

Microsoft’un geçtiğimiz gün yayınladığı bir video hologram teknolojisiyle bir mekâna, reel olmasa da sanal olarak ışınlanmaya ne kadar yakın olduğumuzu gösterdi.
Filmi biraz geri saralım; geçen yıl 21 Ocak’ta Microsoft “Artırılmış Gerçeklik” (Augmented Reality) gözlüğü Hololens’i tanıtmıştı. “Hololens” Sanal Gerçeklik gözlüklerinden farklı olarak sizi bulunduğunuz mekândan koparmıyor. İçinde bulunduğunuz ortama üç boyutlu görsellerle sihir katıyor.
Hololens ilk görücüye çıktığında teknoloji severleri çok etkiledi. Geçen yıldan bu yana Microsoft da yayınladığı videolarla “Hololens”in gündelik ve profesyonel hayatımızda nasıl kullanılabileceğine dair ipuçları verdi.
Ancak yeni yayınlanan video daha önce yayınlanan tüm videoları unutturacak nitelikte. İngiltere’de bulunan araştırma ekibinin geliştirdiği projeyle, Microsoft İngilizce “teleportation” (ışınlanma) kelimesinin yerine bizleri “holoportation” kelimesiyle tanıştırıyor. Yani “Hololens” ile ışınlanma. Ya da “Holografik Işınlanma”. Sistem daha iyi bir anlatımla, sizin hologram görüntünüzü başka bir mekâna gerçek zamanlı olarak taşıyor.
Aslında Hololens’in yaratıcılarından Microsoft çalışanı Alex Kipman, geçen ay yaptığı TED konuşmasında NASA’dan Dr. Jeffrey Norris’i holografik olarak sahneye ışınlayarak bu teknolojinin ilk demonstrasyonunu gerçekleştirmişti.
Bir odanın etrafına yerleştirilen üç boyutlu kameralar sizi 360 derece tarayarak, üç boyutlu görüntünüzü yaratıyor. Başka bir mekânda “hololens” kullanan kişi de sizin hologramınızı, sanki siz oradaymışsınız gibi, gerçek zamanlı görebiliyor. İsterseniz yeni yayınlanan aşağıdaki etkileyici videoya bir göz atın:
Şayet “holoportation” gündelik yaşamımıza girerse, yakın zamanda öncelikle iş yaşamımızda devrim yaşanabilir. Mesela video konferansların yerini alabilecek bu sistemle yurt dışı toplantı seyahatleri ortadan kalkabilir. Seyahat için harcanan otel, uçak ve diğer lojistik maliyetleri ve zaman kaybının değeri, bu sistemi mutlaka daha cazip hale getirecektir. Hatta bırakın yurtdışını, şehir içinde trafiğe gömülmektense, kısa bir “holo-toplantı” yaparsınız, yarım saatte iş biter.
Bunun yanısıra uzakta yaşayan akrabalarınızı, arkadaşlarınızı da daha sık görme şansınız olabilir. Şüphesiz hologramla yapılan bir görüşme, yüz yüze iletişimin yerini tutmaz ama Skype’dan daha iyidir.
“Hololens”le yapılabilecek holografik bir görüşmenin en etkileyici yanlarından biri de bu görüşmeyi kayıt altına alma şansınızın olması. Daha sonra siz üçüncü bir göz olarak bu görüşmeyi banttan tekrar izleyebiliyorsunuz. Hatta iş yaşamınızda gerektiğinde geri dönüp, ne konuştuğunuza da bakma şansınız olur, toplantı notu tutmaktan da kurtulursunuz.
Hololens aradan bir yıldan fazla süre geçmiş olsa da henüz satışa çıkmadı. Ama geliştiricilere yönelik ilk versiyon 30 Mart’ta piyasaya çıkıyor. 3000$’lık fiyatı el yaksa da, ürünün geleceği oldukça parlak gözüküyor.
Microsoft’un geçtiğimiz gün yayınladığı bir video hologram teknolojisiyle bir mekâna, reel olmasa da sanal olarak ışınlanmaya ne kadar yakın olduğumuzu gösterdi.
Filmi biraz geri saralım; geçen yıl 21 Ocak’ta Microsoft “Artırılmış Gerçeklik” (Augmented Reality) gözlüğü Hololens’i tanıtmıştı. “Hololens” Sanal Gerçeklik gözlüklerinden farklı olarak sizi bulunduğunuz mekândan koparmıyor. İçinde bulunduğunuz ortama üç boyutlu görsellerle sihir katıyor.
Hololens ilk görücüye çıktığında teknoloji severleri çok etkiledi. Geçen yıldan bu yana Microsoft da yayınladığı videolarla “Hololens”in gündelik ve profesyonel hayatımızda nasıl kullanılabileceğine dair ipuçları verdi.
Ancak yeni yayınlanan video daha önce yayınlanan tüm videoları unutturacak nitelikte. İngiltere’de bulunan araştırma ekibinin geliştirdiği projeyle, Microsoft İngilizce “teleportation” (ışınlanma) kelimesinin yerine bizleri “holoportation” kelimesiyle tanıştırıyor. Yani “Hololens” ile ışınlanma. Ya da “Holografik Işınlanma”. Sistem daha iyi bir anlatımla, sizin hologram görüntünüzü başka bir mekâna gerçek zamanlı olarak taşıyor.
Aslında Hololens’in yaratıcılarından Microsoft çalışanı Alex Kipman, geçen ay yaptığı TED konuşmasında NASA’dan Dr. Jeffrey Norris’i holografik olarak sahneye ışınlayarak bu teknolojinin ilk demonstrasyonunu gerçekleştirmişti.
Bir odanın etrafına yerleştirilen üç boyutlu kameralar sizi 360 derece tarayarak, üç boyutlu görüntünüzü yaratıyor. Başka bir mekânda “hololens” kullanan kişi de sizin hologramınızı, sanki siz oradaymışsınız gibi, gerçek zamanlı görebiliyor. İsterseniz yeni yayınlanan aşağıdaki etkileyici videoya bir göz atın:
Şayet “holoportation” gündelik yaşamımıza girerse, yakın zamanda öncelikle iş yaşamımızda devrim yaşanabilir. Mesela video konferansların yerini alabilecek bu sistemle yurt dışı toplantı seyahatleri ortadan kalkabilir. Seyahat için harcanan otel, uçak ve diğer lojistik maliyetleri ve zaman kaybının değeri, bu sistemi mutlaka daha cazip hale getirecektir. Hatta bırakın yurtdışını, şehir içinde trafiğe gömülmektense, kısa bir “holo-toplantı” yaparsınız, yarım saatte iş biter.
Bunun yanısıra uzakta yaşayan akrabalarınızı, arkadaşlarınızı da daha sık görme şansınız olabilir. Şüphesiz hologramla yapılan bir görüşme, yüz yüze iletişimin yerini tutmaz ama Skype’dan daha iyidir.
“Hololens”le yapılabilecek holografik bir görüşmenin en etkileyici yanlarından biri de bu görüşmeyi kayıt altına alma şansınızın olması. Daha sonra siz üçüncü bir göz olarak bu görüşmeyi banttan tekrar izleyebiliyorsunuz. Hatta iş yaşamınızda gerektiğinde geri dönüp, ne konuştuğunuza da bakma şansınız olur, toplantı notu tutmaktan da kurtulursunuz.
Hololens aradan bir yıldan fazla süre geçmiş olsa da henüz satışa çıkmadı. Ama geliştiricilere yönelik ilk versiyon 30 Mart’ta piyasaya çıkıyor. 3000$’lık fiyatı el yaksa da, ürünün geleceği oldukça parlak gözüküyor.