"2007 için kişi başına milli gelir 9 bin dolar"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, pazartesi günü açıklanacak 2007 yıl sonu Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) rakamının yaklaşık 650 milyar dolar, kişi başına düşen gelirin de ortalama 9 bin dolar olarak tahmin edildiğini açıkladı.
Ekren, Rekabet Kurumu'nun 11'inci kuruluş yıldönümü nedeniyle "Makro Ekonomik Hedeflere Ulaşmada Rekabet Politikası ve Uygulamalarının Rolü" konulu toplantıda konuştu.2013 yılı hedeflerinin tümünün bileşkesi ve nihai sonucu olan kişi başına düşen gelir hedefinin 10 bin dolar olduğunu hatırlatan Başbakan Yardımcısı Ekren, "Dolayısıyla 2007 yılı verileri önümüzdeki hafta yayımlandığında, muhtemelen bu veriyi de '2013'te 10 bin dolarlık kişi başına gelir' artırma yönünde yeniden gözden geçirmek gerekebilir" dedi.
Ekren, uygulamaya konulan rekabet politikaları ile güven ve istikrarın, gelirin, yatırımların arttığını ve borçların azaldığını kaydederek, Türkiye'nin 2002-2007 döneminde eskiye oranla bir normalleşme sürecine girdiğini söyledi.
520 milyar doları geçen bir ekonominin artık eski kırılganlıkları, hassasiyetlerini kaybederken, yeni eşiklere de gelmiş bulunduğunu belirten Ekren, Türkiye'nin rekabet gücünü ölçen endekslere bakıldığında, küresel rekabet endeksinde ciddi bir iyileşme sağladığını da kaydetti.
Ekren, rekabet konusunu tartışırken, küresel gelişmelere bakarken üzerinde durulması gereken kritik noktalardan birinin dünya ölçeğinde ülkelerin farklılaşma dereceleri olması gerektiğine işaret ederek, Türkiye'nin rekabet yaklaşımının, vizyon ve hedefleri gerçekleştirmede tüm aktörlerin katkı sağlamasını mümkün kılacak bir ortam hazırlamaya odaklanması gerektiğini söyledi.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da, son dönemde Türkiye ekonomisinde etkili bir rekabet ortamının tesisine yönelik önemli adımlar atıldığını, ancak daha yapılması gereken birçok reform ve düzenlemeler bulunduğunu söyledi.
Yılmaz açılışta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin rekabet gücünün görece yüksek olduğu sektörlerin ulaşım araçları, beyaz eşya, radyo ve televizyon gibi tüketiciye yönelik elektronik ürünler olduğunu kaydetti.
Yılmaz, "Bu sektörlerde Çin ve Hindistan'ın pazar payını artırması, Türkiye ekonomisi için potansiyel bir risk oluşturmaktadır" diye konuştu.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz,enflasyonla mücadele, bütçe açıkları ve kamu borç yükünün azaltılmasında katedilen mesafenin, "büyük emekler ve fedakarlıklar" sonucunda gerçekleştiğini söyledi.
Yılmaz, "Ancak önümüzdeki süreç, daha fazla çabayı gerektirmekte. Gelişmiş ülkelere yakınsamak için, kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanarak daha hızlı büyümek durumundayız" dedi.
Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı ise, "Önümüzdeki dönemde 4054 sayılı Kanun'da değişiklik yapılması başta olmak üzere, rekabet ihlallerinin caydırılması bakımından etkin bir uygulama için hukuki ve kurumsal altyapımızı güçlendirmeye dönük faaliyetlerimize hız vermeyi hedefliyoruz" dedi.
Kaldırımcı, söz konusu kanunda yapılan ve yapılması planlanan değişikliklere ek olarak AB uygulamalarına paralel bir şekilde ihtiyaç duyulan alanlarda yeni ikincil mevzuat çıkarma çalışmalarının da sürdürüldüğünü söyledi.
Kurum olarak rekabet hukuku ve politikası alanında bilgilendirme ve eğitim faaliyetlerini artırarak sürdürdüklerini de anlatan Kaldırımcı, "Önümüzdeki dönemde toplumsal çevremiz ile bu çerçevede politik ve bürokratik kurumlar, profesyoneller ve tabii ki teşebbüslerimiz ile diyalog, işbirliği ve bütünleşme arayışlarımız hız kazanacaktır" diye konuştu.
Etkin ve başarılı bir uygulamanın, etkin bir kurumsal yapının oluşturulmasıyla mümkün olduğunun bilincinde olduklarını ifade eden Kaldırımcı, "Ayrıca diğer düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile özellikle Merkez Bankası, DPT, TÜİK gibi kamu kurum ve kuruluşlarımız ile yapılacak işbirliğinin çok daha ileriye götürülmesi, etkin çalışmanın olmazsa olmaz şartıdır" dedi.
Sıradaki Haber