hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Demirtaş: "Halkın direnme hakkı vardır"

    Demirtaş: Halkın direnme hakkı vardır
    expand

    BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Tunus'ta ve Mısır'da olduğu gibi eğer yönetimler zalimlerin elinde ise halkın direnme hakkı vardır" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Demirtaş, partisinin Van ve Hakkari il teşkilatları tarafından Van'daki bir otelde verilen dayanışma yemeğine katıldı.

    Demirtaş, burada yaptığı konuşmada, bölgede siyaset yapmanın avantajları olduğu kadar dezavantajlarının da bulunduğunu ifade ederek, bu bölgede yaşayan halkın, siyasetçiler kadar bilgili ve siyasetle alakalı olduğunu söyledi.

    Ülkenin şu an seçim atmosferi içinde olduğunu dile getiren Demirtaş,Türkiye'de seçim dönemlerinde halka değer verildiğini, seçimler bittikten sonra bir sonraki döneme kadar halk yokmuş gibi davranıldığını, kendi partilerinin ise bu yanlışa düşmeden siyaset yaptığını öne sürdü.

    Haksızlıklara karşı herkesin direnme hakkı olduğunu belirten Demirtaş, "CHP, şimdi halkı sokağa davet ediyor. İşte bakın Van halkı bunu çok iyibilir. Kendisine yapılan haksızlığa karşı Vanlılar sokak sokak direndiğinde CHP ve AKP tarafından terörist ilan edilmişti. Tunus'ta ve Mısır'da olduğu gibi eğer yönetimler zalimlerin elinde ise halkın direnme hakkı vardır. Seçimler de bir direnme yöntemidir" dedi.

    Demirtaş sözlerine, "Türkiye gibi hem nüfusu hem de coğrafyası büyük ülkelerde yönetim, toplumun sorunlarına çare bulmak zahmetli bir iştir. Çözüm üretmeden önce yürekte hissetmek gerekir" diye devam etti.

    BDP lideri Demirtaş, Türkiye'nin her kasabasında farklı etnik kültürde, inançta, düşüncede insanlar bulunabileceğini ifade ederek, sorunların çözümü için vaatte bulunan bir kişinin, ülkenin yapısıyla uyuşması, bütün bu farklılıkları yüreğindehissetmesi gerektiğini dile getirdi.

    "Bölge meclisleri olsun"

    Halka güvenen ve inanan bir parti olduklarının altını çizen Demirtaş, konuşmasına şöyle devam etti:

    "Biz, il genel meclisleri gibi bir de bölge meclisi olsun istiyoruz. Türkiye'nin 20-25 bölgesine bu meclisler kurulsun, gelirlerin bir kısmı buralara aktarılsın. Bu bir yönetim modelidir. 'En iyisi budur' demiyoruz. Bu bizim fikrimizdir. Mevcut yönetimden de iyidir ama Başbakan Erdoğan, Kürt halkının butaleplerine 'tezgahtır, provokasyondur, ameliyattır, izin vermeyiz' diyor. Kafasındaki ise başkanlık sistemidir. Taban tabana iki yönetim sunuyoruz. Biz 'yerelleştirelim' diyoruz, o 'yetkileri bana vereceksiniz' diyor. Başkanlık sistemi mevcut durumun daha kötüsüdür. Kafasındaki model sultanlık modelidir."

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow