hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    ATO'dan "yoksulluğun resmi" raporu

    ATOdan yoksulluğun resmi raporu
    expand

    Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) hazırladığı rapora göre, 2006 yılında, kentlerde yoksul ve aç sayısı azalırken, kırsal kesimde yaşayanlar arasında açların sayısı arttı.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    ATO'nun Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı, "2006 Yılı Yoksulluk Çalışması" verilerinden hazırladığı "Yoksulluğun Resmi" raporuna göre, gelir dağılımındaki uçurum, kentlerle kırsal kesim arasında derinleşti.
     
    Raporda, 2006 yılında 2005 yılına göre, "gıda ve gıda dışı ihtiyaçlarını yeterince karşılayamayanlar" olarak tanımlanan yoksulların sayısının 1 milyon 751 bin kişi azalarak 12 milyon 930 bin kişiye gerilediği ifade edildi.
     
    Aynı dönemde, "gıda yoksulluğu" olarak da ifade edilen ve bir insanın beslenmek için bir günde alması gereken asgari 2 bin 100 kaloriyi alamayan 'aç'ların sayısının ise Türkiye genelinde 623 binden 539 bine düştüğü belirtildi.

    Bu tablo yerleşim yerleri bazında ele alındığında ise kentsel yerleşim yerlerinde yoksul ve aç sayısı azalırken, kırsal yerleşim yerlerinde yoksul sayısının azaldığı, açların sayısının arttığının görüldüğü kaydedilen raporda, şöyle denildi:

    "Yani nüfusu 20 binin altındaki yerleşim yerlerinde yoksulların bir bölümü 'kefeni yırtıp' yoksulluk sınırının üzerinde yaşamaya geçerken, daha büyük bir bölümü yoksulluktan da geriye giderek 'ekmeğe muhtaç' hale geldi.

    Kırsal bölgelerde, yoksul sayısı 288 bin azalıp 8 milyon 706 bine gerilerken, aç sayısı 182 bin artarak 521 bine ulaştı. Yani kırsal kesimde yaşayan 106 bin kişi yoksulluktan kurtulurken, 182 bini açlık sınırına geriledi.

    2005 yılında, ülke genelindeki 'aç'ların yüzde 54'ünü oluşturan 339 bin kişi kırsal kesimde yaşarken, 2006 yılında bu oran yüzde 97'ye yükseldi. Bir başka söyleyişle, Türkiye'deki açların neredeyse tamamı kırsal bölgelerde yaşadı."

    TÜİK'in 2006'da dört kişilik hanenin açlık sınırını aylık 205 YTL olarak açıkladığı kaydedilen raporda, açlık sınırında yaşayan dört kişilik bir ailenin bir ferdinin ayda 51.25 YTL harcayabildiği, günde 171 YKr ile tüm gıda ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalan bir ferde öğün başına 57 YKr düştüğü belirtildi.

    5.3 milyon çocuk yoksul
     
    Rapora göre, yoksulluk en çok çocukları vurdu. 2006 yılında Türkiye genelinde yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı yüzde 17.81 seviyesinde iken, çocuklarda bu oran yüzde 25.23 oldu.
     
    2006 yılında 15 yaş altındaki 5.3 milyon çocuğun yoksulluk içinde, yani yeme, barınma, sağlık ve eğitim gibi insani ihtiyaçlardan mahrum yaşamak zorunda kaldığı, 5.3 milyon yoksul çocuğun 1.7 milyonunun kentlerde, 3.6 milyonunun kırsal bölgelerde yaşadığı vurgulandı.
     
    "Soğanın cücüğü bile, açlar için hayal"
     
    Dört kişilik bir ailede, kişi başına açlık sınırı 2003 yılında 42 YTL iken, 2006 yılında 51.25 YTL'ye yükseldiği, fert başına açlık sınırının üç yılda yüzde 22 arttığı, buna karşılık, enflasyon hesaplamasında kullanılan 125 gıda maddesinden 67'sinin fiyatlarındaki artışın daha fazla olduğu dile getirildi.
     
    Raporda, "Fakirin zengin olunca yemeyi hayal ettiği 'soğanın cücüğü' bile üç yıllık dönemde açlık sınırının üzerinde, yüzde 26.8'lik oranda arttı" denildi.
     
    "Günde 458 kuruşu bozdur bozdur harca"
     
    TÜİK'in verilerine göre, 2006 yılı yoksulluk sınırının dört kişilik hanede aylık 549 bin YTL olduğu ifade edilen raporda, şöyle denildi:
     
    "Yoksulluk sınırında yaşayan dört kişilik ailenin 230 YTL'yi gıda, 319 YTL'yi de gıda dışı harcamalar için ayırdığı hesaplanıyor. 2006 yılında, yoksulluk sınırında yaşayan dört kişilik ailede kişi başına düşen günlük harcama tutarı ise 458 YKr oldu.
     
    Bir kişi, günlük 192 YKr'ye karnını doyururken, barınma, giyinme, sağlık, eğitim ve yakacak gibi tüm ihtiyaçları için harcayabileceği miktar 266 YKr oldu. Yani, yoksul vatandaş, günde 458 YKr'yi bozdurup bozdurup harcayarak bütün ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı"

    "Mutluluğun resmi yok ama yoksulluğun var"

    ATO Başkanı Sinan Aygün, rapora ilişkin değerlendirmesinde, kentsel ve kırsal kesimde yaşayanlar arasındaki farkın uçuruma dönüştüğünü, insanlara yaşadıkları yerde iş ve aş imkanı verilemezse göçün, buna bağlı olarak kentlerde de sorunların artacağını dile getirdi.
     
    Aygün, "Bu gelir dağılımına bakıldığında mutluluğun resmi yok ama yoksulluğun resminin var olduğu görülüyor" görüşünü ifade etti.
     
    Aygün, "Türkiye'de yoksulluğun resmine bakılarak ekonomide gelişmek için ne yapılacağına karar verilmesi gerekiyor. Türkiye tarımdaki nüfusu azaltıp sanayiye kaydırarak gelişmeye çalışıyor. Ancak sanayide de yeterli gelişme olmadığı için kırsal kesimdeki insanlarımız 'aç' yaşamaya mahkum kalıyor. Türkiye bir an önce teşvik sistemini verimli hale getirerek uygulamaya koyup, üretim yapan, istihdamı artıran bir ülke haline gelmek zorundadır" dedi.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow