hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Günay sahillere 'betonlaşma sınırı' istedi

    Günay sahillere betonlaşma sınırı istedi
    expand

    Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, sahillerde imar ve ruhsatlandırma işlemlerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na yetki verilmesini öngören yasa teklifiyle ilgili "Sahiller Türkiye'nin ve dünyanın geleceği. Burada bir bütüncül yaklaşım sergileyelim.Bütünüyle bugünkü sahillerde yeni imar kriterleri koyalım, betonlaşma sınırları koyalım, yoğunluk sınırları koyalım" dedi.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Günay, Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'a giderken uçakta basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye'nin turizmde son yıllarda sergilediği performansın, bölge ülkeler tarafından dikkatli bir şekilde izlendiğini belirtti.

    Bakan Günay, bir gazetecinin sahillerde imar ve ruhsatlandırma işlemlerinde Kültür ve Turizm Bakanlığına yetki verilmesini öngören yasa teklifiyle ilgili sorusuna, "Arkadaşlar, herkes elini vicdanına koysun. Anadolu'daki sahil kasabalarını biliyorsunuz değil mi? Her seçimde orada bir rant kavgası, her seçimde orada bir taviz veriliyor mu, verilmiyor mu? Her belediyenin kendisine göre bir imar planlaması var mı, yok mu? Sahillerimiz bakanlığım yüzünden mi böyle bir beton yığınına döndü? Yoksa orada kendi kafasına göre imar yetkisi kullanan belediyelerin birbirinden farklı, birbirinden çarpık uygulamaları yüzünden mi? Bizim yapmaya çalıştığımız şu; sahiller sınırlı. Sahiller, Türkiye'nin ve dünyanın geleceği. Burada bir bütüncül yaklaşım sergileyelim" yanıtını verdi.

    "Kültür ve turizm koruma geliştirme bölgesi ilan ettiğimiz yerlerde zaten mevcut mevzuata göre yetki bize geçiyor. Ama butünüyle bugünkü sahillerde yeni imar kriterleri koyalım, betonlaşma sınırları koyalım, yoğunluk sınırları koyalım" diyen Bakan Günay, "Elbette bunları biz kendi başımıza koymayacağız, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerle beraber bu kriterleri belirleyeceğiz" şeklinde konuştu.

    Belediyeler arasında ayrım yapmadıklarını da vurgulayan Günay, "Tarihi, doğayı ve kaliteyi koruyacağız, kriterlerimiz bunlar. Kriterlere aykırı bir şey yapanın da biz yakasını tutmasını biliriz" dedi.

    Türkiye'nin sektördeki yükseliş hızı bakımından 2008 yılında dünya 7'ncisi olduğuna dikkati çeken Günay, geçen yıl 25-26 milyonluk bir turist sayısına ulaşıldığını vurguladı.

    Bu nedenlerle bölge ülkelerinin Türkiye'nin deneyiminden faydalanmak istediğini, bu kapsamda Türkmenistan'dan böyle bir talep olduğunu kaydeden Günay, Türk girişimcilerin de çeşitli ülkelerde yeni işletme ve oteller yaparak, ülkenin yatırım gücünü ve deneyimlerini paylaştıklarını dile getirdi.

    Türkiye'nin önemli bir toplumsal ve ekonomik gelişme alanında önceliği yakalamış olmasının, gelecek için umut verici olduğunu belirten Günay, "Her fırsatta söylüyorum. Türkiye genç bir nüfusa sahip olduğu için, hem istihdama hem de toplumsal yapıyı ileriye doğru dönüştürmeye ihtiyacı var" diye konuştu.

    Bakan Günay, bir bölgenin sanayi bölgesi olmasının, toplumsal yapıyı her zaman yukarı doğru sıçratamadığını, oysa turizm yatırımın gelmesiyle istihdam edilen gençlerin hem kendi aralarında hem de farklı kültürlerle entegrasyonu sağlandığını kaydetti.

    Turizmin toplumsal yapıyı dönüştürücü bir sektör olduğunu da ifade eden Günay, bu nedenle Türkiye'nin turizmde öne çıkmasının ülke için bir şans olduğunu vurguladı.

    Türkiye'nin turizmde bölgesindeki bütün ülkelerin önünde olduğunu dile getiren Günay, "2 yıl önceki saptamalara göre, dünyadaki en iyi 100 otelin 20'si Türkiye'deydi. Bunlardan 17'si ise Antalya'daydı. Bugünkü rakamlara göre dünyadaki en iyi 100 otelin 39'u Türkiye'de. Ama bu açıklamadan sonra Merdan açıldı. Bununla birlikte en iyi 40 otel Türkiye'de oluyor. Yani dünya çapında turizm otoritelerinin belirlediği en iyi 100 otelin 40'ı Türkiye'de. Bu Türkiye için müthiş bir şey. Bu veriler kalitenin göstergesidir" dedi.

    Ertuğrul Günay, toplumda ve yerel yönetimlerde çevre bilincinin gelişmeye başladığını, kendilerinin de çevreye ve tarihe duyarlı bir turizm anlayışından yana olduklarını ifade etti.

    İstanbul Boğazı ve tarihi alanlardaki kamu binaları


    Gazetecilerin İstanbul Boğazı'ndaki kamu binalarının otel ya da müzeye çevrilmesine yönelik açıklamasını hatırlattığı Günay, kamu kurumlarının geçmişte ülkenin en prestijli yerlerini aldığını vurguladı.

    İstanbul Boğazı ve tarihi bölgelerdeki kamu binaların bazılarının misafirhane, bazılarının da okul ve yurt olarak kullanıldığına işaret eden Günay, "Bunların yapıldığı dönemde Türkiye'nin dünyaya açılması, tarihi, sanatı ve kültürü ile hatırlanan bir ülke olması derdi yoktu. Dünyada da bu kadar büyük bir turizm sektörü bulunmuyordu. Ama şimdi ülkelerin değeri, kültür ve sanatta yaptıkları atılımlarla ölçülmeye başlandı. Ben de 'İlla şu bina turizme açılsın' demiyorum. Ama 'Bu konuya yeniden bütünüyle bakalım' diyorum" dedi.

    İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'na bakan bir Tapu Kadastro Bölge Müdürlüğü binası var. Yine aynı yerde adliye binası var. Bu adliye binası oradan kalktığında orası yeni bir kamu dairesi olmasın. Ya yıkmalıyız, orada arkeolojik bir park varsa çıkmalı ortaya ya da orasını müze yapmalıyız" diyen Ertuğrul Günay, "Örneğin Tapu Kadastro Bölge Müdürlüğü binasını da butik otel yapabiliriz. Aynı şey boğazdaki okullar için de geçerli. Ayrıca asker ya da sivil ayrımı da yapmıyorum. Yeni okulları başka yerlere yapabiliriz. Bir tarihi nostaljisi vardır, ona uygun bir şey yapabiliriz. Bu saatten sonra kamu misafirhaneleri mi kalmış? Her şeyi dünyaya açalım, ama bundan bizim insanımız da istifade etsin" diye konuştu.

    Bakan Günay, "(Oturduğum yer, böyle mi kullanılabilir yoksa Türkiye için çok daha nitelikli yüksek bir hizmetin tavanı olabilir mi) diye herkes düşünsün. Ankara'daki makam binamız, Resim Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi gibi özel binalardan biridir. Taşınabileceğim bir bina bulabilirsem, oturduğum binayı müze yapma niyetindeyim" şeklinde konuştu.

    İstanbul ya da Ankara'da büyük çapta müze yokluğu


    İstanbul ya da Ankara'da Türkiye'nin zenginliklerinin dünyaya sergilenebileceği büyük çapta bir müze bulunmadığına işaret eden Günay, "Arkeoloji Müzesi ile ilgili bir çalışma yapıyoruz. İki tane büyük projemiz var. Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi alanı denilen 1980'den beri sadece adı konmuş bir çivi bile çakılmamış, o alanda 10 yıl önce başlamış bir senfoni inşaatı vardı. Onu Sayın Cumhurbaşkanı, kendi görev süresinde tamamlanacağını söyledi. İkinci proje olarak, Ankara'daki Atatürk Kültür Merkezi alanında Türkiye Uygarlık Tarihi Müzesi projemiz var. Ankara'ya, Türkiye Uygarlık Tarihi Müzesi kuracağız. Müzenin konsepti tamamen hazırlandı. Sanıyorum eylül ayında müze için proje yarışması yapacağız" dedi.

