Türkiye'nin suyu kuraklığın pençesinde -4-

Küresel ısınma ve bilinçsiz tarımsal sulamanın etkisiyle yurt genelindeki birçok su kaynağı kururken, bazı nehir ve barajlardaki su seviyesi de düştü.
Elazığ'da kuraklık nedeniyle baraj göllerindeki su seviyeleri düşerken, diğer kaynaklar da yağış azlığından olumsuz etkilendi.
AA muhabirlerinin Türkiye genelinden derlediği bilgilere göre,Elazığ'da Keban Baraj Gölü'nde su seviyesi 7 metre düştü, Hazar Gölü'nde ise 3 yıl önce durdurulan enerji üretimi durdurulmasına karşın gölde su seviyesi sadece 60 santimetre yükseldi.
DSİ 9'uncu Bölge Müdürü Nevzat Aksu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Keban Barajı'ndaki su kotunun bugün itibariyle 827,85 metre, geçen yıl aynı tarihlerde ise 834,74 metre olduğuna dikkat çekti.
Barajdaki su seviyesinde geçen yıla göre 7 metrelik bir düşüş olduğuna işaret eden Aksu, 2008'de kar yükü açısından potansiyelin iyi olduğunu ancak yağmurların yağmaması sonucu kar potansiyelinin akışa geçmediğini bu nedenle de barajlar için yeterli suyun alınamadığını kaydetti.
Elazığ'ın Sivrice ilçesi yakınlarında bulunan Hazar Gölü'nde de kuraklığın etkisinin görüldüğünü ifade eden Aksu, gölde üretim yapan santralin 2005 yılının aralık ayından itibaren üretimini durdurduğunu anımsattı.
Geçen 3 yıl içinde göl seviyesinin sadece 60 santimetre yükseldiğini ifade eden Aksu, "geçen süre içinde su seviyesinin daha fazla yükselmesi gerekirdi. Yaşanan kuraklık nedeniyle su seviyesi ancak bu kadar yükseldi" dedi.
Aksu, yöre halkının kuraklıktan en az etkilenmesi için müdürlük olarak bazı tedbirler aldıklarını sözlerine ekledi.
Ege Bölgesi'ndeki su kaynakları
DSİ 2'nci Bölge Müdür Yardımcısı Hüseyin Zerman, küresel ısınmanın Ege Bölgesi'nde de su kaynaklarını olumsuz yönde etkilediğini, bu yılki sıkıntıyı, çiftçileri, çok su istemeyen bitkileri ekmeleri yönünde uyararak aştıklarını bildirdi.
Zerman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küresel ısınma nedeniyle kuraklık yaşandığını, bu yılki sulama sezonunu, mevcut baraj ve göletlerde biriktirilen sularla gerçekleştirdiklerini belirtti.
Çiftçileri uyararak bitki ürün desenlerini değiştirdiklerini ve çok su istemeyen ürünlerin ekilmesini talep ettiklerini kaydeden Zerman, su sıkıntısını bu şekilde aştıklarını ve suyu mümkün olduğunca tasarruflu kullandıklarını ifade etti.
"Önümüzdeki yıl yağışların bu şekilde olacağını düşünerek inşa halindeki baraj ve göletleri bitirmeye çalışıyoruz" diyen Zerman, küresel ısınmanın periyodik olarak değişebileceğini ifade etti.
Barajlardaki doluluk oranlarının ortalama yüzde 14-15 seviyelerinde olduğunu ifade eden Zerman, "Seferihisar Barajı'nda yüzde 5, Demirköprü Barajı'nda yüzde 15, Sevişler Barajı'nda yüzde 27 doluluk oranı mevcut. Beklenen yağışlar az olunca doluluk oranları azalıyor" dedi.
Sulama mevsiminin sona erdiğini hatırlatan Zerman, "küresel ısınmaya karşı önlem alıyoruz. Çiftçileri damlama sulama sistemine geçmeleri konusunda uyarıyoruz. Bu şekilde açık kanallarda buharlaşmayı önlemeye çalışıyoruz. Damlama sulama sistemine geçmeyenlere belge vermiyoruz" dedi.
İZSU yetkilileri
Yetkililer, kentin su ihtiyacının yaklaşık yüzde 36'sını karşılayan Tahtalı Barajı'nın geçen yıl 49 metre olan su seviyesinin 43 metreye düştüğünü belirtti.
Tahtalı Barajı'nda Haziran 2007'de yüzde 30,5 olan aktif doluluk oranının, bu ayın başında yüzde 13,8'e, su hacminin ise 107 milyon metreküpten, 59 milyon metre küpe indiğini kaydeden yetkililer, barajın yıllık kullanımının 128 milyon metreküp olduğunu ifade ettiler.
Kuraklık nedeniyle Tahtalı Barajı'nın, 2007 yılına göre yaklaşık yüzde 50 daha az su rezervine sahip olduğu, yağış azlığı nedeniyle, mevcut rezervin hızla düştüğü kaydedildi.
Manisa
DSİ 22'nci Şube Müdürü Bilgin Telek, Manisa ve çevresindeki yer altı su kaynaklarının hızla azaldığını, yer üstü kaynaklarının da beslenemediğini ve hızla kirlendiğini kaydetti.
Türkiye'nin su zengini olmadığını, yağışların bölgelere ve mevsimlere göre dağılışının dengesiz olduğunu kaydeden Telek, "içinde bulunduğumuz dönemde 2860 metreküp olan kişi başı yıllık su miktarı, eğilimin devam etmesi durumunda 2050'de 1240 metre küpe, 2100'de 700 metreküpe düşme riskini taşımaktadır" dedi.
Topografik koşulların kuraklık riskini artırdığına dikkat çeken Telek, "Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu akarsularının taşıdığı su, uzun dönemde aşırı azalma trendi göstermektedir. Kuzey Ege, Güney Marmara, Orta Akdeniz, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'nun kuzey kesimlerinde aşırı olmamakla birlikte akarsu debileri azalış trendindedir. Azalış trendi, tarımın egemen olduğu, sanayileşme ve kentleşmenin yoğunlaştığı yörelerde daha hızlıdır" diye konuştu.
Uşak'ta su durumu
Geçen yıl ciddi bir kuraklığın yaşandığı Uşak'ta, yağışların etkili olması nedeniyle göletler ve barajdaki doluluk oranlarının istenilen seviyeye ulaştığı bildirildi.
Uşak İl Tarım Müdürü Atilla Arslan, geçen sene metrekareye 220 kilogram olan yağış ortalamasının, bu yıl 300 kilogramı bulduğunu belirterek, "2007'de meralarımızda kuraklık nedeniyle yüzde 60 kuruma yaşandı. Bu da hayvan sayısında ve hayvandan elde edilen besin maddelerinde ciddi azalmalara neden oldu, ancak bu yıl bütün bunları yaşamıyoruz. Tarımsal ürünlerde herhangi bir sıkıntı yok, çiftçinin yüzü gülüyor" dedi.
DSİ'ye ait Uşak'ta 10 gölet ve bir baraj olduğunu belirten Yıldız, göletlerdeki doluluk oranının yüzde 70, kentin içme suyu ihtiyacını büyük oranda karşılayan Küçükler Barajı'nda ise yüzde 95 düzeyinde doluluk bulunduğunu kaydetti.
Dicle Nehri ve Batman çayı
Diyarbakır Ziraat Odası Başkanı Bahri Erdem, Dicle Nehri'nden sulama yapan çiftçilerin kuraklıktan etkilenmediğini belirterek, nehir üzerinde çok sayıda baraj olduğunu, enerji üreten barajlar sayesinde de su seviyesinin bazı günler yüksek, bazı günler daha düşük olduğunu bildirdi.
Dicle Nehri'nden sulama yapan çiftçilerin kuraklıktan etkilenmediğini anlatan Erdem, "çünkü barajdan su geliyor. Kuraklık Dicle Nehri'ni etkilemedi. Sulama konusunda sıkıntı çekilmedi" dedi.
Batman Ziraat Odası Başkanı Nizamettin Aydiş de yağışların yetersizliği nedeniyle Batman Çayı'nda su seviyesinin çok düştüğünü, 23 köyün çaydan sulama yaptığını, bu nedenle kuraklıktan 23 köyün çok olumsuz etkilendiğini aktardı.
Zor durumda kalan köylülerin su ihtiyacını karşılamak için sondaj çalışması yaptığını ancak bunun da maliyetinin çok yüksek olduğunu anlatan Aydiş, hiçbir dönemde Batman'ın böyle bir kuraklık yaşamadığını kaydetti.
Kuraklıktan etkilenen illerin başında Batman'ın geldiğini dile getiren Aydiş, "Batman Çayı nedeniyle 23 köyde sulu tarım yapılıyor. Ancak bu yıl sulama olmadığı için pamuk ve mısır tarlada kurudu. Bu nedenle özel bankalar da dahil olmak üzere çiftçilerin kredi borçlarının ertelenmesini talep ediyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin suyu kuraklığın pençesinde -1-
Türkiye'nin suyu kuraklığın pençesinde -2-
Türkiye'nin suyu kuraklığın pençesinde -3-
Türkiye'nin suyu kuraklığın pençesinde -4-