Yalçın Akdoğan "İmralı ile görüşmeleri" anlattı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Danışmanı Yalçın Akdoğan, Abdullah Öcalan ile yeniden başlayan görüşmelere ilişkin, "Gerçekçi olacağız. İyi niyetle bu süreçleri devam ettireceğiz. Netice almak için samimi bir gayret ortaya koyacağız ama burada afaki bir takım beklentiler meydana getirmek... Bu insanları umutsuz bırakmamak lazım ama umutlarıyla da oynamamak lazım" dedi.
Yalçın Akdoğan NTV'de canlı yayına katılarak Oğuz Haksever'in sorularını yanıtladı. İmralı ile görüşmelerde takvimden söz edildiğine dair soruyu yanıtlayan Akdoğan, şunları söyledi:
"Bu gün bazı gazetelerde haberle var. Bunlar aihtiyatlı iyimserlikle yaklaşamak lazım. Aşırı derece olumlu hava pompalamak, olumlu rüzgarlar estirmek daha büyük hayal kırıklıklarına sebep olur. Biz gerçekçi olacağız. İyi niyetle bu süreçleri devam ettireceğiz. Netice almak için samimi bir gayret ortaya koyacağız ama burada afaki bir takım beklentiler meydana getirmek... Bu insanları umutsuz bırakmamak lazım ama umutlarıyla da oynamamak lazım. Ama "3-5 ayda netice alınır" gibi şeyleri ben doğru bulmuyorum."
"Kandil ne diyecek, Öcalan ne diyecek?"
Önceki görüşmelerden farkı konusunda da açıkalamalarda bulunan Akdoğan şunları kaydetti:
"Yaşanan her şeyden ders çıkartmak lazım. Elbetteki devletin siyasi aklıda yaşananlardan ders çıkartmıştır. Burada farklı bir sürecin başladığını görüyoruz. Daha önceki süreç Silvan saldırısı ile sabote edilmişti. Kandil vs. örgütün farklı kanatlarının bu sürece çok olumlu yaklaşmadığını, bu devrimci halk savaşı stratejisi diye, bu Arap Baharı gibi bir isyanla netice alacaklarına inandıklarını vs. gördük. Aslında o süreçte de Öcala'ın, 'Bu işler çok olmasın' dediğini düşünmüyorum. Bir tarafta pazarlık unsuru olsun, bir koz olsun, kendi etkinliğini artırabilmek için örgütün eylem yapmasını bir yandan isteyen... Örgüt hem silah hem diyalog isteyen bir tavır içerisindeydi. Neticede bildiğimiz olaylar yaşandı. Bugün bu süreçte, Kandil ne diyecek, Öcalan ne diyecek? Bunları bilmiyoruz."
"KCK operasyonlarının da etkisi oldu"
"Örgüt, bu yıla mahsus özel bir proje açıklamış, zafer yılı ilan etmişti. Bütün gücünü, amacını gerçekleştirmek için harcadı. Kırsalda alan hakimiyeti sağlama, şehir merkezlerinde insanları sokağa dökmek gibi adımlarla, ana ahedefe ulaşma peşindeydi. Zafer yılı dediler ama hezimet yılı oldu. Hem kırsalda hem şehirde kaybettiler. Bunda KCK operasyonlarının da etkisi oldu. Bu tabi ki örgüt içinde sorgulamaları da beraberinde getirdi. Siyasi kaçırmalar, okullara yönelik molotoflu saldırılar halkta tepki yaratırken, benzer bir sorgulama örgüt içinde de yaşandı. 100-150 kişilik grupları intihar eylemlerine göndermeleri, örgüt içinde 'bizi bile bile ölüme gönderiyorsunuz' sorgulamasına neden oldu..."
"Lice'de operasyon sürüyor"
Akdoğan, 2012 yılında teröle mücadele etkisiz hale getirilen örgüt üyesi sayısı hakkında da bilgi vererek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yıl içinde 1450 öterör örgütü mensubu etkisiz hale getirildi; ölü ya da teslim olan örgüt üyesi sayısı bu. Bu büyük bir hezimettir. Devam eden operasyonlar var ve bunlardan biri şu an Lice'de sürüyor. 10 terörist etkisiz hale getirilmiş durumda. Örgüt artık silahlı mücadeleyle bir yere varılamayacağını görüyor. Örgüt içerisinde ciddi motivasyon kırılması, sorgulama başladığı zaman daha fazla baskı ve bu da daha fazla tepki doğuruyor. Örgüt de bunu görmüş durumda.
Diğer taraftan siz de, hep söylediğimiz gibi, işi sadece güvenlik boyutuyla ortadan kaldıramazsınız. Halkı kazanma ve müzakere dahil çok boyutlu çalışmalar yapılmalı. 10 yıldır bu yapılıyor... Ancak Oslo sürecinden netice alınamadı..."
Akdoğan canlı yayında Diyarbakır Lice'de operasyon snucunda 10 PKK'lının öldürüldüğü bilgisinide verdi. Akdoğan operasyon ile ilgili ise "Son dönemde asker, polis, jandarmanın müşterek hareket ettiklerini görüyoruz. Burada da asker ağırlıklı ama polisinde destek verdiği bir operasyon. Hem istihbarat paylaşımda hemde operasyonda bir iş birliği var. Uyum ve koordinasyon olduğu sürece böyle başarılı neticelerde alınıyor" dedi.
Yalçın Akdoğan, "Hükümet elbette terör sorununu çözmek için elinden gelen çabayı gösterecektir. Ama Kürt meselesi ile birliktede bundan bağımsız olarakda atması gereken adımları atıyor ve reformlarını sürdürüyor" dedi.
Kürt meselesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Akdoğan şöyle konuştu:
"Bugün terör bir sorun mu? Sorun. Kürt meselesi zorlayan bir faktör mü? Faktör. O zaman biz bunu görmezden gelemeyiz. Bu sorununda bu şekilde devreden çıkarılması gerekiyor. Bu yüzden burada, 'Örgütü tasviye etmek istiyorlar, kandırmaca vs. Kürt sorununu çözmek istemiyorlar' gibi basit propagandalara bu süreci kurbak etmemek lazım. Burada hükümet elbette terör sorununu çözmek için elinden gelen çabayı gösterecektir. Ama Kürt meselesi ile birliktede bundan bağımsız olarakda atması gereken adımları atıyor ve reformlarını sürdürüyor. Kongremizde de biz yapacaklarımızı açıkladık. Bugüne kadar Kürt meselesi ile ilgili yaptğımız çalışmalar, attığımız adımlar, gerçeklşetirdiğimiz reformların hiçbirini bu sürece endeksli olarak yapmadık. PKK ne yaparsa yapasın biz kendimiz vatandaşımıza bunu yapmamaız gerektiği için yapıyoruz. Yani Kürt meselesi hükümüten meselesidir ve bunu çözmek için elinden gelen çabayı sürdürüyor. Ama siz PKK bir tarafa, bu meseleler bir tarafa, PKK'yı görmezden gelin, mazur görün gibi davranış içerisine girereniz bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Bu gün Kürt meselesi kadar, PKK meseleside çok önemli bir meseledir. Bu meselenin önemli bir ayağı haline gelmiştir. Bir blokaj oluşturmaktadır. Bununda bir şekilde ortadan kaldırılması gerekmektedir. "
"Kandil'in tavrını görmek lazım"
"Öcalan'ın ya da İmralı'nın etkinliği bu sorununun çözümünde nerede?" şeklinde ki soruya Akdoğan şöyle yanıt verdi:
"Öcalan halen en önemli aktör. Zaman zaman örgütün Öcalan'ı boşa çıkarttığı, ismini kullandığı, onu bir mitolojik figür haline getirerek onun isminden nemalandığı biliyoruz. Pratikte fiili olarka örgütü yönetmesi söz konusu değil. Ama duygusal vücuduna bakıldığında hala önemli bir aktör olduğunu söyleyebiliriz. Bugün devlet açısından amaç silah bıraktırmaktır. Kandil’in tavrını görmek lazım. Kandil sedece kendi hedefleri için değil bölgesel denklemde bir yer teşkil ediyor. PKK’nın varlığını sürdürmesini isteyen güçler olduğunu biliyoruz. Suriye, İran, Irak bağlamında farklı kanatların, farklı angajmanlara girdiklerini görüyoruz. Bu denklemde, bu diyalog bizi nereye götürür bilmiyoruz."
"Avukatları Kandil'e ve Avrupa'ya farklı mesajlar veriyor. Kandil avukatlar üzerinden Öcalan'ı yönlendirmeye çalıştı. PKK'nın eski PKK olmadığını vurgulayan Akdoğan, "Karayılan Öcalan'ın en sevdiği isim" şeklinde konuştu. Akdoğan ayrcıa, "Kim konuşuyor? MİT mi?" sorusuna "Evet, istihbarat birimleri görüşüyor" şeklinde cevap verdi.
Yasa dışı dinlemeler
Son zamanlarda alevlenen yasadışı dinlemeler konusunda da açıklamalarda bulunan Akdoğan, "Derin devlet öldü diyorsun. Başka bir vücutta yeniden doğuyor. İktidar mücadelesinde derin devlet kaçınılmaz oluyor. Cemaati bu konuyla ilişkilendirmek yanlış olur" dedi.