    Bakan Günay, "Türkiye'nin, dünyanın en büyük müzelerinden birini yapmasına ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Bugün dünyanın önde gelen müzelerinde dünyanın dört bir yanından getirilen eserler sergileniyor. İddiayla söylüyorum; biz dünyanın bir başka ülkesinden bir şey almadan, çalmadan dünyanın en büyük müzesini kurabiliriz. Bence bunun da Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara'da olması lazım" ifadelerini kullandı.

    Birçok uygarlık ile Türkiye Cumhuriyeti'nin merkezi olan Ankara'nın tarihi kent merkezini ayağa kaldırmak için bir proje hazırladıklarını da hatırlatan Günay, "Bunların hepsi benim dönemimde biter demiyorum, ama Cumhuriyetin 100. yılında hayal ettiğim Ankara gerçekleşirse, bugünkü gibi keşmekeş bir şehir olmaktan kurtulur. Doğru düzgün bir hale kavuşur. Bunlar olunca da sadece Ankara'ya 5 milyon turist gelebilir. Bu benim hayalim. Bir diğer hayalim de şu anda 100 bin kişinin çıktığı Nemrut'a 1 milyon insanın çıkmasıdır" diye konuştu.

    Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da turizm


    Ertuğrul Günay, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki turizm çalışmaları hakkında da "Buralarda çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Mardin'de Şanlıurfa'da, Gaziantep'te çok önemli çalışmalarımız var. O bölgenin çok önemli bir kültür turizmi potansiyeli var. Şanlıurfa'da bir park düzenlemesi yapılıyordu 2007 yılının eylül ayında... 1,5 metre derinlikte bir rastlantı ile Zeugma mozaiklerine kıyaslanabilir mozaikler çıktı. İnanılmaz bir güzellikte. Diyarbakır'da bölgenin en büyük müzelerinin birinin çalışmasını yapıyoruz. Gaziantep'te önümüzdeki hafta bir kent müzesinin açılışını yapacağız" dedi.

    Bakan Günay, mayınlı arazilerde arkeolojik çalışma yapılıp yapılmayacağı ile ilgili soru üzerine de "Arazi mayınlardan temizlendiğinde, 'Her tarafı tarımda kullanılacak' diye bir şey yok. Doğal ya da arkeolojik herhangi bir özelliğin ortaya çıkması halinde kazılar yapılır. Buralarda önemli eserler çıkabileceğine inanıyorum. Çünkü burası Mezopotamya. Yani insanlığın ilk ayak izlerinin bulunduğu yer. O çağlarda o uygarlıklar bugün mayınlı olan bu araziye ayak basmıştır mutlaka. O bölgede tarım da olacak, arkeoloji de olacak. Yeter ki biz mayından kurtulalım, terörden kurtulalım. Toprakların altı mayın üstü mayın olmasın" dedi.

    2010-2011 hedefi 30 milyon turist

    Gazetecilerin turist sayısıyla ilgili bu yıl bir hedeflerinin olup olmadığını sordukları Günay, küresel kriz ve H1N1 virüsünden turizm sektörü olarak Türkiye'nin Akdeniz kenarındaki diğer ülkelerden az etkilendiğini belirtti.

    Küresel krizin etkili olduğu bu yılda turist sayısı ile ilgili rakam söylemenin spekülatif olabileceğini kaydeden Ertuğrul Günay, "Turist sayısında 2010-2011'de 30 milyon rakamını yakalayabileceğimizi tahmin ediyorum. Geçen yıl hedefimiz 25 milyondu. Biz 26 milyonu aştık. Bu konuda benim hayalim, gelen turistin Türkiye'de daha fazla yer görmesini, daha fazla gezmesini sağlayarak, daha fazla para harcamasını gerçekleştirmektir" şeklinde konuştu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow