DİSK'ten TİSK'e 'tepki' mektubu
DİSK, TİSK'in, Emek Platformu'nun "çalışmama hakkının kullanımına" ilişkin eylem kararına yönelik açıklamasına karşı, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik'e "tepki" mektubu gönderdi.
DİSK, "Genel Grev Kabul Edilemez" başlıklı basın açıklamasında, Emek Platformu'nun yapacağı uyarı eylemlerinin "kanunsuz" gösterilmeye çalışıldığı gerekçesiyle TİSK'e tepki gösterdi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve Genel Sekreter Tayfun Görgün'ün imzasıyla gönderilen mektupta, TİSK'in basın açıklamasının üzüntüyle karşılandığı belirtildi.
Mektupta, grev hakkının, başta ILO sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı olmak üzere birçok uluslararası sözleşmede, Anayasa'da ve 2822 sayılı Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Yasası'nda tanınmış bir hak olduğuna dikkat çekildi.
Mektupta, "Bu hakkın koşulları içinde kullanımını 'kanunsuz' ve 'zarar verici' görmek, esasen bu hakları tanımamak demektir. Bu 'yasakçı' anlayış ve ezberci bir yaklaşımla en temel demokratik hakkımız olan 'uyarı eylemi' dahi 'genel grev' olarak görülmekte ve hemen 'kanunsuz' yaftası asılmaktadır" görüşüne yer verildi.
Emek Platformu Başkanlar Kurulu'nun aldığı eylem kararıyla sadece, temsil ettiği toplumsal kesimlerin büyük hak kayıplarına neden olacak bir yasa tasarısının yasalaşmaması için en temel demokratik hakkını kullandığı belirtilen mektupta, şunlar kaydedildi:
"Milyonlarca işçi ve çalışanın hayatını derinden etkileyecek ve kazandığı önemli hakların tasfiyesine neden olacak bir yasa tasarısından söz ediyoruz.
Hukukun üstün olduğu demokratik ve sosyal bir toplumsal yapıda, sosyal dengeyi olumsuz etkileyecek böyle bir yasaya karşı vicdan sahibi herkesin karşı çıkmasını beklemek en doğal hakkımızdır.
Sosyal hukuk devletini tasfiye eden bu girişimlere karşı çıkmak, biz sendikaların baskı grubu olarak görevimizdir.
Ama ne yazık ki bu duyarlılık gösterilmek yerine, var olan duyarlılıkların da bastırılmak istenmesine ve demokrasi kültürünün gelişkin olması gereken sosyal kesimlerde antidemokratik ve yasakçı bir zihniyetin yerleştiğine tanık oluyoruz.
Ülkemizde kayıtdışılığın ve sosyal güvensizliğin, işsizliğin ve iş kazalarının bu kadar can yaktığı yasadışı çalışma koşullarına da aynı duyarlılığı göstermenizi, hükümete toplantı çağrısı yaptığınız mekanizmaları harekete geçirmenizi beklerdik."
Türkiye'de sosyal adaletin sağlanmasının en önemli yolunun öncelikle demokrasinin, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanımının içselleştirilmesi olduğu vurgulanan mektupta, bunu sağlamanın sözle ve tahammülsüzlüklerle olmayacağı ifade edildi.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), dün işçi ve memur konfederasyonlarını kanunsuz eylemlere başvurmaktan bir an önce vazgeçmeye davet etmişti.