"Dağdan iniş" gövde gösterisine dönüştü
Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine Kuzey Irak'tan gelen 4 çocuk ve 30 PKK'lı Diyarbakır'a ulaştı. Grup kentte binlerce kişinin katıldığı mitingle karşılandı. 2 gündür gövde gösterisine dönüşen karşılama törenleri devletin zirvesinden tepki çekti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açılım sürecini kimsenin şovlarla engelleyemeyeceğini söyledi. Törenlerle ilgili Diyarbakır, Silopi, Cizre ve Nusaybin savcılıkları inceleme başlattı.
Diyarbakır Batıkent Meydanı'nda platforma çıkan Kandil'den gelen PKK'lıların dağlarda giydikleri kıyafetleri çıkarıp sivil kıyafetler giydikleri görüldü.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, DTP'li milletvekilleri, kapatılan DEP eski Milletvekili Leyla Zana, Kuzey Irak'tan gelenlerle birlikte platform üzerinde beyaz güvercinler uçurdu.
Mitingde ilk konuşmayı yapan DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, "Değerli halkımız sizin bu direncinizi, kahramanlığınızı, başarınızı selamlıyorum. İki gündür barış güvercinlerinin, barış kervanının yolunu bekliyoruz. Hepimize kutlu olsun. Barış güvercinleri, bize Mahmur'un Kandil'in selamını getirdi. Diyarbakır adına, barış başkenti adına, özgürlük başkenti adına onlara hoş geldiniz diyorum. Barış kervanı bize sadece selam değil, barış müjdesini de getirdi. Biz sonuna kadar beraberiz diyoruz. Yolunuz açık olsun. Barışın yolu açık olsun, size başarılar diliyorum" dedi.
Türkiye Barış Meclisi adına konuşan Ayla Yıldırım, kapının 34 insana değil, barışa açıldığını ve artık kapanmayacağını söyledi.
Kandil'den gelen PKK'lı: "Liderimiz Öcalan"
Kandil Dağı'ndan gelen PKK'lılar adına konuşmayı Mehmet Şerif Gençdağ yaptı. Gençdağ, şunları söyledi:
"Sizler de biliyorsunuz liderimiz Abdullah Öcalan, bize bir çağrıda bulundu. Başkanımızın çağrısı şuydu: Kürt sorununun çözülmesi için, onurlu bir barış için demokratik bir siyaseti yürütebilmek için ve bu siyasetin önündeki engelleri kaldırmak için biz de bu çağrıya uyduk ve barış elimizi bütün halklara ulaştırmak istedik. Bizler bütün halklarla barışı onlara ulaştırmak istedik. Sizler de biliyorsunuz, 13 Nisan'da PKK ateşkes ilan etti. Bu eylemsizlik kararı Kürt sorununun çözümüne yönelikti.
Aylardır bizler tarafından çok adımlar atıldı. Ancak Türkiye devleti şimdiye kadar pratik bir adım atmadı. Bu nedenle durum tıkandı. Bu tıkanıklığın önünü açmak için Kürt halkının lideri duyuruda bulundu. Biz de yola çıktık. Türk ve Kürt halkının arasında bir barış oluşturmak istedik. Bizim de isteklerimiz var. Biz Abdullah Öcalan'ın yol haritasının açıklanmasını istiyoruz. Kürt sorununun çözülmesi için operasyonların bırakılması lazım, diyalog yolunun açılması lazım. Biz bu yönüyle siyasetin önünü açabilelim. İsteklerimiz oldukça mütevazidir. Bizler kimliğimizle, irademizle özgür irademizle, halkımızın yaşamasını istiyoruz. Tarihimizle, kültürümüzle, edebiyatımızla, sanatımızla, dilimizle yaşamak istiyoruz. Bunun içinde sivil bir Anayasa'nın oluşturmasını istiyoruz.
Bizim fikrimiz 1924 yılındaki Anayasa artık Türkiye'de yürümez. Artık bir sivil Anayasa yapılmalı. Burada toplanan veya toplanmayan bütün halkız. Erbil'den Habur'a kadar, Habur'dan Silopi, Cizre, Nusaybin'e, Kızıltepe, Mardin ve buraya kadar şunu gördük. Bizler demokratik çözümden yana olanlarız. Bizler Kürt sorunun çözümünden yanayız. Bu nedenle elimizi uzattık ve elimiz havada kalmamalı. Bu kez barış elimiz tutulmalı. Bizim gelişimizi herkes iyi düşünmeli. Kürt halkı, Türk halkı, bilimadamlarımız, düşünürlerimiz siyasetçilerimiz, bizim bu gelişimizi iyi analiz etmeli. Bu halk şimdiye kadar çok çekti. Şimdi onurlu bir barış gerçekleşmeli. Taleplerimiz, isteklerimiz çoktur. Biz hiçbir zaman Kürt tarihinde Kürt halkı savaş istemedi, hep barış istedik. Yeter biz diyoruz ki savaş yolu çözüm yolu değildir. Herkes bu mesajı iyi okumalı. Diyalog ve müzakare yolu açılmalı. Onurlu bir barışla devam etmek istiyoruz."
"Pişmanlıktan yararlanmak için gelmedik"
Mahmur Kampı'ndan gelenlerin sorumlusu olan Nurettin Turgut ise Kürtçe yaptığı konuşmada, TCK'nın 221'inci maddesinden (etkin pişmanlık) yararlanmak için gelmediklerini söyledi.
DTP lideri Türk: "Bugün barış günüdür"
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, konuşmasına Kürtçe, "Yiğit halkımız selamlar. Ben kendi adıma ve partim adına ve arkadaşlarım adına selamlıyorum sizi. Önünüzde eğiliyorum. Bugün barış günüdür. Bugün direniş günüdür. Bugün çok önemli bir gündür. Kürt halkı müdacelesinde özgür günlerle her zaman ayaktadır. Sizleri kutluyorum" diyerek başladı.
DTP lideri Türk, daha sonra Türkçe devam ettiği konuşmasında şunları söyledi:
"Uzun yıllardan beri Kürt halkının barış demokratik ve özgürlük mücadelesini bugünlere taşımak için yoldayız. Halkımızla birlikte büyük çaba gösteriyoruz. Bugün sizler kadar coşku doluyum. Sizler kadar heyecanlıyım. Heyecanınızı anlıyorum. Bu çoşku, barış coşkusudur. Bu coşku özgürlük çoşkusudur. Bu coşku özgür yarınların coşkusudur. Aynı duyguları taşıyorum. Aynı duygularla karşınızdayım. Ama, şunu da görmemiz gerekiyor. Biz artık bu süreçte duygularımızla hareket edemeyiz. Ortak aklın ortaya çıkması için çaba göstereceğiz. Bugün barışı kalıcı hale getirmek için mücadele ediyoruz. Çünkü bundan sonra da çıktığımız günden beri, mücadeleye başladığımız günden beri, dilimiz barış dilidir, barış için çabalıyoruz. Bugün barışçıl bir sürecin gelişmesi konusunda belki de bu ilk adımdır."
DTP'li Ayna: "Hangi koşullarda geldiler çok iyi bakmak lazım"
DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, mitingde yaptığı konuşmada, Mahmur ve Kandil'den gelen grupların birleştiğini ve Habur'dan geçtiğini söyledi.
Ayna, "Biz dediler barış elimizi uzatıyoruz. Bugün Cizre'de çok anlamlı bir pankart açılmıştı. Diyordu ki 'Biz barışa hazırız ya siz?' İşte bu barış grupları da şunu söylüyor 'biz barışa, çözüme katkı sunmaya geldik' diyorlar ya siz diyorlar. Hangi koşullarda geldiler çok iyi bakmak lazım" dedi.
Bu zamanın TBMM'de askeri operasyonun çıktığı zamana geldiğini anlatan Ayna, şunları söyledi:
"Çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Böyle bir zamanda, bir yandan hükümetin demokratik açılım, Kürt açılımı dediği ama diğer yandan da bir türlü çözüm tartışmalarını hükümet açısından nelerin yapalabileceğini söyleyemediği, diğer taraftan ırkçı kesimlerin de kışkırttığı bir dönemde içinden çıkılamaz bir duruma doğru gidildiği bir dönemde, herkesin eyvah operasyonlar oluyor, DTP'nin bile demokratik siyaset yapmasına izin verilmiyor, yöneticileri tutuklanıyor, acaba savaş devam mı edecek dediğimiz bir dönemde sayın Öcalan yine tıkanıklığı aşmak için bir öneri geliştirdi. Barış grupları gelebilir diye.
İşte böyle bir zamanda geldi barış grupları. Peki ne oldu? Umutlarımızı oldukça arttıran bir gelişme oldu. Barış grupları sınırdan geçti ve serbest bırakıldı. Bu durumun yaşanmasına neden olan, bu durumun yaşanmasını sağlayan, bu konuda çaba harcayan herkese teşekkür ediyoruz. Çok önemliydi. Kritik bir eşikti. Çünkü bu barış gruplarına yaklaşım, hem devletin Kürt sorunun yaklaşımı belirleyici olacaktı, hem de önümüzdeki dönemde nasıl gelişmeler yaşanacağının göstergesi olacaktı. Bu nedenle çok önemliydi. Umudumuz arttı. Bugün her zamankinden daha çok çok çok daha Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözüm yollarının Türkiye'de Kürtlerle, Türklerle birlikte çözüleceğine dair umudumuz arttı. Barışın geleceğine dair umudumuz arttı. Çok ciddi bu kiritik eşiği aştık."
Miting 2. 5 saat sürdü
Diyarbakır'da Kandil ve Mahmur Kampı'ndan gelen 34 kişi için Batıkent Meydanı'nda saat 18.00 sıralarında başlayan miting 2.5 saat sürdü.
Mitingte DTP milletvekilleri ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Kandil'den gelen gruptakilerle platformun üzerinde kucaklaştılar.
Mitingte konuşmaların ardından Kürt marşı 'Ey Rakip' marşıyla olaysız sona erdi.