elde etmek istiyoruz" diye konuştu.

    İlhan Şeşen, MESAM'ın geçen 2 seçiminde yönetim kuruluna seçildiğini, ancak bir şeyler değişmediği için istifa ettiğini belirterek, "MESAM'ın içinde kokuşmuş bir organizma var. Onu temizlemek mümkün değildi" dedi.
     
    İstifa etmelerinin tek nedeninin, "aslında hak ettikleri telif paralarını alamamak" olduğunu söyleyen Şeşen, "Biz kimseyi suçlamıyoruz. MESAM görevini yapmadığı ve haklarımızı alamadığı için istifa ettik. Amacımız, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek" şeklinde konuştu.

    Bir araştırma yaptıklarını ve eğer kanun tam uygulansa, kendisinin ve kendisi gibi olan bir eser sahibinin yılda 700 bin YTL gibi bir telif alması gerektiğini anlatan Şeşen, ancak şimdi yılda 15-20 bin YTL aldıklarını dile getirdi.

    Sürekli birliklerin bir araya gelerek birlikte mücadele etmesi çağrılarında bulunulduğunu anımsatan Şeşen, aslında iki telif kurumunun birleşmesinden çok, tek çatı altında toplanması gerektiğini kaydetti.
     
    Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliğinin (MÜYAP) telif konusundaki tutumunu da eleştiren Şeşen, "MÜYAP, bizim telif haklarımıza el uzatmıştır. Bu kadar açık söylüyorum" görüşünü dile getirdi.

    "Artık MESAM üyesi olmaktan utandığını ve bu nedenle de ayrıldığını" ifade eden Şeşen, "eser sahibi olmayanların yönettiği bir yapının var olduğunu" kaydetti.

    RTÜK'den destek istendi

    İlhan Şeşen, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) Türkiye'deki yayınları takip ettiğini anımsatarak, "RTÜK niçin teliflerin dağıtılması konusunda bize destek olmuyor? Zaten tüm bu yayınları izliyor. RTÜK, telif için de bize kapılarını açsın" dedi.

    Besteci ve yorumcu Suat Suna da MESAM'ın Mart ayında gerçekleştirilen son genel kuruluna grup olarak katıldıklarını belirterek, "3 dönemdir aynı isimler seçiliyor. Koltuk sevdasının devam etmesinden rahatsız olduk" dedi.
     
    Suna, MESAM'ın 1 milyon 500 bin YTL zararı bulunduğunu da ileri sürerek, bir bunun da bir ticarethane olmamasına rağmen MESAM'ın kötü yönetildiğini gösterdiğini kaydetti.

    MESAM'ı, eser sahipleri dışındakilerin yönettiğini savunan Suna, MESAM'ın 5 bin üyesinden 3 bin 500'ünün telif geliri bile bulunmadığını söyledi.

    Fatih Erkoç da genel kurulda yönetime aday olduğunu ve mevcut başkan Ali Rıza Binboğa'dan sonra ikinci en yüksek oyu aldığını hatırlatarak, "Ancak biz 40 civarında arkadaştık ve hiçbiri orada olamadı. Ben de mevcut yönetimin kurduğu tuzağa düşmemek için istifa ettim. Çağdaş bir şekilde yönetilmek için de MSG'ye geçtim" diye konuştu.

    Bir gazetecinin, "tuzağa düşmemekle" neyi kastettiğini sorması üzerine de Erkoç, "Orada bir kumpas durumu var. Hayatlarını oradan idame ettiren insanlar olduğunu hissediyorum. Yönetim Kurulu haftada bir toplanıyor ve üyeler huzur hakkı parası alıyorlar. Dünyanın birçok ülkesinde böyle bir uygulama yok" dedi.

    Bazı Avrupa ülkelerinden telif uygulamalarına ilişkin örnekler de veren Erkoç, "Burada da istediğimiz, insana ve sanata saygı" diye konuştu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow