hourSON DAKİKA
left-arrowright-arrow
weather
İstanbul
down-arrowup-arrow

    Yüksek mahkemeden geç gelen karar

    Yüksek mahkemeden geç gelen karar
    expand

    Anayasa Mahkemesi, MİT, polis ve jandarmaya telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimi tespit, dinleme ve kaydetme konusunda yetki veren kanunun, "Dinlemelerde faaliyetlerin denetiminin, başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından yapılmasını" öngören hükmünü iptal etti.

    Haberin Devamıadv-arrow
    Haberin Devamıadv-arrow

    Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu kararı, 3 yıl sonra geldi.

    Zira; 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, polis, jandarma ve MİT'e telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimi tespit, dinleme ve kaydetme konusunda yetki veren 3 Temmuz 2005 tarihli 5397 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açmıştı.

    Anayasa Mahkemesi heyeti, bugünkü gündem toplantısında, davayı esastan karara bağladı.

    Başbakan'ın denetleme yetkisi iptal

    Mahkeme, kanun ile Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ve Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'na eklenen, "Dinleme faaliyetlerinin denetiminin Başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından yapılmasını" öngören hükmü iptal etti.

    Yüksek Mahkeme, "Telekomünikasyon İletişim Başkanı'nın, Telekomünikasyon Kurumu Başkanı'nın teklifi üzerine Başbakan tarafından atanacağına" ilişkin hükmü de Anayasa'ya aykırı buldu.

    Yüksek Mahkeme, bu hükümlerin yürürlüklerinin durdurulması istemini ise koşullar oluşmadığından reddetti.

    Anayasa Mahkemesi iptali istenen "Bir başkan ile teknik, hukuk ve idari olmak üzere üç uzmandan oluşacağı" hükmüne ilişkin yeni bir yasal düzenleme yapıldığı için karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.

    Yüksek Mahkeme'nin kararını oy birliğiyle aldığı öğrenildi.

    Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesi'nin kanunun tümünü iptal etmediğini, kararın atamaya ilişkin olduğunu belirterek, organize suçlarla mücadele, suçun önlenmesi ve suçluların yakalanması konusunda yasanın çok önemli olduğunu ifade etti.

    Dinlemelerin hakim kararına bağlı olduğunu, dinlemelerde hakim teminatı bulunduğunu ifade eden Çiçek, "İptal kararı atamaya yönelik. Sıkıntı yok, yasanın özü, işin esası duruyor. Gerekçeyi gördükten sonra gereğini süratle yaparız. Uygun bir düzenleme yapacağız. Yürürlüğünün durdurulmaması doğrudur, aksi halde ciddi sıkıntılar olurdu" dedi.

    "Gerekçeli karar ne kadar erken yayımlanırsa gereği de hızla yapılır" diyen Çiçek, "Aksi halde devletin eli kolu organize suçlara karşı bağlanır. Bu konuları Ceza
    Muhakemesi Kanunu'nda da ayrıntılı düzenlemiştik. Her şey hakim teminatı altında" ifadesini kullandı.

    Üçlü kararname mi, dörtlü mü?

    Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, "Yasal değişiklikle sorun çözülür. Dörtlü kararname gelir yani Telekomünikasyon Kurumu Başkanı, Ulaştırma Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanının imzasıyla" diye konuştu.

    "Kanunun tümü iptal olabilir mi?" sorusunu yönelten gazeteciyi de Şahin, "İletişim yoluyla suç ve suçluların tespiti, dünyanın kabul ettiği bir yöntem. Birçok olay bu yöntemle Türkiye'de de önlenmiştir" diye yanıtladı.

    Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise, bundan sonraki başkan atamalarının üçlü kararnameyle yapılacağını, Başkanlığın faaliyetlerinin denetiminin de uygun bir denetleme mekanizması kurularak sağlanacağını bildirdi.

    Yıldırım, "Türkiye üç tane kurum var. Jandarma, MİT ve polis teşkilatı. Bu teşkilatlar eskiden beri istihbarat amacıyla, koruyucu tedbir ve adli vakalarda delil temin etmek amacıyla sinyal takibi, dinleme ve diğer araçları kullanıyorlar" diye konuştu.

    "Kurum, kuruluş kanununda öngörülen işleri yapmaya devam edecek. İstihbarat kuruluşlarına, polise, MİT'e, jandarmaya, takip, sinyal izleme, gereğinde dinlemeyle ilgili taleplerine yasaların kendisine verdiği yetki çerçevesinde izin verecek veya vermeyecek" diyen Yıldırım, "Yani esasa ilişkin birşey yok. Kurum'un başındaki arkadaşın atamasıyla ilgili hükmü iptal etti. Demek ki bundan sonraki atamalar artık üçlü kararnameyle olacak, tekrar orada bir atama söz konusu olursa. İkincisi denetleme. Buranın hesapları, kitapları, personelle ilgili işlerini zaten Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu denetliyor. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, acaba kendisine verilen işleri kanunlara uygun yapıyor mu yapmıyor mu? Onun denetlenmesi lazım. Orada öngörülen Başbakanlığın icap ettiği hallerde bu denetlemeyi yapmasıydı. Bunu da Anayasa Mahkemesi uygun görmedi. Ona uygun bir denetleme mekanizması kurulur" dedi.

    KARARA TEPKİLER

    CNN TÜRK'e konuşan Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk,
    kararın Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe gireceğini hatırlatarak, kesin kanaatini gerekçeyi gördükten sonra verebileceğini söyledi.

    Selçuk, kararın yine de, "hak ve özgürlükler yolunda atılmış bir adım" gibi göründüğünü belirtti.

    Kararın işleyen davalara etkisi konusunda ise Selçuk, "Usul kuralları hemen uygulanırlar. O bakımdan bundan sonraki işlemler geçerlidir. Bu yönteme ilişkin bir hüküm olduğu için, bundan sonra yazılı hukukta varolan kurallar geçerli olacaktır" dedi.

    CNN TÜRK'e açıklama yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok da, kararın 3 seneye yayılmış olmasını normal kabul etmenin mümkün olmadığını belirtti.

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin adil yargılanma koşulları içinde makul biçimde yargılanmanın da olduğunu söyleyen Özok, Ergenekon soruşturmasında tutukluların 8-9 aydır tutuklu olmalarına rağmen haklarındaki suçlamaları bilmediklerini ifade etti.

    Özok, "Asla ve asla geciken adalet gerçek adalet değildir" dedi.

    Özok, bu kararın geçmiş davaları nasıl etkileyeceği konusunda ise, "Delilleri şimdi ortadan kaldıracağını sanmıyorum" yorumunu yaptı.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, "Doğru yolda atılmış, çok önemli bir adım. Özel hayatın gizliliği gibi temel bir ilkeyi, açıklıkla, fütursuzca ihlal edenler, sonunda yargı duvarına çarpmışlardır" dedi.

    Her zaman, Ankara'da hakimlerin olduğunu söylediklerini belirten Öymen, "Ankara'da hakimler olduğunu kimse unutmasın. Türkiye'de yargıyı hiç kimse istismar etmeye, siyasallaştırmaya kalkışmasın" diye konuştu.

    Öymen, "Umuyoruz ki Hükümet, bu karardan gerekli dersi çıkaracaktır; Türkiye'nin demokrasi dışı yöntemlerle idare edilemeyeceğini anlayacaktır. Biz onlara her zaman, telefonlarımızı dinleyeceğinize, sözümüzü dinleyin dedik. Umarım ki bundan sonra telefon yerine, sözümüzü dinlemeyi tercih ederler" dedi.

    MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Anayas
    a Mahkemesi'nin telefon dinlemesiyle ilgili verdiği iptal kararının doğru olduğunu söyledi.

    TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bal, demokratik ülkelerde, kişilik haklarının başında haberleşme hürriyetinin geldiğini belirtti.

    Haberleşme hürriyetinin yargı denetiminde olması gerektiğini ifade eden Bal, "Demokratik ülkelerde, olmazsa olmaz zaruretlerden birisi budur. İptal edilen kanun, yürütmenin başındakine yetki veriyordu. Bu, demokratik kurallar çerçevesi içerisinde Anayasal teminat altında bulunan kişilik haklarıyla bağdaşmıyordu. Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararı doğrudur" diye konuştu.

    DSP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli de Anayasa Mahkemesi'nin isabetli bir karar verdiğini söyledi. TBMM'de kanun çıkarmanın, yönetmelik çıkartmaktan daha kolay hale geldiğini öne süren İçli, iktidarın, çoğunluğuna bakarak, "Biz her dediğimizi yaparız, her şeyi yapmaya muktediriz" anlayışıyla kanun çıkarttığını kaydetti.

    Bu tür kanunların hep Anayasa Mahkemesi'nden döndüğünü anlatan İçli, "Sayın Başbakan da önümüzdeki saatlerde herhalde yine Yüce Mahkeme hakkında bir değerlendirme yapacaktır. Burası bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde insanlar, dinlenmekten, izlenmekten bıktı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kepazelik yok" dedi.

    Radikal Gazetesi Yazarı Avni Özgürel
    ise, 3 yıl geciken kararı CNN TÜRK'te yorumladı. Özgürel, "Yargının karar vermekte gecikmesinin nasıl sonuçlar doğuracağını gösteriyor bu karar. Bugün çok önemli bir dava var. Bu davada bütün telefon dinlemeleri, savcılığın temel dayanağı biliyorsunuz. Bunların tamamını geçersiz hale getiren bir düzenleme" dedi.

    Özgürel, "Bu karar, geçmişte yapılmış olan dinlemelerin hukukiliğini geçersiz kılacak mı, bir başka noktaya bizi taşır mı?" diye sordu.

    Sıradaki Haberadv-arrow
    Sıradaki Haberadv-arrow