TÜBİTAK Başkanı: "Özür sayısı diye birşey yok!"
TÜBİTAK dün bir açıklama yayınladı ve Bilim ve Teknik Dergisi'ne Darwin sansürünü yalanladı. Bu açıklamanın ardından TÜBİTAK Başkanı Nükhet Yetiş de konuştu ve "özür sayısı" gibi bir sayının söz konusu olmayacağını belirtti.
TÜBİTAK'ın organizasyonuyla Harbiye Askeri Müzesi'nde gerçekleştirilen bir konferansa katılan TÜBİTAK Başkanı Yetiş'e bir gazeteci, "Derginin, 2009'un Darwin yılı olması sebebiyle ölüm yıldönümünden bahsedilecek bir özür sayısı çıkarılacağına dair haberler çıktı. Bu haberlerin aslı var mıdır?" diye sordu.
Bunun üzerine Yetiş, "Özür sayısı diye bir şey olamaz. 2009 yılının şöyle bir özelliği var. Şubat ayı Darwin'in doğuşunun 200. yılı, kitabının çıkmasının da 150. yılı. Hatta ilk konferans vermesinin de geçen yılın sonunda 150. yılıydı. Onun için 18 ay gibi bir sürede kabul edildi. Biz yaptığımız işi ciddi ve titiz yapmayı seven bir ekibiz. Bunu ciddi ve gerçekten bilimsel süzgeçlerden geçirilmiş şekilde yapacağız. Bunu, bu olay olsa da yapacaktık, olmasa da yapacaktık" dedi.
"Tamamen idari olan bir sürecin tesadüfen konunun Darwin olması dolayısıyla bu kadar büyük bir etki, bulabildiğim en nazik kelime, en az olumsuz kelime, yapmasını şaşkınlıkla karşıladık" diyen Yetiş, "Bu hem TÜBİTAK açısından hem de Türkiye'nin belli yerlere bir anlamda gönderilen mesajlarla sorulanıyor olması Türkiye için olumlu bir şey olmamıştır. TÜBİTAK yurt içinde ve dışında çok iyi bilinir, imajı çok iyidir. Onun için ben bunun geçici bir kriz olduğunu düşünüyorum ve bitmiş olduğuna inanıyorum. Bizim yapacağımız bir şeyi ileride birileri 'özür diledi' diye söylerse, o da onların tercihleridir" ifadesini kullandı.
10'uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in veto ettiği Prof. Dr. Nüket Yetiş, Ağustos 2008'de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından TÜBİTAK Başkanlığı'na atanmıştı.
Bakan Aydın: "Sansür söz konusu olamaz"
Konferansa katılan Devlet Bakanı Mehmet Aydın da, "Herkesin bildiği, ders kitaplarına girdiği, Türkiye'de ders kitaplarında okutulduğu bir konuyu, bir bilim adamını siz 21. yüzyılda 'aman duyulmasın derseniz' olur mu böyle şey? Bunu kim yapar? Böyle bir şey olamaz, mümkün değil" dedi.
TÜBİTAK'ın dünkü basın duyurusunda, bir iç mekanizma ile olan sıkıntının anlatıldığını ifade eden Aydın, "Ne TÜBİTAK'taki arkadaşlarımızın, ne de benim aklıma bilimin hangi alanı olursa olsun, hangi bilim adamı olursa olsun, onunla ilgili herhangi bir sansür, perdeleme asla gelmez, böyle bir şey söz konusu olamaz" diye konuştu.
Felsefe hocası olduğunu söyleyen Bakan Aydın, "Bu benim bütün hayatıma karşı bir şey olmuş olur. Yani her türlü fikre açık olmak benim aynı zamanda mesleğim" dedi.
"2009 yılı Darwin yılı olduğu için, doğumunun 200. yılı olduğu için, zaten ayrıca geniş kapsamlı bir çalışma süreci devam ediyor" diyen Aydın, "Dolayısıyla bir Darwin sayısı zaten çıkıyor" diye konuştu.
Gazetecilere sitem
Devlet Bakanı Aydın, "Ümit ediyorum çok dikkatlice not alırsınız. Ne zaman konuşsak, bir bakıyorsunuz ertesi gün çıkan yazının sizin söylediğinizle ilgisi yok. İki şeyi de düzeltmek istiyorum. Bu konu bana intikal ettiği gün İzmir'de 8-10 cümle söyledim. Ama bütünlüğü içinde verilmediği için basına yanlış intikal etti. Ben dedim ki, '200 senedir zaten bilinen, tanınan, lehinde aleyhinde ciltler dolusu kitap yazılmış bir bilim adamına sansür koymak kadar mantıksızlık olamaz.' Çünkü zaten bilinmeyen birisi değil ki, 'aman bilmesinler' diyebilesiniz. Zaten biliniyor. Herkesin bildiği, ders kitaplarına girdiği, Türkiye'de ders
kitaplarında okutulduğu bir konuyu, bir bilim adamını siz 21. yüzyılda 'aman duyulmasın derseniz' olur mu böyle şey? Bunu kim yapar? Böyle bir şey olamaz,
mümkün değil" dedi.
Bakan Aydın, konunun kendi açılarından çok açık olduğunu vurgulayarak, "Hiçbir zaman benim aklıma gelmez o söylenenler. Ama orada ben diyorum ki, o bile yanlış anlaşıldı. Ben diyorum ki, 200 sene önce yaşamış ölmüş bir insan üzerine ambargo konur mu? Ertesi gün basında adam ölmüş, gitmiş zaten gibi bir çerçeve içinde veriliyor. Yani bundan şikayetçiyim, haberiniz olsun. Ondan sonra diyorum ki, zaten yeteri kadar Darwin ile Darwinizmle uğraşan var. Bunu 'Bilimsel olarak çalışan var' anlamında demiyorum. 'Bu çocukla uğraşma' kelimesindeki 'uğraşma' ne ise o anlamda söylüyorum. TÜBİTAK, Darwin ile Darwinizmle niye uğraşsının cevabı, 'Niye çalışsın, niye etüd etsin' değil. Olumsuz anlamda 'niye uğraşsın' demek istiyorum. Ama bu hemen profesör olan arkadaşlarca 'Darwin ile uğraşmak TÜBİTAK'ın görevidir' deniliyor. O olumsuz anlamda söylemiyorum ki... Darwin ile niye uğraşıyorsunuz fikrini söylemiş, bir bilim adamıdır" ifadesini kullandı.
"Bilimde hata yapmak da mümkün"
Mehmet Aydın, bilimde hata yapmanın isabet etmek kadar doğru, mümkün ve yaygın olduğuna işaret ederek, eğer yapılan hatalar olmasaydı bilimin bugün bu
düzeye ulaşamayacağını söyledi.
Bir bilim adamının ortaya attığı teori kanıtlanırsa bilimsellik niteliği kazanacağını, kanıtlanmazsa gündemden düşeceğini, bazen de bilimsellik niteliği kazanan teorinin bilimselliğinin zamanın seyri içinde tekrar tartışma konusu olabileceğini dile getiren Aydın, bu konuda ışığın yayılması ile ilgili teoriyi örnek göstererek, ışığın bazen dalga, bazen kırılarak yayıldığının söylendiğini, bazen de her ikisinin de kabul edildiğini kaydetti.
Bakan Aydın, "bilimin düşe kalka yürüyen bir süreç olduğunu" ifade ederek, "Bilimde hatalara karşı da doğrular kadar tolerans göstermemiz lazım. Dolayısıyla bir bilim adamı yaptığı, öne sürdüğü bir teoride yanlış yapıyorsa, doğru yapan kadar aslında saygıya layık bir iş yapıyor. Çünkü ortalık karışsın diye onu yapmıyor, düşüncesi o... O bakımdan siz o yazılan çizilenlere bakmayın. Onlar acaba şuradan girersek hükümet ne kadar zarar eder, buradan girersek ne kadar zarar eder şeklinde... Halis eleştiriler var. Anlamadığı için veya biz kendimizi anlatamadığımız için onlara da teşekkür ediyorum. Yani bilim konusunda gösterdikleri duyarlılıklara da teşekkür ediyorum. Çünkü o bizim ana felsefemiz. Bilimin, bilimsel düşüncenin, bilime dayalı toleransın önü tamamen açık olmadan hiçbir ülke kalkınmayı gerçekleştiremez. TÜBİTAK'ın görevi, benim siyasi olarak görevim de o. Ama birileri hala 'Aman ne olur, bir hata da burada yapsalar da oradan bir şey çıkarsak' diyorlarsa, onu da ne yapayım, elimden ne gelir" dedi.
Bakan Aydın, bir gazetecinin, "Türkiye'nin bilim ve teknik alanında zaman kaybetmeye zamanı olmadığını ifade ettiniz. Bu tartışmalar zaman kaybı değil mi?" sorusuna, "Bizim açımızdan değil. Yani bu tartışmalar 10 kat daha büyüse biz işimize gücümüze bakarız. Yani TÜBİTAK ne yapıyorsa onu devam ettirmek zorunda. Günlük tartışmalara dalarak bizim vakit kaybetmemiz mümkün değil" karşılığını verdi.
ERC Başkanı Fotis Kafatos da, aynı yöndeki soru üzerine, bu tür tartışmaları önemsiz bulduğunu ifade ederek, "Bu tip şeyler olabilir. Önemli olan burada ilerlememiz. Bu sadece bir yanlış anlaşılma ve çok önemsiz bir şey. Bazen bir şeyde ilerlemek istediğiniz zaman dalgalar size çarpabilir, geriye iter, ama bu asla yılmamanız gerekin bir husustur" diye konuştu.
SON DAKİKA
EN ÇOK OKUNANLAR
22 Kasım 2024 cuma namazı vakti saat kaçta? Diyanet İstanbul, Ankara, İzmir cuma saati, öğle ezanı vakti
Besicinin 90 koyununu 1 dakikada çaldılar
Selma Ateş'e saldırıyı azmettirmişti! Eşini ve yanındaki kişiyi öldürdü: Elektronik kelepçeyi kırıp kaçtı
SON DAKİKA HABERİ... Narin cinayetinde düğüm çözülecek mi? 3. kanlı delil ortaya çıktı
Kasesi 1000 TL! Uludağ'daki 'çorba' Bakanlığı harekete geçirdi