BDP'den Kürtçe ezana yalanlama

BDP Şanlıurfa İl Başkan Vekili Müslüm Kaplan, bir gazetede bugün yer alan ‘BDP Kürtçe Ezan’ okuttu haberini yalanladı.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Haberin Devamı

Kaplan, Suruç İlçesi'nde Kürtçe ezan okunduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek, “İslam’ın şartları nasıl 5 ise ezanın Arapça dışında hiçbir dilde okunmayacağı hepimiz tarafından çok iyi bilinmektedir. Tayyip Erdoğan’ın istemi üzerine atılan manşetin AKP’nin hizmetinde olan halkların kardeşliğine, inançlarına olan bir saygısızlıktırö dedi.

BDP şeçim bürosunda Kürtçe ezanla ilgili olarak açıklamada bulunan BDP İl Başkan Vekili Müslüm Kaplan, dinin ne kadar hassas bir konu olduğunu bildiklerini söyledi.

Yaklaşık iki aydır sivil itaatsizlik eylemleri kapsamında Cuma namazlarını açık alanlarda kılmalarını gündemine almayan basının, söylemlerini çarpıtarak kullandığını iddia eden Kaplan, "Cuma namazlarında ezanın Kürtçe okunmayacağını hepimiz tarafından bilinmektedir. İslam’ın şartları nasıl 5 ise ezanın Arapça dışında hiçbir dilde okunmayacağı hepimiz tarafından çok iyi bilinmektedir. Star Gazetesine, Cuma namazlarına ilişkin olarak sorulan sorulara bu çerçevede açıklamada bulunduk. Anadilimizde ve yaşamın her alanında Kürtçe ifade edeceğimizi söyledik. Bu temelde konuşmalarımız çarpıtılarak, hem partimize hem de İslam dinene saygısızlık yapılmıştır. Bizim potansiyelimize karşı bir saldırı olarak nitelendiriyoruz. Hiçbir yerde ezan Kürtçe okunmamıştır. Ancak hutbelerimiz ve sivil Cuma namazlarımız Kürtçe olarak devam edecektir’’ diye konuştu.Söz konusu gazetenin manşetinde Suruç’ta BDP ilçe teşkilatının organize ettiği Demokratik Çözüm ve Barış Çadırı'nda 20 Mayıs günü Cuma namazında Kürtçe ezan okunduğu, Suruç Belediyesi İmamı Abdullah Karsak tarafından kıldırılan Cuma Namazında devlete tepki gösterilen Kürtçe hutbede dini içeriğin yerine baştan sona siyasi içerik konuşmalar yapıldığı ve Kürtçe hutbede "devlet tarafından yapılan inkar ve imha politikalarının devam ettiği ve Şırnak'ta ölen 12 şehidin devlet tarafından inkar edilerek Kürtleri ve davasını yok saydığı' ifade edilmişti.