ILO heyeti, çalışma standartları için Türkiye'de
Çalışma yaşamını düzenleyen kanunlara ilişkin değişikliklerin tartışıldığı bir dönemde, Türkiye'ye gelen ILO heyeti, çalışma yaşamı standartlarıyla ilgili temaslarda bulunacak.
ILO Standartlar Bölümü Müdürü Cleopatra Dombia-Henry ve Hukuk Danışmanı Maria Marta Trevieso, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile işçi, işveren ve memur konfederasyonlarının yetkilileriyle görüşecek.
Uzmanlar, Türkiye'nin, sendikal haklar ve örgütlenme özgürlüğü konularında ILO'ya verdiği bazı taahhütleri geçen yıllara rağmen gerçekleştirmediğini belirterek, yaklaşan Uluslararası Çalışma Konferansı ve çalışma yaşamına ilişkin kanunların tartışıldığı bir dönemde ILO heyetinin ziyaretinin anlamlı olduğu ifade ediyor.
Öte yandan, ülkelerin onayladıkları sözleşme ve tavsiyelerin uygulanmasını inceleyen ILO Uzmanlar Komitesi, Uluslararası Çalışma Konferansı öncesinde, ülkelerdeki uygulamaları içeren raporunu yayımladı.
Türkiye, 12 sözleşmenin uygulanması konusundaki eksiklikler ve talepler nedeniyle rapora konu oldu.
Rapordaki, Türkiye'ye ilişkin eksiklikler ve taleplerden bazıları şöyle:
* Mevcut sistemin mesleki hastalıkların tanınması açısından yetersiz kaldığı, mesleki hastalık olarak kayda geçen vakaların çok az olduğu, verilerde kadın ve erkek çalışanlar arasında da dengesizlik bulunduğu eleştirilerine karşılık ayrıntılı bilgi.
* Mesleki hastalıkların tanınması ile ilgili ulusal sistemin nasıl işletildiği hakkında bilgi.
* Çalışanları koruyucu hükümlerden kaçınmak amacıyla belirli süreli hizmet sözleşmeleri yapılmasına karşı yeterli güvencenin nasıl sağlandığı hakkında bilgi. * 30'dan daha az işçinin istihdam edildiği işletmelerde kapsam dışında bırakılan işçilerin koruyucu hükümlerden nasıl yararlandıkları hakkında bilgi.
* İşçinin işe iade veya tazminat alma olanaklarının pratikte uygulanmasına dair bilgi.
* 'Eşit işe eşit ücret' prensibi ve İş Kanunu'nun ilgili maddesine ilişkin, hedef gruplarına ve özellikle iş müfettişlerine yönelik yürütülen farkındalığı artırma tedbirleri ve bu kapsamdaki mahkeme ve idari kararlar hakkında bilgi.
Kadınların durumu:
* Kadınların iş piyasasındaki oranının düşük olduğu, kadınların tarım ve kayıtdışı sektörde yoğunlaştığı belirtilerek, fırsat ve muamele eşitliği ile ilgili alınan tedbirler hakkında ayrıntılı bilgi.
* Cinsiyete dayalı ayrımcılık konusunda iş müfettişleri tarafından alınan tedbirler ve söz konusu maddenin ihlali ile ilgili verilen mahkeme kararları ve yaptırımlar hakkında ayrıntılı bilgi.
* Ulusal güvenlik ile ilgili olmayan kamu kurumlarında istihdam edilenler güvenlik soruşturmalarına tabi tutulmaktadır. Bu tür güvenlik soruşturmalarının bireyin istihdam harici bırakılmasına neden olabileceği endişesi taşınmaktadır. Güvenlik soruşturmaları neticesinde memuriyete kabul edilmeyen ve idari itirazda bulunan bireylerin sayısı hakkında bilgi.
* Ekonomik büyümenin ne derecede daha iyi iş piyasasına dönüştüğünü ve ne derecede yoksulluğu azalttığını araştırabilmek için, uygulanan aktif istihdam politikaları tedbirleri hakkında bilgi.
* İşgücü arz ve talebini eşleştirmek amacıyla yürütülen temel politikalar hakkında bilgi.
* Kadın ve gençlerin işgücü piyasasına girişlerini iyileştirmek için alınan tedbirler hakkında bilgi.
Sendikal faaliyetlere polis müdahalesi:
* Konferans Komitesi'nin, polisin şiddet kullanması, sendikacıların tutuklanmaları ve sendika ile alakalı kitapçık, poster gibi iletişim araçlarının engellenmesi de dahil olmak üzere, sendikal faaliyetlere müdahale konusunda yapmış olduğu ciddi suçlamalara istinaden, hükümetin halen bilgi vermemiş olması derinden üzüntü ile karşılanmaktadır.
Polis müdahalesi, kamu düzenine tehlike arz eden durumlar ile sınırlı olmalıdır. Hükümetler gösterileri kontrol ederken, tehlikeli ve aşırı şiddet kullanımını engellemek için ilgili yetkililerin uygun talimatlar çerçevesinde hareket etmelerini sağlayacak tedbirleri almalıdır.
* 4688, 2821, 2822 sayılı kanunları değiştirecek taslak kanunların kabul edilip yürürlüğe konulmasına istinaden bir zaman çizelgesi belirlemeli ve bu rapor edilmeli.
* Gardiyanlar, askeri işyerlerinde çalışan sivil personel, üst düzey kamu çalışanlarının kendi seçtikleri örgütlere katılma hakları bulunmaktadır. Sadece silahlı kuvvetler mensupları ve polisler bu haktan hariç tutulabilir. Buna karşın tüm bu kamu çalışanlarının sendikal örgütlenme hakkı kapsamı dışında bırakılması ilgili sözleşmeye uygun değildir.
* Dar kapsamlı iş kolu tespitiyle sendika faaliyet ve üyeliklerine müdahale etmesi esefle karşılamaktadır.
* Kamu çalışanları için uygulanan grev yasağı, devlet adına yetki kullanan personel ve zorunlu hizmetler ile sınırlandırılmalıdır.
* 2822 sayılı yasanın grev hakkı ile ilgili bazı bölümleri ilgili sözleşmeye uyum sağlamamaktadır. Siyasi amaçlı grevlerin, genel grevlerin ve dayanışma grevlerinin yasaklanması, grev gözcülüğüne bazı sınırlamalar getirilmesi, zorunlu hizmet sınıfına girmeyecek bazı hizmetlerde grev yasağı getirilmesi, grev çağrısına kadar geçen sürenin uzatılması, yasadışı grev katılım durumunda hapis dahil olmak üzere ağır şekilde cezaya olanak sağlanması konuları sözleşme ile uyumlu hale getirilmelidir.
* Gazetecilerin, yazarların ve yayımcıların siyasi fikirlerinden ötürü hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan görevlerini sürdürmelerini yasal tedbirlerle teminat altına almalı.
"Daha fazla geciktirilmemeli"
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, geçen yıl gerçekleştirilen Uluslararası Çalışma Konferansı'nda Türkiye'nin, Standartların Uygulanması Komitesi'nde, Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına ilişkin 87 sayılı Sözleşme'nin ihlal edilmesi nedeniyle gündeme geldiğini ve incelemeye alınan 25 ülke arasında yer aldığını söyledi.
Komitede Türkiye görüşülürken en çok 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun gündeme geldiğini belirten Kumlu, şunları kaydetti:
"Hükümetimiz, komiteye yaptığı açıklamada bu yasaların değiştirilmesine ilişkin taslak hazırlıklarının halen sürdüğünü ve konunun sosyal ortaklarla görüşülmekte olduğunu ifade etmişti.
Komite, sosyal taraflar arasında bir uzlaşma sağlanması durumunda gereğini yapacağını ifade eden hükümetimize, 1990 yılından bu yana Türkiye'nin 10 kez 87 ve 98 sayılı sözleşmelerden gündeme geldiğini ve hükümetlerin anlamı olmayan nedenlerle bu işi geciktirdiklerini söylemişti.
Hükümetimizin buna cevabı açıktı ve ilgili yasaların bir sonraki konferansa kadar ILO Sözleşmelerine uygun bir şekilde değiştirileceği konusunda oldukça umut vericiydi. Aradan bir yıl geçti ve mayıs ayı sonunda 97'nci Uluslararası Çalışma Konferansı düzenlenecek.
Bu yıl hazırlanan Sözleşme ve Tavsiyelerin Uygulanmasına Yönelik Uzmanlar Komitesi Raporu'nda ülkemiz, birisi yine 87 sayılı sözleşme olmak üzere 12 sözleşmeyle yer alıyor."
Söz konusu yasaların değiştirilmesiyle ilgili taleplerinin belli olduğunu ve hükümetle görüşmelerinin devam etiğini ifade eden Kumlu, "Başta bu kanunlar olmak üzere mevzuatımızı ILO Sözleşmeleri ile uyumlu hale getirmek için hükümetimiz daha fazla gecikmemelidir" dedi.