Ergenekon'da son dalgaya ne dediler?
"Ergenekon" soruşturması kapsamında Avrasya TV ve Türk Metal Sendikası'nda başlayan operasyon, CHP ve sendikacılar başta olmak üzere büyük tepki çekti.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ''Sayın Özbek, kamuoyunun önünde olan bir insan. Avrasya TV (ART) hükümete çok sempatik gelen bir televizyon kanalı değil. Dolayısıyla gözaltına alınma gerekçesini öğrenebilirsek mutlu oluruz. Dün Sayın Cumhurbaşkanı başkanlığında toplantı yapılmıştı. Hukukun üstünlüğünü egemen kılmak Türkiye'de çok önemli bir karar. Hukuku egemen kılan bir soruşturma anlayışıyla yola çıkılırsa sanıyorum Türkiye pek çok badireyi rahatlıkla atlatmış olacak" dedi.
CHP Genel Saymanı ve parti sözcüsü Mustafa Özyürek, "Öyle anlaşılıyor ki toplumu yıldırma, korkutma anlayışı giderek yaygınlaşıyor. Medya ve sendikalar susturulmaya çalışılıyor. Türkiye giderek korku imparatorluğuna doğru gidiyor. Ulusalcı olan herkese baskı var. Dileğimiz hukukun işlemesi, insaların haklarının elinden alınmaması ve insanların özgürlüklerine kavuşmasıdır. Mustafa Özbek, benim ortaokuldan arkadaşımdır. Kendisi Atatürk ilkelerine bağlı sendikacı ve yayıncıdır. Kendisine reva görülen bu muameleyi kınıyorum" dedi.
Eski sendikacı, CHP İstanbul Milletvekili Bayram Meral, "Biz ihtilalden yana olmayız. Biz 12 Eylül'e karşı mücadele verdik. Bugünkü yapılan hareket, bir sivil 12 Eylül türü baskı unsurudur. Bu hoş bir hareket değildir. Halkın, çalışanların sorunlarını dile getiren, ülkenin sıkıntılarını açık bir şekilde ortaya koyan ART kanalını baskı altına almaya ve susturmaya çalışmak, doğru bir hareket değildir. Tek bir televizyon kanalına uygulanması düşündürücüdür. Özbek'i susturmak ülkeye zarar verir. Medyayı baskı altına almakla özgürlükten bahsedilemez. Medya elbetteki gerçekleri yazacak. Ama bugün yapılanlara halkımız da bakın korna çalarak tepki vermektedir. Bu ortamı yaratanlar baskı kurmak istiyor. Bundan vazgeçsinler. Türk adaleti vardır. Türkiye polis devleti olmamalıdır" diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, uzun süreden beri hukuk dışı, yasalara aykırı iktidar olmanın ve 6 yıldır örgütlenmenin sonucunda yaşanan bu olayların Türkiye'ye yakışmadığını, demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından her gün bahsedildiği halde insanların baskı altına alınarak, arzu ettikleri yola zorla sevk etmeye çalıştıklarını öne sürdü.
''Türkiye'nin skandalların, şokların, belirsizliklerin hakim olduğu bir süreç yaşadığını'' ifade eden Selvi, ''Hükümetin iktidar olmanın avantajlarını halkı susturmak için kullandığını'' iddia etti. Selvi, ''Söylemleriyle Başbakan, hem dünyada hem Türkiye'de güvenilmez hale gelmiştir'' dedi.
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, "Ülkede ne kadar Kemalist, Atatürk devrimi ilkelerine bağlı, siyasal iktidara muhalefet eden insan varsa bu ister basın kuruluşu, ister sendika olsun, susturulmaya çalışılıyor. Bu olaylara sessiz kalarak, sadece haber olarak verirseniz, yarın sizlere de geldikleri zaman kameralarınızı da bulamayacaksınız. Artık basının bu işi bir basın özgürlüğü mücadelesi halinde olduğunu anlayıp, çok ciddi şekilde mücadele vermesi lazım" diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, "İktidarın yanlışları karşısında sesli düşünen, düşüncelerini kamuoyuyla paylaşan ne kadar düşünür, gazeteci, bilim adamı var ise onlar gözaltına alınmaktadırlar" dedi. "Türkiye'de tam bir komedi yaşandığını" ifade eden Ateş, "Her sabah ayrı bir Türkiye'de uyanıyoruz. Uyandığımız Türkiye'de her geçen gün anti demokratik bir Türkiye olarak gözlerimizi açıyoruz" diye konuştu.
Bu arada DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Macit ve milletvekili Hasan Erçelebi de sendika binası önüne gelerek, çalışanlara geçmiş olsun dileklerini iletti.
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, "İnanıyoruz ki hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı neticeyi ortaya çıkaracaktır. Gerçek incelemelerden sonra ortaya çıkacaktır. Hepinizin izlediği gibi biz de takip ediyoruz. Şu anda avukatları ve yakınlarının dışında kimseyi içeriye almıyorlar. Gelişmeleri hep beraber takip edeceğiz, sizlere bilgi vereceğiz. Özbek ile Görüştüm, burada. Ailesi, avukatları da aramaya nezaret ediyorlar. Adalet Bakanı'nı da, İçişleri Bakanı'nı da arayacağım. Bir bilgi alırsam kamuoyuyla basınla paylaşacağım" dedi.
Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan, "Bu boşa çıkacak bir çaba bence. Muhalefetin susturulması ve baskılarla gözümüzün korkacağı falan da yok. Biz işimize bakıyoruz. Sonuna kadar da ben arkadaşlarımızın masum olduklarına, suçsuz olduklarına yürekten inanıyorum. Bunun da bağımsız yargı tarafından ortaya çıkarılacağına yürekten inanıyorum. Dolayısıyla eğer bu baskı unsuru olarak kullanılmak isteniyorsa işçi hareketinin sendikaların üzerinde bunun da boşa çıkacağını bilmenizde fayda var" dedi.
CNN TÜRK'e konuşan eski özel harekatçı, Bülent Ecevit'in eski koruma müdürü, DSP İzmir Milletvekili Recai Birgün, "Güneydoğu'daki özel harekatçıların yeraltı faaliyet eğilimi ortaya çıktı ve birileri tarafından kullanıldı" diye konuştu. Birgün, silahların çıkmasına şaşırmadığını söyledi.
DSP Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi, "Gerçekten ilgiyle izliyoruz. Biz bu Ergenekon denilen olayın artık dalgalarının bittiğini düşünüyorduk. Ama devam ediyor. Yine erken saatlerde insanlar alınıyor. İleride Türkiye'de, bu davranışlardan dolayı belki insan haklarının ihlali olduğu konusu da gündeme gelecek. Hukuk çerçevesinde her şeyin çözüleceğine inanıyoruz. Ama Türkiye'de bir korku dalgasının da yayılmakta olduğunu görüyoruz. Ergenekon dalgasından çok, bir korku dalgası haline geldi. Hepimiz sabırla ama uyanık olarak olayları izlemek zorundayız. Türkiye iyiye gitmiyor" dedi.
DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Macit, "Bu süreçte at izinin it izine karıştığını" öne sürerek, "Bu operasyonu yapanlar umarım haksız duruma düşmezler" dedi.
Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, "ART televizyonuna yapılan baskın, basın hürriyetine aykırıdır. Eğer bir suistimal varsa hesaplarını incelersiniz. Televizyonun bütün yayınlarına el konulmuş, çalışanların savunma hakları ellerinden alınmış. Telefon dinlemeleri hakkında Recep Tayyip Erdoğan'a bilgi veriliyor. Kendilerine karşı tenkit yapan kişileri seri şekilde susturmaya çalışıyorlar. Yıllarca devlete hizmet etmiş insanlarla çete suçlularının birlikte sorgulanması hukuka aykırıdır. Suçlar ve suçlular birbirinden ayırt edilmelidir. Fikir suçları, adi suçlar, çete suçları ayrı ayrı ele alınmalı" dedi.
AK Parti içinde dürüst ve saygı duyduğu milletvekilleri bulunduğunu ifade ederek, bu milletvekillerine çağrıda bulunan Genç, "Gelin Parlamento olarak bu olaylara el koyalım. Arkalarında pisliği olmayanlardan kadro oluşturalım, araştırma inceleme yapalım. Bilin ki Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen'in üçü aynı amaç, hedef, ülkü birliğinde bir rejim getirmeye çalışıyorlar" iddiasında bulundu.
1993'te Tansu Çiller hükümetinde İçişleri Bakanlığı yapan MHP'nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Gazioğlu, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili gelişmeleri, "65 yaşıma geldim hiç yarınımdan endişe etmedim. Ama bugün herkes yarın bana da bir şey olur mu düşüncesi içinde" sözleriyle değerlendirdi.