Oskanyan: "Türkiye sınırları önkoşulsuz açsın"

Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, "soykırım"ın Ermenistan'ın dış politikasını oluşturduğunu tekrarladı. Türkiye'nin sınırlarını ön koşulsuz açmasını isteyen Oskanyan, Karabağ'da işgal olmadığını savundu.
Ermenistan'da bugün devlet başkanlığı seçimi yapıldı. Seçimin ardından ikili ilişkilerde yeni bir dönem başlayabilir mi sorusu da gündemde.
Yeni yönetim iki ülke ilişkilerini nasıl etkileyecek? Soykırım, sınırın açılması gibi kilit konularda Ermenistan'ın tavrı ne?
Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, CNN TÜRK'e bu konuda ülkesinin görüşlerini açıkladı.
Vartan Oskanyan, Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesi için soykırım iddialarının tanınmasını bir ön koşul olarak koymadıklarını söyledi ve iki ülke arasında 15 yıldır kapalı olan sınırın açılmasını istedi.
Soykırım iddialarının araştırılması için Türkiye'nin kurulmasını önerdiği ortak komisyonun hükümetlerarası olması gerektiğini bunun için de ilişkilerin normale dönmesinin gerektiğini ifade eden Oskanyan, "Sorunumuz, Türk hükümetinin inkarcı politikasıdır, Türkiye, Ermenistan'a karşı çifte standart uyguluyor dedi.
Karabağ konusuna da değinen Oskanyan, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarında işgalci olmadığını savundu.
OSKANYAN İLE RÖPORTAJIN TAM METNİ
Öncelikle Ermeni diasporasını daha sert olduğuna dair bazı iddialar var Türkiye'ye karşı ve bunun da ikili ilişkileri etkilediğine dair bazı iddialar var, siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle Ermenistan’ın dış politikası Ermenistan da oluşturulur. Yani Türkiye ile ilgili pek çok konularda çok büyük farklılıklar yoktur diasporayla bizim aramızda.
Sizinde bildiğiniz gibi soykırım tanınması konusunda. Zaten Ermenistan’ın dış politikasını oluşturuyor. Tabi bunu destekliyoruz ama ilişkilerin normalleştirilmesi için bir ön koşul olarak ortaya koymuyoruz.
Ve Ermeni Diasporasını soykırımın tanınmasını istiyor. Bu aslında Ermenistan tarafından bakıldığından ermeni halkı için ahlaki bir sorumluluk. Uluslararası alanda soykırımın tanınmasına çalışmak.
Ve Türkiye’nin de tanıması bir sorumluluk. Ama şunun anlaşılması lazım hiçbir zaman ermeni halkı Ermenistan Hükümeti soykırımın tanınmasını bir ön koşul olarak ortaya koymamıştır ilişkilerin normalleştirebilmek için. Bizler bu konuları oturup hükümet düzeyinde görüşmek konuşmak istiyoruz. Yani genel olarak çokta fark yok diasporayla aramızda.
Ve bütün dünyadaki Ermeniler küçük istisnalar hariç Türkiye ve Ermenistan’ın normal ilişkilere sahip olduğunu görmek istiyor bu bölge içerisinde. Barış içinde iyi ilişkilerde diplomatik ilişkileri olan iki ülke görmek istiyor. Ve iki tarafın da halkının açık sınırlar da etkileşim içerisinde olmasını istiyor. Bu Ermenistan’ın genel bir yaklaşımı ister Ermenistan olsun ister Ermeni diasporası olsun.
Şimdi soykırımdan bahsettik ve Ermenistan sürükli 1915'teki olayları soykırım olarak nitelendirmesi konusunda baskı uyguluyor. Bu mevcut durumu düşünecek olursanız şu yönde iddialar da var. Ermenistan'ın tazminat hatta toprak talep edeceğine dair iddialar var. Bu gerçekci bir talep mi?
Şimdi aslında söylenenler konusunda çokta yorum yapmak istemiyorum. Ermenistan’ın konumunu şu şekilde değerlendirmeniz lazım.
Hükümet düzeyinde biz nasıl açıklamalar yapıyoruz buna bakmak lazım ve geçmişte bağımsızlığımızın tanınmasından bu yana geçen dönemde hiçbir zaman biz soykırımın tanınmasından başka bir şeyden bahsetmedik.
Bunu ötesine geçmedik. Bu bizim politikamız. Soykırım tanınmasını istiyoruz. Çünkü bu bizim için halkımız için son derece önemli. Özellikler açık ve dürüst bir ilişki kurula bilmesi için önemli iki ülke arasında.
Ve ben aslında bu konuyu bir engel olarak görmüyorum. Soykırım tanınmasını bir engel olarak görmüyorum iki ülke arasında ilişkilerin normalleştirilmesi açısından.
Ama daha öncede söylediğim gibi soykırımın tanınmasını bir ön koşul olarak koymadık hiç. Asıl sorun aslında Türk hükümetinin soykırım olmadığını söylemesini bir ön koşul olarak koyuyor.
Ve bizde diyoruz ki ön koşullar koymayalım Türk hükümetine bunu söylüyoruz. Mesela Başbakan Sayın Erdoğan bir mektup yazmıştı ve şöyle demişti: 'Bir komisyon oluşturalım ve bu konu araştırılsın' demişti.
Ve bizde bu mektuba cevap verdik. Ve dedik ki böyle bir komisyonun oluşturulması bizde isteriz ama hükümetler arası bir düzeyde olsun yani iki ülke iki hükümet arasında olsun dedik ve bunu hükümet düzeyinde yapabilmek için normal ilişkililerin olması lazım sınırların açık olması lazım diplomatik ilişkilerin olması lazım iki taraf arasında.
Bunlar işte öne çıkan belli başlı konular. Yapmamız gerek ilk iş sınırların açılmasıdır diplomatik ilişkilerin kurulmasıdır. Ve bunun ardından zaten gerisi gelecektir. Hükümet düzeyinde de söylediğim gibi bizler istekliyiz oturup konuşmaya her konuyu hatta bu 1915’te olanlarda dahil her konuyu tartışmaya hazırız.
Sınırların açılmasını tek koşul olarak değerlendiriyorsunuz o zaman. Ya da tek koşul mu olmalı ilişkilerin normalleştirilmesinde. Sizce sınırların açılması ilişkilerin normalleştirilmesi için yeterli mi?
Sadece bence güzel bir başlangıç olacak ve atılması gereken bir adım ve bizim sınırların açılmasını istememiz bir ön koşul koyuyoruz gibi algılanmamalı.
Çünkü devlet ilişkileri de normal seyre baktığınızda eğer bu iki ülke savaş halinde değilse normal koşullar sınırların açık olmasını gerektirir ve dolayısıyla sınırların açılmasını istemek bir ön koşul olarak algılanmamalı ve mesela Türkiye sınırların açılması için bunu bunu yapmanız gerek derse evet bunlar ön koşul olur.
Ama biz ön koşul koymayalım diyoruz ve sınırları açalım diyoruz, diplomatik ilişkileri kuralım diyoruz. Doğru yaklaşım budur zaten. Diplomatik ilişkiler. İki egemen bağımsız ülkenin yapması gerek budur yani sınırların açık olması iki ülke arasında iki komşu ülke arasındaki ilişkilerin normal seyridir.
Önce bunu yapmamız lazım daha sonrada başka ikili konulara değinmemiz lazım. Soykırım konusu da dahil olmak üzere.
Öyleyse çözülemeyen konulardan bir tanesi de Karabağ konusu. Ermeni işgali olduğunu biliyoruz bu bölgede. Karabağ'dan çıkma konusunda Ermenistan'ın Karabağ konusundaki gelecekteki vizyonu ne olacak?
Öncelikle Ermeni işgalinden söz edemeyiz bu bölge de. Yani Azerbaycan toprakları üzerinde bir Ermeni işgali yoktur.
Ermenistan Karabağ şüphesiz yardımcı oluyor. Çünkü kardeşlerimiz onlar da bizim. Onlara yardımcı oluyoruz .Geçmişte yardımcı olmuştuk yardımcı olmaya devam ediyoruz gelecekte de devam edeceğiz yardımcı olmaya.
Şimdi bu anlamda bir BM kararı var
Hayır böyle bir karar yok. Şimdi farklı bir takım konumlar açıklanıyor. Ama öne çıkan ilkesel karar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararıdır. Bunlardan dört tane var dört tane böyle bir karar var bunlardan hiçbir tanesinde Ermenistan’a karşı böyle bir karar yok.
Tam tersi bütün bu dört karar içerisinde açık bir çağrı vardır Ermenistan’a yapılan bir çağrı vardır. Kendi güçlerini Karabağ’da ki güçler ile birlikte kullanıp bir takım görüşmeler yapılması konusunda.
Ve bölge toprak konusunda ki anlaşmazlıklara bir çözüm bulması konusunda Ermenistan’a böyle bir çağrı vardır. Bu dört BM kararına bakacak olursanız. Dolayısıyla Ermenistan bu çözümün müzakereler ile çözülmesini istiyor.
Savaş ya da askeri gücün kullanılması bir seçenek değildir. Tek bir yol ile çözülebilir bu sorun oda müzakereler ile olmalıdır, karşılıklı tavizler ile olmadır. Bizde bunu yapmaya zaten hazırız.
Türkiye bu anlamda olumlu bir rol üstlenebilir bütün bu süreç içerisinde. Ama ne yazık ki Türkiye Karabağ konusun da tek taraflı bir pozisyon benimsemiştir ve körü körüne Azerbaycan’ı desteklemiştir. Bize çok yardımcı olmuyor.
Türkiye önemli bir oyuncu bu bölge de ve önemli bir oyuncu olarak da önemli bir rol üstlenebilir Azerbaycan Ermenistan’a Karabağ sorunun çözümün de.
Çünkü bu Ermenistan Hükümeti ile Azerbaycan Hükümeti arasında bir sorun değil. Bu sorunun da müzakereler ile çözülmesi gerekmektedir.
Türkiye’de bu anlamda bir rol üstlenebilir. Türkiye’nin Karabağ sorununu bir ön koşul olarak koymasından ziyade eğer Türkiye daha dengeli bir rol oynarsa hem Ermenistan’a hem de Azerileri yardımcı olacaktır.
Şimdi tavizden bahsettiniz, bunu biraz daha detaylar mısınız? Ermenistan ne gibi taviz vermeye hazır?
Şimdi bunların tabi hepsini sıralayamam. Ama iki tarafında taviz vermesi lazım. Azerbaycan’ın bazı şeyleri anlaması lazım Ermenistan’ın da anlaması kavraması gereken şeyler var bu konuda.
Tabiî ki bu anlamda hazırlıklı olmanız lazım taviz konusunda ve masada olan belgeye baktığınızda hem Rusya hem ABD destek görmekte bu üç arabulucu tarafından desteklenmekte.
Bu da bize böyle bir fırsat sunuyor yani. Görüşmekte olduğumuz belgeye baktığımızda doğru tavizleri içeriyor gerekli ilkeleri içeriyor belge bu sorunun çözülmesi açısından.
Ve son bir sorum olacak. İkili ilişkiler herhangi bir ermeni hükümetinin kontrolü ötesinde midir? Yani başa gelecek herhangi bir Ermeni hükümeti resmi bir politikaya karşı olması gibi birşey söz konusu olabilir mi?
Şimdi her Ermeni Hükümet başa gelecek olan bence normal ilişkileri destekleyecektir. Türkiye ile ama tabi bir ön koşul olmaksızın.Türkiye bu konuda bize şunu yapın bunu yapın dememeli ilişkilerin normalleştirebilmesi için iki ülke arasında.
Türkiye net bir şekilde çifte standart uyguluyor aslında Ermenistan’a karşı. Türkiye’ye baktığınız zaman aslında diğer ülkeler ile de benzer sorunları var.
Mesela Kıbrıs konusunu ele alacak olursak. Yunanistan ve Türkiye arasında çok ciddi sorunlar var toprağa ilişkin ve KKTC ‘de Türkiye’nin varlığı söz konusu ve hatta 1915’teki olaylara benzer konularda da sorunlar var yada toprak üzerinde hak iddia etme sorunları var Ege’de.
Benzer sorunlar yaşanıyor Türkiye ve Yunanistan arasında ama ilişkilerinde bu konuları nasıl aşıyorlar bir bakın. Birbirleri ile konuşarak görüşerek.
İyi ilişkileri var iki ülke arasında Atina ve Ankara arasında ve sınırlar açık her iki ülkenin de elçilikleri var başkentlerinde. İşte zaten bizimde desteklediğimiz politika bu. Bizde kabul ediyoruz bazı problemler yaşadığımız çözülmesi gereken bazı sorunlarımız olduğunu kabul ediyoruz.
Ama bu sorunların etkili ve normal bir şekilde çözülebilmesi için normal ilişkilerin olması lazım. Ben bu çağrı ile başlamıştım benzer bir çağrı ile bitirmek istiyorum.
Türk halkına bu çağrıyı yapıyorum. Biz Tük halkına karşı değiliz.1915’teki olayları bile Türk halkı ile bağdaştırmıyoruz. Tam tersi hatta bazı Türkler bu esnada Ermenilere yardımcı olmuştur.
Asıl sorunumuz bu Türk Hükümeti ile Türk Hükümetinin bu inkarcı politikası ile sorunlar yaşıyoruz ve aynı zaman’da Ermenistan’a baskı uygulamalarından şikayetçiyiz.
Sınırı kapatarak iki ülke arasında ki. Dolayısıyla bizim yaşadığımız sorun hükümet ile Türk Hükümetinin bu politikasını değiştirmesini istiyoruz.
Sınırları açıp diplomatik ilişkilerin kurulduğunu görmek istiyoruz. Biz buna hazırız ve barış içerisinde yaşamak istiyoruz. Komşu ülke ile birlikte Türkler ile birlikte. Çünkü çok ortak noktamız var Türkiye ile. Bu bölge içerisinde birlikte yaşayacağız hiç kimse bu bölgeyi terketmeyecek.
Dolayısıyla sınırların açık olması lazım. Bu şekilde insanların etkileşim içerisinde olması lazım ki yeni deneyimler yaratabilsinler eski anlıların yerine geçebilecek.
Bizimde desteklediğimiz yöntem bu. Ve Türk hükümetinin aynı bize bu konuda yardımcı olmasını bekliyoruz ve sorunları bu şekilde aşmayı umuyoruz. Çok teşekkür ediyoruz.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
Güney Kore'de tatbikat esnasında büyük hata: Savaş uçakları yanlışlıkla köyü bombaladı!
Ukrayna-Rusya savaşı bitecek mi? Zelenskiy'den çarpıcı sözler: Bir plan hazırlıyoruz..."
'Yakın depremlerin tahmin edilmesini kolaylaştırabilir' Bilim insanlarından çarpıcı araştırma
Covid-19 aşısı, kalp hastalıklarını artırdı mı? Ezber bozan araştırma: Riski azaltıyor...
Çin'den ABD'ye: Her Türlü Savaşa Hazırız! Sert Çıkışlar Şiddetlendi...